Çocuk Yetiştirirken Doğallığı Elden Bırakmamak

34 aylık bebeğimiz Ali oldukça çabuk sinirlenen hırçın bir erkek çocuktur. Ali sezaryen doğumla dünyaya gelmiş bir bebektir ve ne yazık ki meme tutmamıştır; annesi Emine Hanım da birkaç sonuçsuz denemeden sonra ister istemez biberona yönelmiştir. Ali’nin annesi Emine Hanım’ın en büyük sorunu Ali’ye biberon emmeyi bıraktıramamasıdır. Ali bardakla kamışla her türlü alternatifi içmeyi reddetmekte ve biberonu eline alana kadar yaygarayı kesmemektedir. Bir gün Emine Hanım’ın arkadaşlarından Yeliz Hanım Emine Hanım’a “Emine sen buna teslim olmuşsun. Bak ben sana bir akıl vereyim; git hafta sonu kayınvalidenlere ve biberonu alma. Tepişecek ama mecburen kabul edecek ve böylece de bu dertlenmen bitecek.” deyince Emine Hanım bu fikri uygulamaya ikna olur.

Bu konuşmayı takip eden hafta sonu yaklaşık 40 km uzakta oturan babaannelere ziyaret için çantalar hazırlanır ve yola çıkılır. Baba Bekir Bey de oğlu Ali’ye çok düşkündür ama maalesef oğluna kendi çabuk öfkelenen kişiliği nedeniyle oldukça tutarsız davranmaktadır. Kimi kez aşırı öfkelendiğinin, bazen de aşırı şımartarak çocuğuna gereksiz tavizler verdiğinin hiç farkında değildir. Sinirlendiğinde en sık kullandığı söylem ise “Bak kafamı bozma, değişiveririz sonra külahları Ali Efendi” dir. Ali bebek aslına bakacak olursanız babaannesinin söylediği kadarıyla hık demiş, babası Bekir Bey’ in burnundan düşmüştür.

Araba yolculuğu sırasında Ali yol boyunca uyumuş, pek sesini çıkarmamıştır. Babaanne Hamide Hanım ve dede emekli Albay Hasan Bey hafta sonları gerçekleşen bu ziyaretleri o kadar çok sevmektedirler ki sevinçlerinden adeta ne yapacaklarını, çocuklarını nasıl ağırlayacaklarını şaşırmaktadırlar. Babaanne yine mutfakta saatlerce uğraşmış muhteşem bir öğle yemeği sofrası hazırlamıştır.

Yemeğe oturduklarında Hamide Hanım gelinine “Kızım Ali’yi ben besleyeyim, özledim bu yakışıklıyı çok “deyince Emine Hanım “Tabii ki seve seve” der.

İlk Yayın Tarihi: 7 Ocak 2016 @ 16:59