Okul Öncesi Eğitimde Gerileme Var

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakika 21 Saniye
Okul Öncesi Eğitimde Gerileme Var

Yaptığı çalışmalarla dünya bilim literatüründe isim yapan ve Türkiye’de sosyal psikolojinin kurucularından Koç Üniversitesi UNESCO Kürsüsü sahibi ve Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, geçtiğimiz günlerde Bilim Akademisi’nde önemli bir konferans verdi.

Prof. Dr. Kağıtçıbaşı burada “İnsan beyninin en hızlı olduğu dönem erken çocukluk çağı. Sonraki yıllarda gelişim daha yavaş oluyor. Aile, çevre bu süreçte etkili rol oynuyor. Okul öncesi eğitim kurumlarına büyük ihtiyaç var. Okul öncesi eğitimde gerilemeye başladık. Bütün araştırmalar, erken yaşta alınan eğitimin çok önemli olduğunu gösteriyor. Biz hâlâ bu konuda ileri gitmiyoruz” diyor.

Biz de Prof. Dr. Kağıtçıbaşı ile erken çocukluk eğitimini ve bu konudaki araştırmaları konuştuk:

– Her yerde “Birinci gündem maddemiz insan kalitemizi geliştirmek” diyorsunuz. Nasıl?

Türkiye’de toplum olarak birinci derecede gündem maddemiz insan kalitemizi geliştirmek olmalı. Birçok gösterge aslında bizim çocuklarımız ve gençlerimizin yetiştirilme süreci içinde, potansiyellerini yeterince gerçekleştiremediğini gösteriyor. İnsanların doğuştan gelen bir potansiyeli var. Bu, insan doğası ve çevre ile şekilleniyor. Potansiyel, desteklendiği düzeyde gelişebiliyor; iyi çevreyle bir üst seviyeye de çıkabiliyor, alt seviyelerde de kalabiliyor. En üst seviyeye ulaşmak için erken yaşlardan itibaren zihinsel destekler gerekiyor. Gelişme, yaşam boyu sürüyor, beyin devamlı değişebiliyor ama bunun en hızlı olduğu dönem erken çocukluk çağı. Aile, çevre bu süreçte etkili rol oynuyor.

– Bunun için ne yapmalı?

Bütün mesele burada: Bilimsel temelli erken çocukluk eğitimi. Bu zor değil. Öneminin farkına varıp devlet politikası olmalı. Bazı ülkelerde yapıldı ve sonucu alındı. En önemli şey sürdürülebilir kalkınmanın insan odaklı olduğunu anlamak. İnsan iyi yetişecek ki, kalkınma sürdürülebilir hale gelsin. Çocukların erken yaştan itibaren sağlıklı ve olumlu gelişmelerini sağlamalı. Bu hem etik bir sorumluluk, hem de bir çocuk (insan) hakkıdır.

– Nasıl?

Beyin gelişiminden başlıyor. Erken yaşlarda çevre tamamen beyin gelişimini etkiliyor. Bu da yaşam boyu sürecek o insanın sağlığını, öğrenme gücünü ve kapasitesini etkiliyor. Toplumdaki insan kapasitesini, sermayesini oluşturuyor. Nöropsikolojik araştırmalar, beyin çalışmaları gösteriyor ki erken yaşlarda insanın çevre ile olan ilişkisi beynin mimarisini yaratıyor.

– Bunu biraz açar mısınız?

Yeni doğanların beyninde, beyin hücreleri yani nöronların sayısı da az, birbiriyle bağları da çok az. İnsan doğduğu zaman beyin oluşmuş ama tam olarak gelişmesini tamamlamış değil. Bu gelişme, nöronların sayılarının artması ve birbirleriyle bağlantılarının yani sinaps’ların çok hızla artmasıyla ortaya çıkıyor.

– Hangi yaşta oluyor?

Doğumdan itibaren, ilk yıllarda devam ediyor. Sinaps’lar kullanıldıkça, yani tecrübeyle, ağlar oluşturarak gelişiyor ve kapasite artıyor. Beynin mimarisini bunlar oluşturuyor. Anne, baba, çevredeki insanlar, hareket, ses, müzik, her şey, bütün uyaranlar çevre demek. Burada çocukla konuşmak çok önemli, yani dilin önemi çok çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor.

ABD’de 2003’te üç grup aile ile büyük bir araştırma yapıyor Hart ve Risley. Birinci grupta üniversite mezunu aileler, ikinci grupta işçi çocukları, üçüncü grupta da devlet yardımı ile yaşayan, işsiz, çok düşük eğitimi ve geliri olan ailelerin çocukları var.

Saat başı çocuğun muhatap olduğu yani duyduğu kelime sayısını sayıyorlar. 1 yaşına kadar bunu takip ediyorlar. En alt ile en üst sosyoekonomik düzeydeki ailelerin çocuğunu karşılaştırdıklarında arada müthiş bir fark buluyorlar. Meslek sahibi, eğitimli, profesyonel anne babaların bebekleri saat başında 2 bin ile 2 bin 500 sözcüğe muhatap oluyorlar. İşçi ailelerinin çocukları 1.000 ile 1.500 sözcük arasında kelime duyuyorlar. En düşük sosyoekonomik gruptaki ailelerin çocuklarının duyduğu sözcük sayısı ise 500. En üst düzeydekinin ise 2 bin 500. Bu, 3 yaş itibariyle 30 milyonluk sözcük farkı demek. Buna bir felaket diyorlar. Çünkü bu tamamen sözel zekânın gelişmesi olayıdır. Zekânın sözel ve matematiksel temel öğelerini biliyoruz. Sözel zekânın temelinde dil vardır.

– ‘7 Çok Geç’ Kampanyası bu yüzden mi düzenlendi?

