Köprüden Önce Son Çıkış; Anne Baba Olmaya Karar Verme Yazar: Uzman Psikolog Sezen Erem -
Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakika 2 Saniye …Sayfa 2
Burada bir de “İstiyorum ama …” yanıtlarına yer vermek önemli olacaktır. Evliliğinizin veya kariyerinizin içinde bulunduğunuz dönemi, başka yaşamsal veya ruhsal problemleriniz geçmişten getirdiğiniz çözemediğiniz problemleriniz gibi ama’larınız varsa bunlar şimdi nasıl isteğinizi ketliyorsa doğumdan sonra da çocuğunuza sunabileceğiniz kapasitenizi ketliyor olacaktır. Bunları bir çocuk sahibi olmadan önce çözebilme imkalarını zorlamalısınız demektir.
İkinci ve en az bunun kadar önemli olan soru ise “Eşim bunu istiyor mu?” sorusudur çünkü ebeveynlik eğer devam eden bir evlilik içindeyseniz tek başınıza yürütebileceğiniz bir görev değildir. Burada bir noktanın altını çiziyorum burada sorgulamanız gereken ilk şey eşinizin kapasitesi veya yapabilirliği değil arzusu olmalıdır. Çünkü başta söylediğim gibi işin mantıki olan imkan ve beceriler kısmını değerlendirip sonrasını düşündüğünüzü varsayıyorum. Burada önemli olan eşinizin de aynı sizin gibi sağlıklı bir düzeyde de olsa adanmışlıkla seveceği birini hayatında samimiyetle isteyip istemediğidir. Burada yanlış cevap benim kadar istemiyor ama ben istediğim için o da kabul ediyor gibi bir cevap olurdu herhalde. Siz annesi ya da babası tarafından istenmeyecek bir çocuğu bu gerçekle yaşatmak istiyor musunuz bunu bir düşünün derim.
Üçüncü soru ise “İlişkimiz bir üçüncüye alan açabilecek durumda mı?” sorusu olmalıdır. Bu soru ben istiyor muyum ve eşim istiyor mu sorularının dışında ve çok ötesinde bir sorudur. Çiftlerin birbirlerinden uzak, kopuk, bağların gevşemiş olduğu ilişkiler bu konuda hata yapmaya çok elverişlidir. Halk arasında yaygın olan ve yaygın olduğu kadar yanlış olan inanç çocuk olduğu zaman evlilik sorunlarının biteceği yönünde bir inançtır. Bu su içtiğiniz zaman karnınızın doyacağına inanmak gibidir. Bir doyum kaynağı asla bir başka ihtiyacı karşılamaz. Aksine eğer çözmediğiniz ilişki problemleriniz varsa bunlar çocukla birlikte zorlaşan hayatınızda kesinlikle çoğalacaktır. Bağların gevşediği, çiftelerin uzaklaştığı ilişkiler gibi çiftlerin genelde kaybetme korkusuyla veya başka sebeplerle birbirine çok yaklaştığı fazla içiçe girdiği ilişkilerde de çocuk sahibi olmak doğru karar olmayabilir. Birbirine aşırı düşkün, aşırı içiçe veya aşırı kıskanç ve takipte olan çiftler üçüncü bir değerli kişiye alan açamayacak kadar esnekliğini yitirmiş olabilir.
