Yoksa Çocuğum Yaramaz Değil Mi?

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 42 Saniye
Yoksa Çocuğum Yaramaz Değil Mi?

Bazen çocuklar yaramazlık yapıyor gibi gözükseler de gerçek amaçları bu olmayabilir. Çocuklarımızın yaramazlık olarak adlandırdığımız davranışlarının çevresel şartlara, gelişimsel evrelere ve bizim hareketlerimize verdikleri tepkiler olduğunu fark edebilirsek, daha şefkatli tepkiler verebiliriz.


  • 1. Dürtüleri kontrol edememe

Çocuğunuza ‘Şunu fırlatma’ dediğinizde yine de yaptığı oluyor mu? Araştırmalar gösteriyor ki, her insanın beynin öz-kontrolünü içeren bölgeleri, henüz olgunlaşmamış olarak doğar ve bu bölgelerin olgunlaşması ergenliğin sonunu bulur. Bu öz-kontrolün neden uzun bir süreç olduğunu açıklamaktadır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, pek çok ebeveynin çocuk gelişim uzmanlarının söylediklerinin aksine, çocuklarının bir şeyleri çok daha erken yapabileceğini düşündüğünü gösteriyor. Örneğin ebeveynlerin %56’sı 3 yaşın altındaki çocuklarının yasak olan şeyleri yapma isteğine ket vurabileceğini düşünüyor. Oysa bu beceri çocuklarda 3.5-4 yaşlarına kadar edinilemez. Çocuklarımızın beyinlerinin henüz olgunlaşmadığını ve bu yüzden dürtülerini her zaman kontrol edemediklerini unutmazsak, onlara daha yumuşak tepkiler verebiliriz.

 

  • 2. Aşırı uyarılma

Çocuklarımızı bir gün içerisinde alışveriş merkezine, parka, kardeşin tiyatro oyununa götürüyor ve sonuç olarak kaçınılmaz bir şekilde ağlama krizlerine, hiperaktifliğe veya her şeyi reddetmeyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu sıkıştırılmış programlar, aşırı uyarılma ve yorgunluk modern aile hayatının temelini oluşturuyor günümüzde.

Daha Sade Bir Hayat kitabının yazarı Kim John Payne, çocukların çok fazla seçenek, oyuncak, faaliyet yüzünde ‘kümülatif bir stres reaksiyon’ gösterdiklerini belirtiyor. Payne’e göre çocukların çok fazla şey yaptıkları zamanları dengelemek için ‘durmaya’ ihtiyaçları vardır. Eğer çocuklarımıza bolca sakin zaman, dinlenme zamanı ve oyun zamanı ayırabilirsek davranışlarındaki gelişmeleri gözlemleyebiliriz.

 

  • 3. Temel şartlar

Açlığınızın başınıza vurduğu veya uykusuzluktan sabrınızı yitirdiğiniz oldu mu? Küçük bir çocuk yorgun, uykusuz, aç, susuz, hasta gibi ‘ temel şartlardan’ bize göre 10 kat daha fazla etkilenir. Çocukların davranış ve duygularını kontrol etme becerileri yorgun olduklarında çok zorlaşır. Yemek saatinden bir saat önce, hasta olacağı zaman, uykusu bölündüğünde çocuklarımızda davranış farklılıklarını hissederiz.

 

  • 4. “Büyük” duyguları ifade etme

Yetişkinler duygularına gem vurmayı ve saklamayı öğrendi, genellikle duygularımızı içimize atarız, saklarız veya dikkatimizi başka şeyler üzerinde yoğunlaştırırız. Fakat çocuklar henüz bunları yapamaz. Çocuklar çığlık atma, ağlama, bağırma vb. güçlü duygularınız gösterdiklerinde, erken çocukluk dönemi eğitimcisi Janet Lansbury’nin ebeveynlere güzel bir önerisi var; ebeveynler, çocuklar güçlü duygularını ifade ettiklerinde onlara aşırı tepki göstermek ya da onları cezalandırmak yerine sadece duyguların akmasına izin vermeliler.

 

  • 5. Gelişimsel olarak bol hareket ihtiyacı duyma

“Kıpırdamadan otur!” “Kardeşini masanın etrafında kovalamayı bırak!” “Şu kartonlarla kılıç savaşı yapmayı kesin!” “Koltuktan atlamayın!”  Çocuklar bolca harekete ihtiyaç duyarlar. Enerjik davrandığında bir çocuğu kötü olarak değerlendirmek yerine parka götürmek veya mahallede kısa bir yürüyüş yapmak çok daha iyi bir fikirdir.

 

  • 6. Karşı çıkmaya ve bağımsız olmaya gelişimsel olarak “ayarlı” olma

Hava ne zaman 20 derece civarı olsa, bu durum küçük çocuklu bir ailenin evinde sürekli tartışmaya sebep olur. Birinci sınıfa giden çocuk, havanın şort giyecek kadar sıcak olduğunda ısrar ederken, annesi pantolon giymesi gerektiğini söyler. Psikolog Erik Erikson, küçük çocukların kendileri için bir şeyler yapmaya çalıştıklarını ve anaokulu çağındakilerin inisiyatif alarak kendi planlarını uyguladığını belirtiyor. Çocuk bu gibi hareketleri yaptığında kendi planlarını uygulamak, sizden ayrışmak, kendi kararlarını almak ve bağımsız bir küçük insan olmakla meşguldür.

