Çocuğunuz Ergenlik Çağına Gelinceye Kadar Aileniz Hangi Aşamalardan Geçer Yazar: Uzman Psikolog Sezen Erem -
Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakika 9 Saniye Yeni Bebeği Olmuş Aile
Evlat sahibi olmak demek tüm mucizeleri, güzellikleri ve zorluklarıyla çocuğa yaşam deneyimi fırsatı vermek demektir. Bu kararı vermek ve dünyaya bir bebek getirmek ailede son derece köklü değişimlere sebep olur. Bu zamana kadar karı-koca olan bir çift, çocuk sahibi olmakla, yeni bir kuşağa bakan, onu büyüten anne-baba rolünü de üstlenir. Akrabalık ilişkileri yeniden yapılanabilir.
Bir çiftin çocuk sahibi olmaya karar vermeleri o çift için en önemli konudur. Bu aşamada çiftin karşılıklı olarak konuşup yeni gelen bebeğin hayatlarına nasıl adapte olacağını tartışmaları ve kendilerini bu sürece hazırlamaları gerekir. Anne ve baba olmaya kendilerini hazırladıkları gibi ilişkilerini de hazırlamalıdırlar. Nasıl ki gebelik öncesi diş tedavisi, diğer sağlık sorunlarının tedavisi, vitamin takviyesi yapılıyorsa ilişki de gözden geçirilmeli kronikleşmiş veya çözülmeden/konuşulmadan kalmış problemler varsa bunlar ele alınmalı, bir sonraki döneme taşınmamalıdır.
Bu dönemde eşler arasındaki tipik problemler; sorumluluk almanın savaşa dönüşmesi, ebeveynlik rolünü üstlenmede yaşanan güçlüklerdir. Ebeveynliğe geçişte, anne-babalığa ilişkin sorumluluk ve sınırlılıklara bakış açıları; bir çift olarak çocuk yetiştirmekten aldıkları haz ve evliliklerindeki yakın ilişkileri ve durağanlıkları çiftin bu sürece uyum sağlamasını etkiler.
İkili bir ilişki üçlü bir hale dönüştüğünde farklı birliktelikler ve alt sistemler oluşabilir. Artık dikkatler bölünmüştür. Bu dönemde ebeveynliğe ilişkin roller ağır basabilir ve karı-kocalık rolleri bir miktar geride kalabilir.
İlk çocuk soyun ya da aile adının devam edeceğine ilişkin bir kanıt olarak görülür. Birçok insan için çocuk, ölümsüzlük hissi verir ve geçmişle gelecek arasındaki bağı temsil eder. Hem bu bağ kurma hissi hem de yenidoğan bir bebeğin büyüyüp yetişkin bir insan olma süreci bir yetişkinin yaşayabileceği en güzel deneyimlerdir ve çiftler bazen sorumluluk ve sınırlılıklara odaklanmaktan bu hazzı yaşamayı kaçırabilirler. Oysa bu günler aile hayatının belki de en güzel günleridir. Bu hazzın ıskalanması durumunda bir çok çift anne-baba olduktan sonra evlilikten aldıkları doyumun azaldığını belirtirler.
Anne ya da baba çocuklarının kendi rüyalarını gerçekleştirmesini, kendi kültürel ya da ailesel özelliklerini taşımasını ister böyle durumlarda çiftler arasında çatışmalar yaşanabilir.
Bebeğin doğumuyla birlikte büyük ebeveynle daha sık görüşülmeye başlanılır, onlardan destek ve yardım görülür. Bu noktada büyük ebeveyn ile kurulan ilişkilerde sınırlar önem kazanmaya başlar.
Karı-koca arasındaki ilişki yetersizse eşlerden biri sevilme ihtiyacını çocuklarına yöneltebilir. Hatta çocuğu diğer eşe karşı kışkırtabilir. Pek çok anne-baba hayatlarını çocukları aracılığıyla yaşarlar, bazı durumlarda da çocuklar aileye hükmedebilir.
