Bebeklerde Duygusal Açlık ve Fiziki Açlığı Birbirine Karıştırmayın

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 52 Saniye
Bebeklerde Duygusal Açlık ve Fiziki Açlığı Birbirine Karıştırmayın

Bu ikilemin ortasında oğlum ise sesini gürleştirme egzersizi yaparcasına ağlamaya başlıyor ve ilk 3 ay  boyunca gerçekten ancak kucağımda sakinleşiyordu. Ona sürekli sakin bir ses tonuyla “Benim canımın içisin. Birtanemsin!” diye tekrarlıyordum. O zamanlar klasik müziğin bebekler için ne anlama geldiği bilinmiyordu ve Mozart ile büyüyen bebek modası yoktu ama tesadüf o ki eşim de ben de klasik müziği gerçekten çok seviyor ve dinliyorduk, hele de Barok müziğin ustaları Hendel ve Bach’a bayılıyorduk. Oğlum 3-4 aylıkken farkına vardık ki ne zaman aynı ortamda müzik dinlesek o bir süre sonra sakin sakin elindeki dişlik oyuncağını kemirmeye ve etrafı kolaçan etmeye yöneliyordu. Müziğin ruhun gıdası olduğunu tekrar bir başka örnekle keşfetmiş oldum böylece. Bebekler duygusal açlıklarını anne kucağında tatmin edebilmeleri yanı sıra, kucağa dahi alınmadan anne varlığını hissettikleri, onların ruhunu, duygularını besleyen bir müzikte sakinleşiyorlardı. Müziğin ritmi bu sakinleşme için çok önemliydi. Tabii ki bir pop müzik parçasında oğlumun o sakinliğinden eser kalmıyordu, gözler fıldır fıldır dolanmaya başlıyor ve tüm vücuduyla sallanmaya çalışıyordu.

Böyle bir ortamda fiziksel açlığı bir şekilde tatmin edilirken duygusal açlığını anne kucağında Bach, Vivaldi vs. dinleyerek geçiren oğlum da kendinden bekleneni elinden geldiğince yerine getiriyor ve 3 ayın sonunda 5 aylık bebek görüntüsüne kavuşuyordu. Ama bu beni biraz olsa da germekteydi. Ben bebeklikten beri hep kilo problemi ile yaşamış, ergenliğini diyetler yaparak geçirmiş ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne girdikten sonra dağcılık ve kayak gibi spor dallarına yönelerek kilo kontrolünü sporla yapabileceğimi keşfetmiş bir kadındım. En son istediğim şey ise kilolu bir bebekti; ama hani derler ya “Sakınan göze çöp batarmış”, işte o misal çevresel faktörler sonunda enine ve boyuna gelişen bir oğlan annesi olmuştum.

Tek tesellim oğlumun boyunun da kilosu oranında geliştiğiydi. Evet, nişasta, şeker temelli besinler vermiyordum ama karma beslenmeyi seçen oğlumu 7-8 ay zor mememde tutabilmiştim. O biberonun çok daha kolay ve çabuk doymasını sağlayan bir aygıt olduğunu keşfetmişti bir kez.

Sizlerle bu konuyu paylaşmak istememin temel nedeni ise eskiden beri süre gelen tombul bebek sevimlidir gibi kalıplara pek de itibar etmememiz gerekliliğini belirtmekti. Bugün tıp dünyası bir bilimsel gerçeği daha kanıtlamış bulunuyor.

Erken çocuklukta vücut ne kadar daha fazla yağ hücresi üretmişse, yetişkinlikte kilo alımı o denli kolay olmaktadır. Çünkü söz konusu yağ hücreleri yok olmamakta, yalnızca dönemsel olarak içleri dolup boşalmaktadır.

Öte yandan erken çocuklukta normalden fazla yağ hücresi üretmemiş vücutlar, yetişkinlikte kolay kolay kilo sorunu yaşamamaktalar. Bunu daha basit bir anlatımla açıklayacak olursak yağları depo edebileceğiniz bolca altyapısı kurulmuşsa sizin için hayatta kilo kontrolü çok daha zor bir iş haline gelebilmektedir.

Sözün kısası, siz siz olun bebeğinizin duygusal açlığını fiziksel bir açlık olarak nitelendirip her ağladığında onu mamaya yöneltmeyin.

Sevgilerle,

Fatma Nur Olcay

İlk Yayın Tarihi: 30 Temmuz 2015 @ 21:30

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Ebeveyn & Aile

Sigaranın Emzirme Sürecine Etkileri

Herhalde sigaranın zararlarını duymamış olanınız yoktur. Milyonlarca insanın kendilerine verdiği en büyük zarar olan sigara, bebeğiniz için de tabii ki çok zararlı. Peki, sigara içen bir anne bebeğini emzirmeli mi? Emzirirse bebeğe ne gibi etkileri Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Babalar ve Yeni Doğan Bebekleri

Babalar ve Yeni Doğan Bebekleri Yeni doğum yapmış annelerde görülebilen bazı psikolojik sorunlar, yeni baba olmuş bireylerde de görülebilir. Bebeğin dünyaya gelişinden sonra annede olduğu gibi babada da bir takım değişiklikler, hayata bakış açısının değişmesi, Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Çocuklarım olmasa bir an bile katlanmazdım!

  Bazı cümleler vardır, zaman zaman herkes söyler veya herkes işitir; ama bu cümleleri en fazla terapistler işitir. Başlıkta kullandığım cümle de işte bu cümlelerden bir tanesidir. Evliliğinde istediğini bulamayan, hayal kırıklığına uğrayan ama bir Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0