 

  • 7. Güçlü yönler ve madalyonun diğer yüzü

Hepimizin bizi hata yapmaya zorlayan güçlü yanları vardır. Belki inanılmaz odaklanan bir insansınız, ama bir işten başka bir işe kolay geçiş yapamıyorsunuz. Belki duyarlı birisiniz, fakat diğer insanların negatif ruh hallerini bir sünger gibi çekiyorsunuz.

Çocuklar da böyledir: Okulda azimli olabilirler, ama işler kötü gittiğinde baş etmekte zorlanabilirler (örneğin bir hata yaptıklarında bağırabilirler). Temkinli olabilirler, ama yeni faaliyetlere karşı çıkabilirler (örneğin futbol antrenmanına gitmek gibi). Anı yaşamayı bilirler ama çok düzenli olamayabilirler (örneğin yatak odalarındaki oyuncakların darmadağınık olması gibi). Bir çocuğun hoş karşılanmayan davranışlarının aslında madalyonun diğer yüzü olduğunu – tıpkı bizimki gibi – fark etmek, onlara daha anlayışlı tepkiler vermemizi sağlayabilir.

 

  • 8. Oyuna duyulan “şiddetli” ihtiyaç

Çocukların “kötü” görünen bazı davranışları, psikolog John Gottman’ın dediği gibi onlarla oynamanız için birer “davet”tir. Çocuklar saçmalamayı severler. Kahkahayla oluşan bağdan büyük zevk alırlar. Yenilik, sürpriz ve heyecan unsurlarını severler. Oyun genellikle ekstra zaman alır ve bu yüzden ebeveynlerin kendi gündemlerinin ve günlük planlarının önünü keser. Bu da oyunun, alında öyle olmasa da söz dinlememe ya da yaramazlık yapma gibi görünmesine sebep olur.

 

  • 9. Ebeveynlerin ruh halinden etkilenme

Duygusal bulaşıcılık hakkında yapılan sayısız araştırma, heyecan, coşku ve aynı zamanda üzüntü, korku ve öfke gibi duyguların bir insandan başka bir insana geçmesinin milisaniyeler sürdüğünü ortaya koymaktadır. Üstelik bu genellikle her iki taraf da fark etmeden gerçekleşiyor.

Özellikle çocuklar, ebeveynlerinin ruh hallerini hemen çekerler. Stresli, dikkatimiz dağınık, üzgün ya da sürekli sinirlenmenin eşiğinde olduğumuzda, çocuklar da bu duyguları hissederler. Huzurlu ve dengeli olduğumuzda ise çocuklar bunu model alıyorlar.

 

  • 10. İstikrarsız sınırlar

Bir basketbol maçında çocuğunuza şeker alıyorsunuz. Diğer maçta, “Hayır, akşama yemek yemezsin sonra” diyorsunuz ve çocuğunuz bağırıp ağlamaya başlıyor. Ebeveynler sınırlar konusunda istikrarsız olduğunda, çocuklar hayal kırıklığına uğrar ve bu da mızıldanmayı, ağlamayı ya da bağırıp çağırmayı davet eder. Tıpkı yetişkinler gibi çocuklar da kendilerini neyin beklediğini bilmek isterler (bilmeye ihtiyaç duyarlar). Sınırlar ve rutinler konusunda istikrarlı olmak, çocuğun davranışını ciddi anlamda iyileştirecektir.


Kaynak: www.psychologytoday.com/blog/joyful-parenting/201705/not-naughty-10-ways-kids-appear-be-acting-bad-arent

İlk Yayın Tarihi: 24 Aralık 2017 @ 23:44

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Çocuğunuz Sizi Taklit Ediyor

Çocuğunuzun rahatsız olduğunuz davranışlarını, yargılamadan önce şunu bilmeniz gerekir; Çocuğunuz sizi taklit ediyor! Taklit çocukların öğrenmesindeki en önemli unsuzlardan birisidir. Çünkü çocuk taklitle başta sosyal beceriler olmak üzere dil ve birçok beceriyi öğrenir.  1 yaşından Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Küçük Çocuğunuzun Takıntılarını Anlamak

Küçük çocukların eşyalara, karakterlere, giysilere ve kişilere takıntıları biz ebeveynlere çoğu zaman garip gelebilir. Sürekli belli bir kıyafeti giymek isteyen, gittiği her yere oyuncak hayvanını da götürmek isteyen bir küçük çocuk sahibi ebeveynler bu konuda endişelense Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Bebek Gelişiminde Teknolojinin Rolü

Hepimiz gelişen teknoloji ile beraber bebek ve bebek gelişimi için en iyisini yapmayı istiyor ve bu konuda bir emek sarf ediyoruz. Ayrıca hemen her bebek ve çocuk artık teknolojiye doğmakta ve teknolojiyle iç içe büyümektedir. Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0