Çocuğunuza Asla Söylememeniz Gereken 10 Şey Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 46 Saniye …Sayfa 2
4. “Acele Et!”
Çocuğunuz kahvaltıda oyalanabilir, henüz tam anlamıyla başaramıyorsa da bağcıklarını kendi bağlamak isteyebilir ve bu arada okula geç kalmamak için acele etmesi gerekiyor olabilir. Onun daha hızlı hareket etmesini baskılamak onun fazladan streslenmesine sebep olmaktadır. Onun yerine söyleminizi yumuşatıp;
“Haydi biraz acele edelim!…” gibi ikinizin aslında aynı takımda olduğunuzun mesajını veren bir cümle kurun. Hatta hazırlanmayı bir oyun haline getirebilirsiniz:
“hadi bakalım, ilk başta pantolonunu kim giyecek?”
5. “Diyet yapıyorum.”
Kilo vermeye mi çalışıyorsunuz? Bunu kendinize saklayın!… Her gün tartıya çıktığınızı gören ve kilolarınız hakkında konuştuğunuzu duyan çocuğunuzun zihninde vücut ve beslenme üzerine sağlıksız bir tanım gelişebilir.
“Tatlı yememek için kendimi zor tutuyorum” veya “Sebze yemekten sıkıldım” yerine;
“Sağlıklı besleniyorum çünkü kendimi iyi hissettiriyor” demek daha doğrudur. Aynı yöntemi spor faaliyetleriniz için de uygulayın; “Yürüyüşe çıkmam lazım” şikayet ediyormuşsunuz mesajı verebilir. Onun yerine “Dışarısı çok güzel gözüküyor. Ben bir yürüyüşe çıkacağım..” demeniz onu da motive edip size eşlik etmesini sağlayabilir ve ileriki yıllarda spora ve sağlıklı beslenmeye karşı önyargısı olmaz.
6. “Bunu alamayız,paramız yetmez!”
Çocuğunuz en son çıkan oyuncak için yalvarırken kolaylıkla bu kusurlu tepkiyi veriyor olabilirsiniz. Bunu yapıyor olmak çocuğa finansal durumunuz üzerinde bir kontrolünüz olmadığı mesajını verip çocuğunuzu korkutabilir. Bunu söyledikten sonra eviniz için masraf yaptığınızı gören çocuklar haklı olarak daha talepkar davranabilirler. Onun yerine aynı fikri savunan alternatif bir yol deneyin ve “Onu almayacağız çünkü paramızı daha önemli şeyler için saklıyoruz” şeklinde açıklayın. Eğer çocuğunuz devam ederse, tasarruf ve para idaresi hakkında konuşmak için harika bir başlangıç noktası yakalamış olursunuz.
7. “Sakın Yabancılarla Konuşma!”
Bu uyarı, ufak çocukların kavraması için zor bir kavramdır. Kişiyi tanımıyor olsa da, kişi çocuğunuza iyi davrandığı sürece çocuğunuz onu “yabancı” olarak düşünmeyebilir. Ayrıca çocuklar bunu tamamen yanlış anlayıp zor zamanlarda bir polis memurunun ve itfaiyecinin yardım etmesine direnebilirler. Çocuğunuzu yabancılara karşı uyarmak yerine ona bir takım senaryolar anlatıp, onun ne yapacağını sorun;
“Eğer yanına bir adam gelse ve sana şeker ikram etse veya seni eve bırakacağını söylerse ne yaparsın?”. Onu dinledikten sonra yapılacak doğru şeyin ne olacağı konusunda ona rehberlik edin. Çoğu çocuk kaçırma vakasının çocuğun daha önceden tanıdığı birileri tarafından gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda ise daha genel bir ifade kullanmak faydalı olacaktır;
“Eğer birisi senin üzüntü, korku hissetmeni sağlıyor veya kafanı karıştırıyorsa bana derhal söylemelisin”
İlk Yayın Tarihi: 28 Ağustos 2014 @ 13:13
…Sayfa 2
4. “Acele Et!”
