Kilolu Çocukları Bekleyen 6 Hastalık Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 1 Dakika 9 Saniye Aşırı kilolu çocukları ruhsal sorunlardan sindirim sorunlarına kadar bir çok hastalık bekliyor olabilir. Eskiden kilolu çocuklar sağlıklı olarak görülürdü. Fakat günümüzde bu kanı tamamen değişti. Çünkü yetişkinlerde kilodan kaynaklanan hastalıkların bir çoğunun temelinin çocuklukta atıldığı öğrenildi. Bu sebeple anne ve babaların çocuklarının kilo kontrollerini ciddiye almaları büyük önem taşır.
Erişkinlerdeki obezite ile çocuklardaki obezite farklıdır. Obezite basit bir kilo fazlalığı değildir, vücuttaki yağ dokusunun olması gerekenin üzerinde olması durumudur. Yetişkinler kilo aldıkları zaman, yağ hücreleri genişler, kilo verdikleri zaman ise yağ hücreleri daralır. Çocuklarda ise durum farklıdır. Çocuklar kilo aldıkları zaman yağ hücre sayıları artar. Bu yağ hücreleri ömür boyu vücutta bulunur. Bu yüzden çocukların kilolarının çocukluk çağından itibaren kontrol altında tutulması önemlidir.
Aşırı kilo çocuklarda yürüme bozuklukları, omurga bozuklukları, yürüme bozuklukları, geç yürüme gibi ortopedik sorunlara yol açar.
Aşırı kilolu çocuklar enfeksiyona yatkın olurlar, bazı kanser türleri tetiklenir ve otoimmün hastalıklar meydana gelebilir.
Aşırı kilo karaciğer yağlanması, reflü, ülser, safra taşı oluşumu gibi bağışıklık sistemi sorunlarına da sebep olur.
Aşırı kilolu çocuklarda ruhsal problemler de olabilir. Depresyon, özgüven eksikliği, sosyal ayrımcılık, madde kullanımında artış gibi ciddi sorunlar meydana gelebilir.
Dünya Sağlık Örgütünün açıklamasına göre, obez sayısı son 35 yılda, neredeyse 3 katına çıkmıştır. Bu yüzden obezite ile mücadele her geçen gün daha da fazla önem taşımaktadır. Uzmanlar obezitenin yeni adının ‘Yağlanmaya Bağlı Kronik Hastalık’ olabileceğini belirtmektedirler. Özellikle bel çevresindeki yağlanmalar, iç organların da yağlanma riskini arttırır ve kandaki yağların profillerini arttırır.
Çocuğun fazla kilolu olup olmadığına bakmak için bir takım ölçümler yapılmaktadır. Bunlar; boyuna göre ağırlık yüzdesinin oranı, beden kitle endeksi, boyun çevresi, bel çevresi gibi ölçümlerdir.
Çocukların obez olmaması için, bebeklik döneminden itibaren beslenmelerine dikkat edilmelidir. Bebek eğer mümkünse ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile, eğer mümkün değilse formül mama ile beslenmelidir. Ek gıdalara erken başlanmamalıdır. Bebek ek gıdaya başladığı zaman ise, unlu, şekerli, muhallebi, yağlı, tuzlu, salçalı besinler verilmemelidir. Bebeğin yediği mama miktarı doğru ayarlanmalı, aşırıya kaçılmamalı ve çocuk zorlanmamalıdır. Okul öncesi dönemde çocuklara doğru yeme alışkanlıkları kazandırabilmek adına, ailenin de çocuklarına örnek olmaları gerekmektedir. Televizyonun karşısında yemek yemek, cips, çikolata vb. abur cubur tüketmek gibi olumsuz örnek olabilecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
Kaynak: www.e-psikiyatri.com
İlk Yayın Tarihi: 7 Şubat 2018 @ 22:17
Aşırı kilolu çocukları ruhsal sorunlardan sindirim sorunlarına kadar bir çok hastalık bekliyor olabilir. Eskiden kilolu çocuklar sağlıklı olarak görülürdü. Fakat günümüzde bu kanı tamamen değişti. Çünkü yetişkinlerde kilodan kaynaklanan hastalıkların bir çoğunun temelinin çocuklukta atıldığı öğrenildi. Bu sebeple anne ve babaların çocuklarının kilo kontrollerini ciddiye almaları büyük önem taşır.
Erişkinlerdeki obezite ile çocuklardaki obezite farklıdır. Obezite basit bir kilo fazlalığı değildir, vücuttaki yağ dokusunun olması gerekenin üzerinde olması durumudur. Yetişkinler kilo aldıkları zaman, yağ hücreleri genişler, kilo verdikleri zaman ise yağ hücreleri daralır. Çocuklarda ise durum farklıdır. Çocuklar kilo aldıkları zaman yağ hücre sayıları artar. Bu yağ hücreleri ömür boyu vücutta bulunur. Bu yüzden çocukların kilolarının çocukluk çağından itibaren kontrol altında tutulması önemlidir.
Aşırı kilo çocuklarda yürüme bozuklukları, omurga bozuklukları, yürüme bozuklukları, geç yürüme gibi ortopedik sorunlara yol açar.
Aşırı kilolu çocuklar enfeksiyona yatkın olurlar, bazı kanser türleri tetiklenir ve otoimmün hastalıklar meydana gelebilir.
Aşırı kilo karaciğer yağlanması, reflü, ülser, safra taşı oluşumu gibi bağışıklık sistemi sorunlarına da sebep olur.
Aşırı kilolu çocuklarda ruhsal problemler de olabilir. Depresyon, özgüven eksikliği, sosyal ayrımcılık, madde kullanımında artış gibi ciddi sorunlar meydana gelebilir.
Dünya Sağlık Örgütünün açıklamasına göre, obez sayısı son 35 yılda, neredeyse 3 katına çıkmıştır. Bu yüzden obezite ile mücadele her geçen gün daha da fazla önem taşımaktadır. Uzmanlar obezitenin yeni adının ‘Yağlanmaya Bağlı Kronik Hastalık’ olabileceğini belirtmektedirler. Özellikle bel çevresindeki yağlanmalar, iç organların da yağlanma riskini arttırır ve kandaki yağların profillerini arttırır.
Çocuğun fazla kilolu olup olmadığına bakmak için bir takım ölçümler yapılmaktadır. Bunlar; boyuna göre ağırlık yüzdesinin oranı, beden kitle endeksi, boyun çevresi, bel çevresi gibi ölçümlerdir.
Çocukların obez olmaması için, bebeklik döneminden itibaren beslenmelerine dikkat edilmelidir. Bebek eğer mümkünse ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile, eğer mümkün değilse formül mama ile beslenmelidir. Ek gıdalara erken başlanmamalıdır. Bebek ek gıdaya başladığı zaman ise, unlu, şekerli, muhallebi, yağlı, tuzlu, salçalı besinler verilmemelidir. Bebeğin yediği mama miktarı doğru ayarlanmalı, aşırıya kaçılmamalı ve çocuk zorlanmamalıdır. Okul öncesi dönemde çocuklara doğru yeme alışkanlıkları kazandırabilmek adına, ailenin de çocuklarına örnek olmaları gerekmektedir. Televizyonun karşısında yemek yemek, cips, çikolata vb. abur cubur tüketmek gibi olumsuz örnek olabilecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
Kaynak: www.e-psikiyatri.com
İlk Yayın Tarihi: 7 Şubat 2018 @ 22:17