Vaka İncelemesi: Yapıyor Gibi Görünmek Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 48 Saniye Çoğunuz “Eh sıradan küçük çocuk yaramazlığı…” diyeceksiniz belki de ama değil sevgili okurlar. Size anlattığım olayda dikkatinizi çekmek istediğim nokta acele ile iş yaparken algılarımızı çevreye kapadığımız ve olayı idare etmeye yönelik davranışlarımızdır. Yazının başlığında belirttiğim gibi bazı şeyleri yapar görünüyoruz aynen Emine Hanım’ın kek yaparken Fulya ile ilgileniyor göründüğü gibi. Oysa Emine Hanım Fulya’yı can kulağı ile dinlemiş olsaydı onun kuru üzümü ben alırım dediğini anlayacaktı ve belki de o zaman “Dur ben sana bir avuç vereyim.” diyecekti. Bizim hikayemizde anlamış gibi görünüp “İyi peki al ne alacaksan” deyip çocuğu o an için devre dışı bırakmaya odaklandığı için “Fulya da 2 yaş sendromuna has olan her şeyi kendi yapma isteği doğrultusunda tezgaha çıkıvermişti kontrolsüzce.
Ben de oldukça hareketli bir erkek çocuk büyüttüm, ve her daim çalışan bir anneydim, ama inanın ev işleri konusunda asla kendi annem gibi titiz olmadım olamadım. Ben sevgili babaannemin bir sözünü prensip edinmiştim: “Ak olmazsa pak olsun”. Çünkü işten geldikten sonra en önemli işim oğlumdu. Evim dağınık olabilirdi, “Burası yaşanılan bir yuva” derdim annem evimizle ilgili bir eleştiri getirdiğinde.
Yıllar sonra sevgili okuldaşım ve ağabeyim Prof Dr. Acar Baltaş’ın Ebeveynlere Öğütler adlı kitabını okurken onun verdiği öğütler arasında bir öğüt benim bu felsefemi taçlandırıyordu sanki: “Çocuğunuz büyüdüğünde evinizin ne kadar temiz olduğunu değil, sizin onunla ne kadar ilgilendiğinizi hatırlayacaktır”
Evet bu söz çok ama çok doğru. Hayatın o mucizevi ilk 5 yılında evinizin camları veya perdelerinizin ütüsü değil, çocuğunuzun keyfi ve sizinle paylaşımları önceliğiniz olmalı.
Sevgili ebeveynler aslında işe babaları da katmam gerektiğini biliyorum çünkü aynı affedilmez hatayı onlar da gazetelerini okurken veya TV izlerken bol bol yapıyorlar. Ufaklıklar ile ilgileniyormuş gibi yapıyorlar ama aslında çocuğa odaklanmıyorlar.
Size başka bir sır vereyim, maalesef özellikle küçük çocuklarımızın sezgileri bizlerden çok daha açık olduğundan onlar bizim kendileriyle gerçekten ilgilenip ilgilenmediğimizi çok ama çok net anlayabiliyorlar, yani demem o ki aslına bakacak olursak bizler yine kendi kendimizi kandırıyoruz. Küçük çocuklarımız hayatımızın temeli, onlarla zaman geçirirken kendimizi onlara uyumlandırmamız beynimizle ve yüreğimizle birlikte olmamız gerektiğinin bilincinde olalım derim.
Sağlıcakla kalın.
Fatma Nur Olcay
İlk Yayın Tarihi: 7 Kasım 2015 @ 19:33
Çoğunuz “Eh sıradan küçük çocuk yaramazlığı…” diyeceksiniz belki de ama değil sevgili okurlar. Size anlattığım olayda dikkatinizi çekmek istediğim nokta acele ile iş yaparken algılarımızı çevreye kapadığımız ve olayı idare etmeye yönelik davranışlarımızdır. Yazının başlığında belirttiğim gibi bazı şeyleri yapar görünüyoruz aynen Emine Hanım’ın kek yaparken Fulya ile ilgileniyor göründüğü gibi. Oysa Emine Hanım Fulya’yı can kulağı ile dinlemiş olsaydı onun kuru üzümü ben alırım dediğini anlayacaktı ve belki de o zaman “Dur ben sana bir avuç vereyim.” diyecekti. Bizim hikayemizde anlamış gibi görünüp “İyi peki al ne alacaksan” deyip çocuğu o an için devre dışı bırakmaya odaklandığı için “Fulya da 2 yaş sendromuna has olan her şeyi kendi yapma isteği doğrultusunda tezgaha çıkıvermişti kontrolsüzce.
Ben de oldukça hareketli bir erkek çocuk büyüttüm, ve her daim çalışan bir anneydim, ama inanın ev işleri konusunda asla kendi annem gibi titiz olmadım olamadım. Ben sevgili babaannemin bir sözünü prensip edinmiştim: “Ak olmazsa pak olsun”. Çünkü işten geldikten sonra en önemli işim oğlumdu. Evim dağınık olabilirdi, “Burası yaşanılan bir yuva” derdim annem evimizle ilgili bir eleştiri getirdiğinde.
Yıllar sonra sevgili okuldaşım ve ağabeyim Prof Dr. Acar Baltaş’ın Ebeveynlere Öğütler adlı kitabını okurken onun verdiği öğütler arasında bir öğüt benim bu felsefemi taçlandırıyordu sanki: “Çocuğunuz büyüdüğünde evinizin ne kadar temiz olduğunu değil, sizin onunla ne kadar ilgilendiğinizi hatırlayacaktır”
Evet bu söz çok ama çok doğru. Hayatın o mucizevi ilk 5 yılında evinizin camları veya perdelerinizin ütüsü değil, çocuğunuzun keyfi ve sizinle paylaşımları önceliğiniz olmalı.
Sevgili ebeveynler aslında işe babaları da katmam gerektiğini biliyorum çünkü aynı affedilmez hatayı onlar da gazetelerini okurken veya TV izlerken bol bol yapıyorlar. Ufaklıklar ile ilgileniyormuş gibi yapıyorlar ama aslında çocuğa odaklanmıyorlar.
Size başka bir sır vereyim, maalesef özellikle küçük çocuklarımızın sezgileri bizlerden çok daha açık olduğundan onlar bizim kendileriyle gerçekten ilgilenip ilgilenmediğimizi çok ama çok net anlayabiliyorlar, yani demem o ki aslına bakacak olursak bizler yine kendi kendimizi kandırıyoruz. Küçük çocuklarımız hayatımızın temeli, onlarla zaman geçirirken kendimizi onlara uyumlandırmamız beynimizle ve yüreğimizle birlikte olmamız gerektiğinin bilincinde olalım derim.
Sağlıcakla kalın.
Fatma Nur Olcay
İlk Yayın Tarihi: 7 Kasım 2015 @ 19:33