Çocuğunuz Ergenlik Çağına Gelinceye Kadar Aileniz Hangi Aşamalardan Geçer Yazar: Uzman Psikolog Sezen Erem -
Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakika 9 Saniye Çift Olmak Ve Yeni Evli Çift
Çift olmak, aile yaşam döngüsündeki en karmaşık ve güç işlerden biridir. Bu dönem farklı özelliklere sahip iki kişinin kendi ailelerinden ayrılarak yeni bir yapılanmaya gittikleri dönemdir. Zamanımızda genç yetişkinler eşleri olacak kişiye aşık olarak bu seçimi yapmaktadırlar. Bu aşamaya çift ilişkisinin romantik aşaması diyoruz. Romantik aşkta ilişkiye egemen olan bir büyülenmişlik ve coşku halidir. Ancak bilinçdışı olarak aşık olmayı tercih ettiğimiz kişi ebeveyn özelliklerini ve onlarla kurduğumuz ilişkinin izlerini taşır.
Kur yapma dönemi bir karar verme dönemi olarak ele alınabilir. Flört döneminde her iki birey de kendilerini karşısındaki için “en önemli kişi” olarak hisseder ve romantik aşkın büyüsüyle ilişki ilerler. Ancak evlendikten sonra, romantik aşk yerini çoğu kez bir güç savaşına bırakır. Çünkü bilinç dışı olarak ebeveyn özelliklerini taşıyan kişiden ebeveynimizden istediğimiz şeyler istemeye başlarız. Ve onun hayatının merkezi olmadığımızı kabul etmek zordur. Bu dönemde yaşanan tartışmalarda “Tıpkı annem gibi konuşuyorsun”, “Aynı babama benziyorsun” gibi cümleler sıklıkla telaffuz edilir.
Her çiftin üç parçası vardır; sen, ben ve ilişkimiz. Sevginin sürmesi bu üç unsurun ne kadar iyi işlediği ile ilgilidir. Güç savaşı ben ve sen arasındaki bir savaştır, oysa “ilişki”nin ihtiyaçları daha farklı ve önemlidir.
İlişkinin ise 3 önemli denge unsuru vardır; bağlılık/anlaşma, güç, yakınlık. Her ilişki bir bağlılık anlaşması üzerine başlar. Bu sözsüz bir anlaşmadır ama her çift birlikte bir amacı gerçekleştirmek, mutlu olmak için bir araya gelir. Hemen hemen her evliliğin başında yaşanan o güç savaşının ardından sağlıklı olan bir yeniden bağlanma, güç dengesini kabul edip birlikte mutlu olma amacına yeniden yönelme gerçekleşmelidir. Bu önemli bir gelişimsel görevdir ve bu yüzden tüm ilişkilerin ilk iki yılı en zor yıllardır. Yakınlık ise ilişkinin her aşamasında olmazsa olmazıdır. Eşler birbirinin hayatının merkezi olmasa da fiziksel, duygusal ve sosyal olarak en yakınıdırlar.
Aile sisteminin yapılanma aşaması genellikle kur dönemini ve nişanlanmayı kapsar. Bu dönemde çiftler daha derin bir iletişime geçerler.
Nişan karşılıklı sıcak bağa hizmet eder. Nişanlanmak dış dünyaya bu ilişkinin resmileştiğine, yeni bir aile biriminin oluşacağına ilişkin bilgi verir.
Karşılıklı sıcak bağ ya da kurumsallaşma, ilişkinin doğasını etkileyebilir. Bazı ebeveynler ayrılık sürecine tam olarak hazırlanmamış olabilirler. Özellikle anneler kendilerini terk edilmiş hissedebilirler.
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2015 @ 17:09
Çift Olmak Ve Yeni Evli Çift
Çift olmak, aile yaşam döngüsündeki en karmaşık ve güç işlerden biridir. Bu dönem farklı özelliklere sahip iki kişinin kendi ailelerinden ayrılarak yeni bir yapılanmaya gittikleri dönemdir. Zamanımızda genç yetişkinler eşleri olacak kişiye aşık olarak bu seçimi yapmaktadırlar. Bu aşamaya çift ilişkisinin romantik aşaması diyoruz. Romantik aşkta ilişkiye egemen olan bir büyülenmişlik ve coşku halidir. Ancak bilinçdışı olarak aşık olmayı tercih ettiğimiz kişi ebeveyn özelliklerini ve onlarla kurduğumuz ilişkinin izlerini taşır.
Kur yapma dönemi bir karar verme dönemi olarak ele alınabilir. Flört döneminde her iki birey de kendilerini karşısındaki için “en önemli kişi” olarak hisseder ve romantik aşkın büyüsüyle ilişki ilerler. Ancak evlendikten sonra, romantik aşk yerini çoğu kez bir güç savaşına bırakır. Çünkü bilinç dışı olarak ebeveyn özelliklerini taşıyan kişiden ebeveynimizden istediğimiz şeyler istemeye başlarız. Ve onun hayatının merkezi olmadığımızı kabul etmek zordur. Bu dönemde yaşanan tartışmalarda “Tıpkı annem gibi konuşuyorsun”, “Aynı babama benziyorsun” gibi cümleler sıklıkla telaffuz edilir.
Her çiftin üç parçası vardır; sen, ben ve ilişkimiz. Sevginin sürmesi bu üç unsurun ne kadar iyi işlediği ile ilgilidir. Güç savaşı ben ve sen arasındaki bir savaştır, oysa “ilişki”nin ihtiyaçları daha farklı ve önemlidir.
İlişkinin ise 3 önemli denge unsuru vardır; bağlılık/anlaşma, güç, yakınlık. Her ilişki bir bağlılık anlaşması üzerine başlar. Bu sözsüz bir anlaşmadır ama her çift birlikte bir amacı gerçekleştirmek, mutlu olmak için bir araya gelir. Hemen hemen her evliliğin başında yaşanan o güç savaşının ardından sağlıklı olan bir yeniden bağlanma, güç dengesini kabul edip birlikte mutlu olma amacına yeniden yönelme gerçekleşmelidir. Bu önemli bir gelişimsel görevdir ve bu yüzden tüm ilişkilerin ilk iki yılı en zor yıllardır. Yakınlık ise ilişkinin her aşamasında olmazsa olmazıdır. Eşler birbirinin hayatının merkezi olmasa da fiziksel, duygusal ve sosyal olarak en yakınıdırlar.
Aile sisteminin yapılanma aşaması genellikle kur dönemini ve nişanlanmayı kapsar. Bu dönemde çiftler daha derin bir iletişime geçerler.
Nişan karşılıklı sıcak bağa hizmet eder. Nişanlanmak dış dünyaya bu ilişkinin resmileştiğine, yeni bir aile biriminin oluşacağına ilişkin bilgi verir.
Karşılıklı sıcak bağ ya da kurumsallaşma, ilişkinin doğasını etkileyebilir. Bazı ebeveynler ayrılık sürecine tam olarak hazırlanmamış olabilirler. Özellikle anneler kendilerini terk edilmiş hissedebilirler.
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2015 @ 17:09