Evet. Türkiye’de eğitim ve sosyal hizmet programlarına baktığımızda, 1980’li yılların başında okul öncesine erişim çok düşüktü. Yüzde 11 kadardı, anaokullarının çoğu özel okullardı. 2000’li yıllarda bu yüzde 67’lere çıktı. Bu büyük kazançtı. Çok kimse bunun için uğraştı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü kuruldu. Biz böyle uğraşırken Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitiminden yararlanan çocuk oranı yüzde 93 ile 100 arasındaydı. Latin Amerika’da bile okul öncesi eğitime çocukların yüzde 80’i ulaşıyordu. Türkiye’de yine de büyük kazanımdı ama 4+4+4 ile bunda büyük kayıp oldu.

ÇOCUKLARINIZI 3-4 YAŞTAN İTİBAREN MUTLAKA ANAOKULUNA VERİN

Anne-babalar üç yaşındaki çocuğu okul öncesine veremiyorlar, kıyamıyorlar. Çocuğun gelişme düzeyi ile de ilgili. Bazı çocuklar sosyal olarak 2-2.5 yaşında okul öncesi eğitime hazır olabiliyor. Sosyal becerileri gelişmiş oluyor, ama genel olarak 3 yaşından itibaren çocuklar anaokuluna gidebilir. Burada kurumun kalitesi de çok önemli. Çocuğa yeterince serbestlik sağlayan, onu uyaran, grup etkinlikleriyle olumlu ilişkiler içinde olmasını sağlayan anaokulları iyidir. Öğretmen iyi yetişmiş olmalı. Bilimsel temellere dayalı erken çocukluk eğitimi esastır. Veliler okul öncesi programları iyi araştırıp kurumun altyapısına da bakmalı. Düzen ve disiplin derdiyle çocuk baskı altında tutulmamalı; yaratıcılığı desteklenmeli.

Erken yaşlarda çocuğa eğitim verilmeli. Bu konuda bizim, 1982-2004 arasında 22 yıllık bir araştırmamız var. Burada anneyi destekledik ve eğittik, anne de çocuğunu eğitti. Annelerin çoğu işçiydi ve ilkokul mezunuydu. Çocukların okul öncesi becerileri geliştirildi. Çocukların bir kısmı anaokuluna gidiyordu. Sonra taki araştırmaları yaptık. Başlangıçta bu çocuklar 3-5 yaşlarındaydılar. 13-15 yaşa geldiklerinde, en son da genç yetişkinler olarak 25-27 yaşlarında onları inceledik. Sonuçlar şöyleydi: 3-5 yaşındaki çocuklar erken çocukluk eğitimi almışlarsa, bu eğitimi almayanlarla kıyaslandığında ergenlik döneminde 5 yıllık zorunlu eğitimde Türkçe- matematik ve genel akademik ortalamaları daha yüksek düzeydeydi ve daha çoğu okula devam ediyordu. Başarılı oldukları için aileler onları okuldan çıkarmak yerine fedakârlık ederek eğitimlerine devam etmelerini sağlıyordu. 13-15 yaşında bu çocukların zihinsel kapasiteleri daha yüksekti. İkinci takip araştırmasında 25-27 yaşındaydılar. Gördük ki okul öncesi eğitim alanlar, almayanlara kıyasla, daha uzun süre okula gitmişler ve daha çoğu üniversite okumuş. Dil gelişimleri, sözcük bilgileri daha iyi, daha prestijli meslekleri var. Okumaya daha çok istekliler, daha çok bilgisayar ve kredi kartı kullanıyorlar. Hem bilgi toplumuna, hem de modern ekonomiye daha çok katılıyorlar. Yani erken yaştaki kazanım çocuğun hayatını etkiliyor. Bu çalışmalardan yola çıkarak AÇEV kuruldu.

Yeni Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a “Okul öncesi eğitime eğilin” diyorum. İnsana yatırım için bu bir numaralı yatırımdır. Okul öncesi öğretmeni yetişiyor, bu konuda bilinçlenme var ama siyasi irade ve yatırım lazım. Bunun için çok geç kalındı. Gelişmiş ülkelerde yüzde 100’lere ulaşılırken, bizde bir yıllık okul öncesi eğitim yüzde 67’den şimdi yüzde 50’lere düşmüş durumda. Üstelik yoksun çevrelerden gelip okul öncesi eğitime en çok ihtiyacı olan kesim, okul öncesi eğitimden en az yararlanabiliyor.

İlk Yayın Tarihi: 22 Haziran 2016 @ 16:24

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Çocuğunuz Sizi Taklit Ediyor

Çocuğunuzun rahatsız olduğunuz davranışlarını, yargılamadan önce şunu bilmeniz gerekir; Çocuğunuz sizi taklit ediyor! Taklit çocukların öğrenmesindeki en önemli unsuzlardan birisidir. Çünkü çocuk taklitle başta sosyal beceriler olmak üzere dil ve birçok beceriyi öğrenir.  1 yaşından Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Küçük Çocuğunuzun Takıntılarını Anlamak

Küçük çocukların eşyalara, karakterlere, giysilere ve kişilere takıntıları biz ebeveynlere çoğu zaman garip gelebilir. Sürekli belli bir kıyafeti giymek isteyen, gittiği her yere oyuncak hayvanını da götürmek isteyen bir küçük çocuk sahibi ebeveynler bu konuda endişelense Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Bebek Gelişiminde Teknolojinin Rolü

Hepimiz gelişen teknoloji ile beraber bebek ve bebek gelişimi için en iyisini yapmayı istiyor ve bu konuda bir emek sarf ediyoruz. Ayrıca hemen her bebek ve çocuk artık teknolojiye doğmakta ve teknolojiyle iç içe büyümektedir. Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0