Küçük Elif’in Büyük Değişimi: Gerçek Bir Vaka Yazar: Uzman Psikolog Sezen Erem -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 42 Saniye Bilenler bilir ben profesyonel anlamda çocuklarla çalışmıyorum, yani çocuk terapisti değilim. Yetişkinlerle ve çiftlerle çalışıyorum. Sıklıkla küçüklerin ebeveynleri olan çiftler benim kanepeme konuk olurlar. Geçen yazımda da sizlere tam da yaptığım bu işten hareketle, çocuğunuzun üçüncü ebeveyni ilişkinizdir konusunu anlatmaya çalışmıştım. Ondan sonra bunu size bir örnekle anlatma gereği duydum ve meslek hayatım boyunca beni en çok etkileyen vakalardan birini sizlerle paylaşmak istedim.
Takdir edersiniz ki kişilerin kişilik haklarını ihlal etmemek için bu vakadaki isimler, kimlik belirtici özellikler değiştirilmiştir. Aslında anlatacak olduğum kişi benim danışanım da değil sadece işimi yaparken gözlemleme şansı bulduğum bir küçük hanımdır.
O gün akşam son seansım yeni bir çifte aitti. Bekleme odasında onları gördüğümde ise ilk düşündüğüm şey “Eyvah, yanlarında bebeklerini getirmişler.” oldu. Bu çift terapilerinde arzu etmediğimiz bir durumdur, zira bize gelen çiftler bir sorun konuşmak için bize gelmişlerdir, sıklıkla öfkeli, üzgün ve hayal kırıklığı içindedirler. Seansta duygularını saklamalarını asla istemeyiz ve bu duygular çocukların bulunduğu atmosferler için hiç uygun değildir.
Bu düşüncelerle onları odama davet ettim. Bebekle birlikte katılmalarının çok uygun olmayacağını, başka bir yol bulunup bulunamayacağını konuşmaya başladık. Anne ve baba çaresizdi, bu şehirde fazla akrabamız yok, herkes memlekette zaten olsa da Elif biz olmadan asla kalmaz dediler. Görüşmemize Elif ile ilgili konuşarak başlamıştık. İlk gördüğümde gerek fiziksel gelişimi gerekse davranışlarına bakarak 1-1.5 yaşında olduğunu düşündüğüm “bebek” neredeyse 3 yaşını doldurmak üzereydi, kendisine hitap ettiğimde hiç konuşmadı ama annesi birkaç kısa cümle kurabildiğini ama aile dışından kişilerle konuşmadığını belirtti. Bu iş giderek ilginç bir hal alıyordu. Elifin ciddi sağlık sorunları da olmuştu, doktorlar allerjik astım demişlerdi, 3 yaşına kadar geçer demişlerdi ancak henüz geçmemişti. Boyu ve kilosu yaşıtlarının oldukça gerisindeydi, hiç yemiyor hala ben yediriyorum ama yine de tabağının sadece yarısını bitirebiliyor diyordu yine annesi ve Elif hala anne babası ile aynı yatakta yatıyordu.
İlk Yayın Tarihi: 18 Eylül 2015 @ 18:00
Bilenler bilir ben profesyonel anlamda çocuklarla çalışmıyorum, yani çocuk terapisti değilim. Yetişkinlerle ve çiftlerle çalışıyorum. Sıklıkla küçüklerin ebeveynleri olan çiftler benim kanepeme konuk olurlar. Geçen yazımda da sizlere tam da yaptığım bu işten hareketle, çocuğunuzun üçüncü ebeveyni ilişkinizdir konusunu anlatmaya çalışmıştım. Ondan sonra bunu size bir örnekle anlatma gereği duydum ve meslek hayatım boyunca beni en çok etkileyen vakalardan birini sizlerle paylaşmak istedim.
Takdir edersiniz ki kişilerin kişilik haklarını ihlal etmemek için bu vakadaki isimler, kimlik belirtici özellikler değiştirilmiştir. Aslında anlatacak olduğum kişi benim danışanım da değil sadece işimi yaparken gözlemleme şansı bulduğum bir küçük hanımdır.
O gün akşam son seansım yeni bir çifte aitti. Bekleme odasında onları gördüğümde ise ilk düşündüğüm şey “Eyvah, yanlarında bebeklerini getirmişler.” oldu. Bu çift terapilerinde arzu etmediğimiz bir durumdur, zira bize gelen çiftler bir sorun konuşmak için bize gelmişlerdir, sıklıkla öfkeli, üzgün ve hayal kırıklığı içindedirler. Seansta duygularını saklamalarını asla istemeyiz ve bu duygular çocukların bulunduğu atmosferler için hiç uygun değildir.
Bu düşüncelerle onları odama davet ettim. Bebekle birlikte katılmalarının çok uygun olmayacağını, başka bir yol bulunup bulunamayacağını konuşmaya başladık. Anne ve baba çaresizdi, bu şehirde fazla akrabamız yok, herkes memlekette zaten olsa da Elif biz olmadan asla kalmaz dediler. Görüşmemize Elif ile ilgili konuşarak başlamıştık. İlk gördüğümde gerek fiziksel gelişimi gerekse davranışlarına bakarak 1-1.5 yaşında olduğunu düşündüğüm “bebek” neredeyse 3 yaşını doldurmak üzereydi, kendisine hitap ettiğimde hiç konuşmadı ama annesi birkaç kısa cümle kurabildiğini ama aile dışından kişilerle konuşmadığını belirtti. Bu iş giderek ilginç bir hal alıyordu. Elifin ciddi sağlık sorunları da olmuştu, doktorlar allerjik astım demişlerdi, 3 yaşına kadar geçer demişlerdi ancak henüz geçmemişti. Boyu ve kilosu yaşıtlarının oldukça gerisindeydi, hiç yemiyor hala ben yediriyorum ama yine de tabağının sadece yarısını bitirebiliyor diyordu yine annesi ve Elif hala anne babası ile aynı yatakta yatıyordu.
İlk Yayın Tarihi: 18 Eylül 2015 @ 18:00