Kıdemli Annenin Anı Defterinden

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 1 Dakika 57 Saniye
Kıdemli Annenin Anı Defterinden

Merhaba, ilk yazımın sizlerce bu kadar okunabileceğini ve beğenileceğini inanın rüyamda görsem inanmazdım. Bu kadar blogger annenin olduğu bir ortamda 20.yüzyılda bebeğini büyütmüş bir annenin anılarından derlemeler ne kadar ilginç olabilirdi ki? Sizler 21.yüzyıl annelerisiniz. Elektronik dünyasında devrim sayılacak yenilikler ardı arkası kesilmez bir şekilde devam ederken, Twitter, Instagram fenomeni anneler her gün onlarca mesaj paylaşırken, ben bir kıdemli anne olarak sizlerin ne denli ilgisini çekebilirdim? Bu düşüncelerimin temelinde sanırım atladığım bir nokta vardı. O da deneyimlerin paha biçilemez gücü ve değeriydi. İşte bu nedenle sanırım benim yazdığım ve sizlerle paylaştığım anılarımda sunduğum deneyimlerim, sizler açısından önemliydi ve değerliydi.

Bundan dolayı sizlerle yine anı defterimden bir yaprak ve bir deneyimimi paylaşmak isterim.

Çok sıcak bir Ağustos günü… Sene 1993, oğlumun 3. doğumgünü. O sıralar eşimin işi dolayısıyla Bursa’da yaşıyoruz. Evimiz kocaman bir lojman ve yemyeşil bir fabrika bahçesinin bir köşesinde. Bahçemizde bir salkım söğüt ağacı var ve bu ağaca kurulmuş, oğlumun sallanmaya doyamadığı bir salıncağı var. Doğum günü dolayısıyla evde ciddi bir kalabalık… Eşimin kuzenleri, bizim taraftan akrabalar da dahil olunca toplamda 17-18 kişi kadar bir kalabalıktan bahsediyoruz.

Evin içinde akşam üstü kutlaması için tam bir curcuna bir koşuşturma sürüp gitmekte. O karambol sırasında bir an oğlumu yanı başımda gördüm. Gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu alt dudağı hep üzüldüğü zamanlarda olduğu gibi aşağıya sarkık. “Anne ben oyun oynamak istiyorum ama” diye çatlak bir ses tonuyla söylendi. Ben de işimin arasında “Tabii bir tanem istersen çık bahçeye ya da yukarı odana git, istediğin oyunu oyna” dedim.

Tam o anda bana dönüp “Ama ben seninle oynamak istiyorum” diye cevap verdi. Bir an duraksadım ve “Bugün olmaz çok iş var, misafirler var, senin doğum günün için hazırlık yapıyorum” sözleri ağzımdan çıkıverdi. Oğlum bana hiç unutamayacağım bir cevap verdi “O zaman keşke bugün doğmasaydım seninle oynasaydım!”

Bu sözler bende titre ve kendine dön etkisi yaratmakta gecikmedi. Olayın zıtlığını ve trajikomik boyutunu oğlum olanca çıplaklığı ile suratıma vurmuştu. 3 yaşında bir çocuk adına doğum günü kutlamaları için bir dolu misafir davet edilmiş ve parti hazırlığı yapılıyordu. Ama onun gözünde tüm bunlar annesi ile keyifle oynamanın değerinde değildi ve oğlum bu gerçeği çok samimi ve doğal biçimde yüzüme tokat gibi patlatıvermişti.

Bir an durdum düşündüm. Bu curcuna bizim bakış açımızdan onu mutlu etmek için yapılıyordu. Yoksa yanılıyor muydum? Yoksa biz yetişkinler çocuklarımızın adına onların nasıl mutlu olacaklarını varsayarak kendimiz odaklı mı düşünüyorduk? Öyle ya oğlum bütün samimiyetiyle doğum günü partisini elinin tersiyle itivermiş keşke olmasaydı da seninle oynasaydım demişti. Durdum, elinden tuttum ve “Gel bahçeye, salıncakta sallanalım.” dedim. Yüzündeki beliren o koskocaman tebessümü sizlere tarif edebilmem mümkün değil. En mutlu olduğu zamanlarda bana söylediği “En bir tane anne sensin!” iltifatına mazhar olduktan ve benden “Hadi oradan yağcı” cevabı ile burnunun ucundan bir öpücük aldıktan sonra ana oğul bahçede yaklaşık yarım saat kadar bağırış çağırış salıncakta sallandık ve çimenlerde boğuştuk. Rahmetli kayınvalidem bize bakıp “Kızım sana söylüyorum bu çocuğa bir kardeş gerek.” dediğinde ise sadece bıyık altından tebessüm etmekle yetindim.

Sevgili anne ve babalar, inanın anlattığım bu anım benzeri olayları sürekli etrafımda gözlemliyorum ve gerçekten çok üzülüyorum. Biz yetişkinler çocuklarımızı mutlu etmek için para ve emek harcar, çabalarken onların neler isteyebilecekleri hakkında onlar adına bir dizi karar veriyoruz ve ne yazık ki çoğu kez bizim bakış açımız ile onları gerçek anlamda mutlu etmeyi ıskalıyoruz.

Oysa onlara ayıracağımız ve onlara odaklanacağımız zaman kadar, onları mutlu edecek başka bir şeyin pek olmadığını anlayabilsek, onların dünyasında anne ve baba ilgisinin ve onlarla oyun oynayıp bir şeyler paylaşmanın eşsiz değerini göreceğiz.

İlk Yayın Tarihi: 6 Ağustos 2015 @ 18:24

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Ebeveyn & Aile

Sigaranın Emzirme Sürecine Etkileri

Herhalde sigaranın zararlarını duymamış olanınız yoktur. Milyonlarca insanın kendilerine verdiği en büyük zarar olan sigara, bebeğiniz için de tabii ki çok zararlı. Peki, sigara içen bir anne bebeğini emzirmeli mi? Emzirirse bebeğe ne gibi etkileri Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Babalar ve Yeni Doğan Bebekleri

Babalar ve Yeni Doğan Bebekleri Yeni doğum yapmış annelerde görülebilen bazı psikolojik sorunlar, yeni baba olmuş bireylerde de görülebilir. Bebeğin dünyaya gelişinden sonra annede olduğu gibi babada da bir takım değişiklikler, hayata bakış açısının değişmesi, Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Çocuklarım olmasa bir an bile katlanmazdım!

  Bazı cümleler vardır, zaman zaman herkes söyler veya herkes işitir; ama bu cümleleri en fazla terapistler işitir. Başlıkta kullandığım cümle de işte bu cümlelerden bir tanesidir. Evliliğinde istediğini bulamayan, hayal kırıklığına uğrayan ama bir Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0