Peki bu üç soruya olumlu yanıt vermek zorlanmadan ebeveyn olacağınız anlamına gelir mi veya gerçekten hazır olabilir misiniz? Hayır ebeveyn olmak zorlanmadan başarılacak bir görev değil hayat boyu sizi zorlayan etkenleri düşünüp büyüme ve büyütme fırsatına dönüştürme çabasını içeren bir süreçtir. Bu sorular ve vereceğiniz yanıtlar aklınıza düşen o küçük ve muazzam canlının içinde yeşereceği verimli toprağı oluşturur o canlıyı büyütüp yetiştirmek de ebeveyn olduktan sonra yaşamınızın seyrini…
İlk Yayın Tarihi: 24 Mayıs 2016 @ 15:39
…Sayfa 2
Burada bir de “İstiyorum ama …” yanıtlarına yer vermek önemli olacaktır. Evliliğinizin veya kariyerinizin içinde bulunduğunuz dönemi, başka yaşamsal veya ruhsal problemleriniz geçmişten getirdiğiniz çözemediğiniz problemleriniz gibi ama’larınız varsa bunlar şimdi nasıl isteğinizi ketliyorsa doğumdan sonra da çocuğunuza sunabileceğiniz kapasitenizi ketliyor olacaktır. Bunları bir çocuk sahibi olmadan önce çözebilme imkalarını zorlamalısınız demektir.
İkinci ve en az bunun kadar önemli olan soru ise “Eşim bunu istiyor mu?” sorusudur çünkü ebeveynlik eğer devam eden bir evlilik içindeyseniz tek başınıza yürütebileceğiniz bir görev değildir. Burada bir noktanın altını çiziyorum burada sorgulamanız gereken ilk şey eşinizin kapasitesi veya yapabilirliği değil arzusu olmalıdır. Çünkü başta söylediğim gibi işin mantıki olan imkan ve beceriler kısmını değerlendirip sonrasını düşündüğünüzü varsayıyorum. Burada önemli olan eşinizin de aynı sizin gibi sağlıklı bir düzeyde de olsa adanmışlıkla seveceği birini hayatında samimiyetle isteyip istemediğidir. Burada yanlış cevap benim kadar istemiyor ama ben istediğim için o da kabul ediyor gibi bir cevap olurdu herhalde. Siz annesi ya da babası tarafından istenmeyecek bir çocuğu bu gerçekle yaşatmak istiyor musunuz bunu bir düşünün derim.
Üçüncü soru ise “İlişkimiz bir üçüncüye alan açabilecek durumda mı?” sorusu olmalıdır. Bu soru ben istiyor muyum ve eşim istiyor mu sorularının dışında ve çok ötesinde bir sorudur. Çiftlerin birbirlerinden uzak, kopuk, bağların gevşemiş olduğu ilişkiler bu konuda hata yapmaya çok elverişlidir. Halk arasında yaygın olan ve yaygın olduğu kadar yanlış olan inanç çocuk olduğu zaman evlilik sorunlarının biteceği yönünde bir inançtır. Bu su içtiğiniz zaman karnınızın doyacağına inanmak gibidir. Bir doyum kaynağı asla bir başka ihtiyacı karşılamaz. Aksine eğer çözmediğiniz ilişki problemleriniz varsa bunlar çocukla birlikte zorlaşan hayatınızda kesinlikle çoğalacaktır. Bağların gevşediği, çiftelerin uzaklaştığı ilişkiler gibi çiftlerin genelde kaybetme korkusuyla veya başka sebeplerle birbirine çok yaklaştığı fazla içiçe girdiği ilişkilerde de çocuk sahibi olmak doğru karar olmayabilir. Birbirine aşırı düşkün, aşırı içiçe veya aşırı kıskanç ve takipte olan çiftler üçüncü bir değerli kişiye alan açamayacak kadar esnekliğini yitirmiş olabilir.
Peki bu üç soruya olumlu yanıt vermek zorlanmadan ebeveyn olacağınız anlamına gelir mi veya gerçekten hazır olabilir misiniz? Hayır ebeveyn olmak zorlanmadan başarılacak bir görev değil hayat boyu sizi zorlayan etkenleri düşünüp büyüme ve büyütme fırsatına dönüştürme çabasını içeren bir süreçtir. Bu sorular ve vereceğiniz yanıtlar aklınıza düşen o küçük ve muazzam canlının içinde yeşereceği verimli toprağı oluşturur o canlıyı büyütüp yetiştirmek de ebeveyn olduktan sonra yaşamınızın seyrini…
İlk Yayın Tarihi: 24 Mayıs 2016 @ 15:39