Bebekler Okuma ve Yazmayı Biliyor Olabilirler Mi? Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 0 Dakika 46 Saniye Northern Iowa Üniversitesi’nden Cristopher Kliewer, çocuklarda dil gelişiminin ayrıştırılamaz olduğunu savunmaktadır. Dinleme, konuşma, okuma ve yazma olarak belirlenen dil sisteminin her biri doğumdan itibaren gelişmeye başlar.
Cristopher Kliewer, dil sistemlerinin aynı anda ve birbirleriyle etkileşim halinde geliştiğini ve birbirlerini güçlendirdiğini söylüyor. Bu pek çok insan için yeni bir fikir.
1960’lı yıllarda yapılan dil çalışmaları ile başlayan araştırmalarda, artık tüm dil sistemlerinin birlikte geliştiğini gösteren pek çok araştırma var. Bu sistem, çocuklarda; dinleme, konuşma, okuma ve yazma sistemlerinin birbirleriyle etkileşim halinde olduğunu yansıtan Dil/Okuryazarlık Geliştirme Eşzamanlı Modeli olarak adlandırılır.
Maalesef, bazı eğitim uzmanları da dahil olmak üzere pek çok insan, merdiven modelini benimsiyorlar. Gerçek bir merdivende olduğu gibi, bu Merdiven Okuryazarlığı/Dil Modeli katmanlar gibidir:
Çocuk ilk adımda (ya da doğumdan hemen sonra) dinlemeyi öğrenir; ikinci adımda konuşmayı öğrenir; üçüncü adımda çocuk okumayı öğrenir ve dördüncü adımda yazmayı öğrenir. Bu modelin yanlışlığı pek çok şekilde ispatlanabilir.
Kliewer, okuma yazma becerisinin tek başına artırılamadığını savunuyor. Okuma yazma becerisi dil sistemleriyle bir bütün olarak gelişir.
Semboller Sadece Harflerden Oluşmaz.
Çocuk sanıldığı gibi yazı yazmayı son olarak öğrenmez. Yazının da semboller dizini olduğunu düşünürsek, doğumdan itibaren çocukların sembolleri kullandığını söyleyebiliriz.
Çocuğun çizimlerine göz attığımızda, daireler genellikle başları sembolize ederken, gözler için noktalar, ağız, kollar ve bacaklar için çizgiler kullanır. Kuşkusuz, kafalar, yüzler, kollar ve bacaklar bu basit şekillerden daha fazlasıdır, ancak çocuklar fikirleri aktarabileceklerini ve diğerlerinin anlayabileceği basit sembolleri kullanarak tüm hikayeyi anlatabileceklerini öğrenirler.
Kaynak:www.tzv.org.tr
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2018 @ 10:39
Northern Iowa Üniversitesi’nden Cristopher Kliewer, çocuklarda dil gelişiminin ayrıştırılamaz olduğunu savunmaktadır. Dinleme, konuşma, okuma ve yazma olarak belirlenen dil sisteminin her biri doğumdan itibaren gelişmeye başlar.
Cristopher Kliewer, dil sistemlerinin aynı anda ve birbirleriyle etkileşim halinde geliştiğini ve birbirlerini güçlendirdiğini söylüyor. Bu pek çok insan için yeni bir fikir.
1960’lı yıllarda yapılan dil çalışmaları ile başlayan araştırmalarda, artık tüm dil sistemlerinin birlikte geliştiğini gösteren pek çok araştırma var. Bu sistem, çocuklarda; dinleme, konuşma, okuma ve yazma sistemlerinin birbirleriyle etkileşim halinde olduğunu yansıtan Dil/Okuryazarlık Geliştirme Eşzamanlı Modeli olarak adlandırılır.
Maalesef, bazı eğitim uzmanları da dahil olmak üzere pek çok insan, merdiven modelini benimsiyorlar. Gerçek bir merdivende olduğu gibi, bu Merdiven Okuryazarlığı/Dil Modeli katmanlar gibidir:
Çocuk ilk adımda (ya da doğumdan hemen sonra) dinlemeyi öğrenir; ikinci adımda konuşmayı öğrenir; üçüncü adımda çocuk okumayı öğrenir ve dördüncü adımda yazmayı öğrenir. Bu modelin yanlışlığı pek çok şekilde ispatlanabilir.
Kliewer, okuma yazma becerisinin tek başına artırılamadığını savunuyor. Okuma yazma becerisi dil sistemleriyle bir bütün olarak gelişir.
Semboller Sadece Harflerden Oluşmaz.
Çocuk sanıldığı gibi yazı yazmayı son olarak öğrenmez. Yazının da semboller dizini olduğunu düşünürsek, doğumdan itibaren çocukların sembolleri kullandığını söyleyebiliriz.
Çocuğun çizimlerine göz attığımızda, daireler genellikle başları sembolize ederken, gözler için noktalar, ağız, kollar ve bacaklar için çizgiler kullanır. Kuşkusuz, kafalar, yüzler, kollar ve bacaklar bu basit şekillerden daha fazlasıdır, ancak çocuklar fikirleri aktarabileceklerini ve diğerlerinin anlayabileceği basit sembolleri kullanarak tüm hikayeyi anlatabileceklerini öğrenirler.
Kaynak:www.tzv.org.tr
İlk Yayın Tarihi: 11 Haziran 2018 @ 10:39