Okul Öncesi Eğitimde Ceza Verme Olgusu: Bir Vaka Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 11 Saniye Emine Hanım olayı biraz daha kurcalayınca Pelin’in kardeşini odaya soktuğunu ve annesinin makyaj malzemeleriyle “annecilik” oynamak üzere onu kullandığını anlamakta gecikmez. Bu vakada görüleceği gibi bir ceza çocukta diğer bir anormal davranışı körüklemiştir. Pelin yediği cezadan hareketsiz kaldığında aynı kötü davranışı kardeşine yaptırmayı ve böylece hem yasağı delmeyi hem de kıskandığı ufak kardeşine de bağırılmasına ön ayak olup muzurluğunu yapmakta bir sakınca görmemiştir.
Peki, bunun nedeni nedir? 5 yaş altı çocukları bu tip cezaları yaptıkları eylemlere değil kendi kişiliklerine yükleme eğilimindedirler. Yani ben kötüyüm, sevilmiyorum, o nedenle ceza alıyorum bakış açısı hakimdir. Küçük çocuklarda bu duygular özgüven erozyonuna neden olabilmektedir. Bu nedenle onlara ceza vermek kesinlikle pedagojik anlamda olumlu bir sonuç vermeyecektir.
Biliyoruz, “Ne yapmalıydı Emine Hanım?” diye soracaksınız. Bu vakanın cezasız biçimde çözümlemesi Emine Hanım’ın bu olayların başlangıç noktasında bağırıp çağırmak yerine kızını karşısına alıp “Sen bunları çok mu seviyorsun?” şeklinde sorarak çocuğun bu merakının kaynağını öğrenmeye çalışması, onu konuşturması eylemin nedenine inmesi daha doğru olurdu. Sonrasında ise gerekiyorsa Pelin’e birlikte bir bez torba düzenleyerek içine temizlik mendilleri, küçük bir şişe kolonya, tarak ve hatta dudak parlatıcı, nemlendirici bir krem ve ruj koymak ve bunu törensel bir etkinlik gibi “Bu Pelin’in ilk öz bakım torbası” diyerek Pelin’i bu oluşumun merkezine oturtması yerinde olurdu. Ardından da “Şimdi benim akıllı kızımın da kendi öz bakım malzemeleri var. Yatak odasındakiler de annenin. Annenin izni olmadan kızım annesinin makyaj malzemelerine dokunmayacak. Tabi ben de senden izin almadan senin torbandan eşyalarını almayacağım anlaştık mı?” diyerek kızının bu konuda onayını da alarak Pelin’in konuyu içselleştirebilmesine de olanak tanıyabilirdi.
İlk Yayın Tarihi: 31 Aralık 2015 @ 22:14
Emine Hanım olayı biraz daha kurcalayınca Pelin’in kardeşini odaya soktuğunu ve annesinin makyaj malzemeleriyle “annecilik” oynamak üzere onu kullandığını anlamakta gecikmez. Bu vakada görüleceği gibi bir ceza çocukta diğer bir anormal davranışı körüklemiştir. Pelin yediği cezadan hareketsiz kaldığında aynı kötü davranışı kardeşine yaptırmayı ve böylece hem yasağı delmeyi hem de kıskandığı ufak kardeşine de bağırılmasına ön ayak olup muzurluğunu yapmakta bir sakınca görmemiştir.
Peki, bunun nedeni nedir? 5 yaş altı çocukları bu tip cezaları yaptıkları eylemlere değil kendi kişiliklerine yükleme eğilimindedirler. Yani ben kötüyüm, sevilmiyorum, o nedenle ceza alıyorum bakış açısı hakimdir. Küçük çocuklarda bu duygular özgüven erozyonuna neden olabilmektedir. Bu nedenle onlara ceza vermek kesinlikle pedagojik anlamda olumlu bir sonuç vermeyecektir.
Biliyoruz, “Ne yapmalıydı Emine Hanım?” diye soracaksınız. Bu vakanın cezasız biçimde çözümlemesi Emine Hanım’ın bu olayların başlangıç noktasında bağırıp çağırmak yerine kızını karşısına alıp “Sen bunları çok mu seviyorsun?” şeklinde sorarak çocuğun bu merakının kaynağını öğrenmeye çalışması, onu konuşturması eylemin nedenine inmesi daha doğru olurdu. Sonrasında ise gerekiyorsa Pelin’e birlikte bir bez torba düzenleyerek içine temizlik mendilleri, küçük bir şişe kolonya, tarak ve hatta dudak parlatıcı, nemlendirici bir krem ve ruj koymak ve bunu törensel bir etkinlik gibi “Bu Pelin’in ilk öz bakım torbası” diyerek Pelin’i bu oluşumun merkezine oturtması yerinde olurdu. Ardından da “Şimdi benim akıllı kızımın da kendi öz bakım malzemeleri var. Yatak odasındakiler de annenin. Annenin izni olmadan kızım annesinin makyaj malzemelerine dokunmayacak. Tabi ben de senden izin almadan senin torbandan eşyalarını almayacağım anlaştık mı?” diyerek kızının bu konuda onayını da alarak Pelin’in konuyu içselleştirebilmesine de olanak tanıyabilirdi.
İlk Yayın Tarihi: 31 Aralık 2015 @ 22:14