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2015 @ 17:09
Yeni Bebeği Olmuş Aile
Evlat sahibi olmak demek tüm mucizeleri, güzellikleri ve zorluklarıyla çocuğa yaşam deneyimi fırsatı vermek demektir. Bu kararı vermek ve dünyaya bir bebek getirmek ailede son derece köklü değişimlere sebep olur. Bu zamana kadar karı-koca olan bir çift, çocuk sahibi olmakla, yeni bir kuşağa bakan, onu büyüten anne-baba rolünü de üstlenir. Akrabalık ilişkileri yeniden yapılanabilir.
Bir çiftin çocuk sahibi olmaya karar vermeleri o çift için en önemli konudur. Bu aşamada çiftin karşılıklı olarak konuşup yeni gelen bebeğin hayatlarına nasıl adapte olacağını tartışmaları ve kendilerini bu sürece hazırlamaları gerekir. Anne ve baba olmaya kendilerini hazırladıkları gibi ilişkilerini de hazırlamalıdırlar. Nasıl ki gebelik öncesi diş tedavisi, diğer sağlık sorunlarının tedavisi, vitamin takviyesi yapılıyorsa ilişki de gözden geçirilmeli kronikleşmiş veya çözülmeden/konuşulmadan kalmış problemler varsa bunlar ele alınmalı, bir sonraki döneme taşınmamalıdır.
Bu dönemde eşler arasındaki tipik problemler; sorumluluk almanın savaşa dönüşmesi, ebeveynlik rolünü üstlenmede yaşanan güçlüklerdir. Ebeveynliğe geçişte, anne-babalığa ilişkin sorumluluk ve sınırlılıklara bakış açıları; bir çift olarak çocuk yetiştirmekten aldıkları haz ve evliliklerindeki yakın ilişkileri ve durağanlıkları çiftin bu sürece uyum sağlamasını etkiler.
İkili bir ilişki üçlü bir hale dönüştüğünde farklı birliktelikler ve alt sistemler oluşabilir. Artık dikkatler bölünmüştür. Bu dönemde ebeveynliğe ilişkin roller ağır basabilir ve karı-kocalık rolleri bir miktar geride kalabilir.
İlk çocuk soyun ya da aile adının devam edeceğine ilişkin bir kanıt olarak görülür. Birçok insan için çocuk, ölümsüzlük hissi verir ve geçmişle gelecek arasındaki bağı temsil eder. Hem bu bağ kurma hissi hem de yenidoğan bir bebeğin büyüyüp yetişkin bir insan olma süreci bir yetişkinin yaşayabileceği en güzel deneyimlerdir ve çiftler bazen sorumluluk ve sınırlılıklara odaklanmaktan bu hazzı yaşamayı kaçırabilirler. Oysa bu günler aile hayatının belki de en güzel günleridir. Bu hazzın ıskalanması durumunda bir çok çift anne-baba olduktan sonra evlilikten aldıkları doyumun azaldığını belirtirler.
Anne ya da baba çocuklarının kendi rüyalarını gerçekleştirmesini, kendi kültürel ya da ailesel özelliklerini taşımasını ister böyle durumlarda çiftler arasında çatışmalar yaşanabilir.
Bebeğin doğumuyla birlikte büyük ebeveynle daha sık görüşülmeye başlanılır, onlardan destek ve yardım görülür. Bu noktada büyük ebeveyn ile kurulan ilişkilerde sınırlar önem kazanmaya başlar.
Karı-koca arasındaki ilişki yetersizse eşlerden biri sevilme ihtiyacını çocuklarına yöneltebilir. Hatta çocuğu diğer eşe karşı kışkırtabilir. Pek çok anne-baba hayatlarını çocukları aracılığıyla yaşarlar, bazı durumlarda da çocuklar aileye hükmedebilir.
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2015 @ 17:09