Sık Yapılan Annelik Yanlışları

Gelelim “Tabakta yemek bırakılmaz, haydi son lokma” yanlışına. Tabağa yemeği koyan otorite olarak bebeğinizin veya çocuğunuzun midesine nasıl böyle bir komut verebilirsiniz hiç düşündünüz mü? Evet biliyorum, hepimiz çocuklarımızın iyi beslenmesini istiyoruz. Öte yandan yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki biz annelerin %70’i beslenme uzmanlarına göre bilimsel kriterlerle normal sayılan bebeklerimizi veya çocuklarımızı zayıf görmekteyiz. “Bir dirhem et bin ayıp örter” atasözünün hüküm sürdüğü bu ülkede tombul bebek sağlıklı bebek anlamına gelmektedir. Oysa yine beslenme uzmanları bizleri uyarıyorlar. Bilimsel olarak ispatlanan bir bulgu da erken dönemde vücutta oluşan fazladan yağ hücrelerinin hayat boyu yok olmadığı yalnızca içlerinin dolup boşaldığı gerçeğidir. Bu bilimsel olgunun sonucu da bebeklikten kalma fazladan yağ hücresi barındıran yetişkinler, erken dönemde vücutlarında gereğinden fazla yağ hücresi oluşturmamış bireylere oranla çok daha kolay ve hızlı kilo alabilmekteler. Başka bir deyişle çocuğunuzun hayatta diyetler ile boğuşmasını ve kilo sorunu yaşamasını istemiyorsanız bırakın son lokma kalsın veya daha iyisi az koyun tabak bitsin. Çocuğunuz daha fazla yemek isterse size belirtecektir, merak etmeyin.

Ölümcül bir annelik yanlışımız ise maalesef kıyaslamadır. Sürekli olarak, bitmez tükenmez bir enerji ile bebeğimizi veya çocuğumuzu mutlaka çevresindeki diğer çocuklar ile kıyaslarız. İyi veya kötü, bu kıyas hiç bitmez. Haydi itiraf edelim, kimi kez derin bir hasetle, kimi kez ise içten bir gururla kıyaslarız çocuğumuzu. Unuturuz ki her insan özeldir; hiç birimiz -ikizler, üçüzler dahi- kişilik olarak birbirlerine benzemezler ve dünyanın tüm güzelliği ve özgünlüğü ise zaten bu gerçekte saklıdır. O zaman neden yaparız bunu ve bu kıyaslamayı dillendiririz çoğu zaman küçük çocuklarımızın önünde?

Kıyaslama çocuk yetiştirirken yapılabilecek bana kalırsa 10 hatalı davranıştan ilk 3 e girebilecek kadar önemli bir hatadır. Uzak Doğuda sağ beyin odaklı erken eğitimin duayeni olan Makoto Shishida’ya göre de kıyaslanan çocuk özgüven gelişimini sağlıklı yapamaz; sürekli birilerine benzemeye çabalar ve kendini bulamaz.

Ben yine sizleri çocukluğunuza götürüp büyüklerinizin ki, illaki bir şekilde sizler de kıyaslanmışsınızdır yaşıtlarınızla, bu esnada hissettiklerinizi anımsamanızı isteyeceğim. Evet, biliyorum kıskançlık kızgınlık veya garip bir benden iyisi olmaz düşüncesi hissetmiş olabilirsiniz. Sonuçta bu duyguların hiç biri bizleri yetişkinliğe götürürken olumlu etkilemez.

Anne olmak kolay değil, deneyimledim biliyorum. Çocuğunu belli bir yaşa getirmiş bir anne olarak “Şunu yapın, bunu yapmayın” demenin her ne kadar demesi kolay gibi bir tepki alacağını bilsem de tüm anneleri de yukarıda bahsettiğim hataları yapmamak konusunda uyarmak istiyorum. Unutmayın kendimizi kontrol etmek kendi elimizde!

İlk Yayın Tarihi: 4 Ekim 2015 @ 17:56