Doğmamış çocuğum gerçekten öğrenebilir mi?

Doğmamış çocuğum gerçekten öğrenebilir mi?

Kendi araştırmalarımız ve doğum öncesi gelişim alanında çalışan sayısız bilim insanının araştırmaları, bebeğin rahim içinde öğrenme, hissetme ve karanlık ve aydınlık arasındaki farkı algılayabilme yeterliliğine sahip olduğunu göstermektedir. Hamileliğinizin beşinci ayında  (20 hafta), bebeğinizin uyarıları “hissetme” yeteneği, onunla öğrenme oyunları oynamanıza yetecek derecede gelişmektedir.

İlk işiniz bebeğin ilgisini çekmektir. Bunu yaparken, otoyol yakınlarında yaşayan insanların yoldan geçen araba seslerini nadiren fark ettiklerini aklınıza getirmenizin bu konuda yardımı olabilir. Benzer şekilde, karnınızdaki bebeğiniz de sesleri duyar, titreşim ve hareketleri hisseder. Ancak, bu uyarıların bir anlamı veya düzeni olmaması dolayısıyla uyarılardan bir şey öğrenemez ve ortamı dışındaki ses ve hareketleri görmezden gelme eğilimi içine girer.

Örneğin, bize doğumdan önce müzik dinleyen bebeklerinin doğumdan sonra müziğe nasıl tepki verdiklerini anlatan birçok ebeveyn vardır. Bu olayın bilinen bir örneği çalışma arkadaşlarımızdan biri olan Dr. Thomas Verny tarafından Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı adlı kitabında işlenmiştir. Dr. Verny ünlü senfoni şefi Boris Brott’un müziğe nasıl merak sardığı ile ilgili bir röportaj kaleme alır. Şef, gençken belli bazı parçaları çalışmasına gerek kalmadan çalabilme yeteneğine sahip olduğunu fark ettiğini hatırlamaktadır:

“Bir partisyonu ilk kez yönetiyordum ve aniden viyolonsel dizesi çok tanıdık geldi. Sanki parçanın akışını, sayfayı partisyon üzerinde bulmadan önce biliyor gibiydim. Bir gün profesyonel bir viyolonsel çalgıcısı olan anneme bu konudan bahsettim. Kafamdaki bariz dizenin her zaman viyolonsel dizesi olmasından dolayı konunun annemin ilgisini çekeceğini düşündüm. Annemin ilgisini çekti, ancak söz konusu parçaların hangileri olduğunu duyunca gizem kendiliğinden çözüldü. İlk bakışta bildiğim tüm partisyonlar annemin hamileyken çaldıklarıydı.”

Brott’un erken uyarımında olduğu gibi, viyolonselle ortaya çıkan ses biçiminin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Viyolonselin sesi çok yüksek değildir, hava yoluyla titreşir ve viyolonsel hem seslerin hem de titreşimlerin duyulduğu anda net olarak hissedileceği şekilde karna yakın tutularak çalınır.

Anne performanstan hoşnut olduğu zaman, bu biyolojik zevk mesajı bebeğe de iletilir. Bebek, müzik sesini biyokimyasal zevk mesajı ile ilişkilendirir. Anne sigara kullanıyorsa da anneden bebeğe biyolojik mesajlar gönderilebilir .

Programımız, bebeğinize benzer biçimde öğretim vermenize yardımcı olan yapısal alıştırmalar içerir. Ancak ebeveynlerin bu alıştırmaları uygulamak için viyolonsel veya başka herhangi zor bir enstrüman çalmayı öğrenmeleri gerekmemektedir. Bunun yerine, küçük bir davul kullanmanızı öneriyoruz. Ne zaman ve nasıl kullanacağınız ileriki bölümlerde açıklanacaktır.

Bebeğimle nasıl iletişim kurarım?

Birçok aile bize doğmamış bebekle iletişim kurmaktan bahsederken ne demek istediğimizi sormaktadır. Bunu açıklamanın en kolay yolu; önemsediğiniz ve iyi tanıdığınız biriyle konuşurken kendi hislerinizin sizi nasıl etkilendiğini düşünmenizdir. İletişim kurmak pasif dinlemeden çok daha fazlasıdır: Bir ses duyarsınız, bir dokunuş hissedersiniz, bir görüntü görürsünüz ve bir duyguyu hissedersiniz. Tüm bunlar iletişim sürecinin bir parçasıdır.

Benzer biçimde, bebeğiniz de sesinize (ve eşinizin, başka çocukların, anneannesinin vb seslerine) veya müzik sesine, karnınıza yapılan dokunuşlara, ışıktan karanlığa geçişlere ve hatta annesinin duygularına ilgi göstermeyi öğrenme yetkinliğindedir. Bazı durumlarda bir tekme veya başka bir hareketle tepki verebilir.

Doğum Öncesi Sınıfı programında, birçok ebeveynin hali hazırda uyguladıklarına benzer alıştırmalarla sizi iletişim sürecine dahil ediyoruz. Örneğin, hamileliğin beşinci ayında bebekleri tekmelemeye başladığında annelerin çoğu onları kendiliğinden takdir eder. Aynı zamanda, anneler hamilelik sırasında müziğe tempo tutar, bebeklerine şarkı söyler ve onlara hikâyeler okur. Bebeğinizle doğumdan önce iletişim kurmanız için ebeveynlerin tavsiye ettiği en iyi yöntemleri aldık, bazı başka yöntemlerde değişiklikler yaptık ve tamamen yeni yöntemler oluşturduk.

Bu eylemlere nasıl doğumdan sonra bebeğinizin bilişsel yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacak bir oyun olarak devam edeceğinizi öğretmekteyiz. Bunun yanında, doğmamış bebeğin uyarımı için belli ses ve duyumlarla ilişkili kelimeler de kullanılmaktadır. Bunu size bebeğinizle dokunma, titreşim, hareket, ses ve ışıkla nasıl iletişim kuracağınızı göstererek yapmaktayız.

“Eşim ve ben geçen gün bir tartıştık. Avazımız çıktığı kadar bağırıyorduk. Bebek karnıma o kadar sert vurmaya başladı ki sonunda acıdığı için oturmak zorunda kaldım. Böylece bebek gerçekten kavgayı sonlandırmış oldu.” ( sekiz aylık hamile bir anne)

Cathy

-Mesajları etkin bir şekilde göndermek için bir insanın sinir hücrelerinin “myelin” denen protein bir kılıfla kaplı olması gereklidir.

-Duyusal uyarım alıştırmaları ile doğmamış bebeğimin yalnızca myelin oluşma sürecini hızlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda onun koordinasyonu ve zekâsına da direk etki edebilirim…

-Ama aslında bebeğimin beyin ve tüm vücut gelişimi için vazgeçilmez olan aksonların uzamasını ve dendrit dallanmasını teşvik edebilirim!

+Benim tek yaptığım sana kıyafet örmekti!!

İlk Yayın Tarihi: 1 Ocak 2014 @ 23:06