Çocuğunuz kahvaltıda oyalanabilir, henüz tam anlamıyla başaramıyorsa da bağcıklarını kendi bağlamak isteyebilir ve bu arada okula geç kalmamak için acele etmesi gerekiyor olabilir. Onun daha hızlı hareket etmesini baskılamak onun fazladan streslenmesine sebep olmaktadır. Onun yerine söyleminizi yumuşatıp;
“Haydi biraz acele edelim!…” gibi ikinizin aslında aynı takımda olduğunuzun mesajını veren bir cümle kurun. Hatta hazırlanmayı bir oyun haline getirebilirsiniz:
“hadi bakalım, ilk başta pantolonunu kim giyecek?”
5. “Diyet yapıyorum.”
Kilo vermeye mi çalışıyorsunuz? Bunu kendinize saklayın!… Her gün tartıya çıktığınızı gören ve kilolarınız hakkında konuştuğunuzu duyan çocuğunuzun zihninde vücut ve beslenme üzerine sağlıksız bir tanım gelişebilir.
“Tatlı yememek için kendimi zor tutuyorum” veya “Sebze yemekten sıkıldım” yerine;
“Sağlıklı besleniyorum çünkü kendimi iyi hissettiriyor” demek daha doğrudur. Aynı yöntemi spor faaliyetleriniz için de uygulayın; “Yürüyüşe çıkmam lazım” şikayet ediyormuşsunuz mesajı verebilir. Onun yerine “Dışarısı çok güzel gözüküyor. Ben bir yürüyüşe çıkacağım..” demeniz onu da motive edip size eşlik etmesini sağlayabilir ve ileriki yıllarda spora ve sağlıklı beslenmeye karşı önyargısı olmaz.
6. “Bunu alamayız,paramız yetmez!”
Çocuğunuz en son çıkan oyuncak için yalvarırken kolaylıkla bu kusurlu tepkiyi veriyor olabilirsiniz. Bunu yapıyor olmak çocuğa finansal durumunuz üzerinde bir kontrolünüz olmadığı mesajını verip çocuğunuzu korkutabilir. Bunu söyledikten sonra eviniz için masraf yaptığınızı gören çocuklar haklı olarak daha talepkar davranabilirler. Onun yerine aynı fikri savunan alternatif bir yol deneyin ve “Onu almayacağız çünkü paramızı daha önemli şeyler için saklıyoruz” şeklinde açıklayın. Eğer çocuğunuz devam ederse, tasarruf ve para idaresi hakkında konuşmak için harika bir başlangıç noktası yakalamış olursunuz.
7. “Sakın Yabancılarla Konuşma!”
Bu uyarı, ufak çocukların kavraması için zor bir kavramdır. Kişiyi tanımıyor olsa da, kişi çocuğunuza iyi davrandığı sürece çocuğunuz onu “yabancı” olarak düşünmeyebilir. Ayrıca çocuklar bunu tamamen yanlış anlayıp zor zamanlarda bir polis memurunun ve itfaiyecinin yardım etmesine direnebilirler. Çocuğunuzu yabancılara karşı uyarmak yerine ona bir takım senaryolar anlatıp, onun ne yapacağını sorun;
“Eğer yanına bir adam gelse ve sana şeker ikram etse veya seni eve bırakacağını söylerse ne yaparsın?”. Onu dinledikten sonra yapılacak doğru şeyin ne olacağı konusunda ona rehberlik edin. Çoğu çocuk kaçırma vakasının çocuğun daha önceden tanıdığı birileri tarafından gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda ise daha genel bir ifade kullanmak faydalı olacaktır;
“Eğer birisi senin üzüntü, korku hissetmeni sağlıyor veya kafanı karıştırıyorsa bana derhal söylemelisin”
İlk Yayın Tarihi: 28 Ağustos 2014 @ 13:13