Ayrı Tellerden Çalan Ebeveynler: Vaka İncelemesi Yazar: Fatma Nur Olcay -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 13 Saniye Baba annenin tabağından bir köfteyi çatala batırarak Berkcan’a “Aslan parçası et ye de çabuk büyü, seninle futbol oynayalım” söylemiyle eline vererek anneyi çılgına döndürecek büyük günahı işledi. Berkcan babasından gelen bu besini büyük bir merak ve sevinçle kabul edip diğer eliyle köfteyi çataldan çıkartmak için uğraşmaya başladı. Anne “Ahmet bilhassa yapıyorsun ama bak bu çocuğun doğru dürüst beslenmesi için ben ne kadar uğraşıyorum biliyor musun? İçine ne koydukları belli olmayan bir köfteyi şimdi eline vermenin anlamı ne?”diye serzenişlerini sürdürürken Ahmet Bey “Lütfen saçmalama Nermin görmüyor musun çocuk ne kadar sevindi köfteyi görünce? Her şeyi tatmak, hayatımıza katılmak istiyor oğlan. Bunu görmeyecek kadar kör kuralcısın sende. Bu çocuk dışarıda yemeye ne zaman başlayacak, işte böyle böyle alışacak” diyerek karşı saldırıyı başlattı.
Artık çiftler sıkı bir tartışma içine girmişlerdi. Ben de göreceğimi görmüştüm ve bundan sonrasında Berkcan’ın ağlamaya başlaması da açıkçası beni hiç şaşırtmadı. Genç ailenin yemeği ve gezmesi tam anlamıyla mutsuz bir son gibiydi. Tüm bunların nedeni ise başlıkta da belirttiğim gibi ayrı tellerden çalan ebeveynlerdi.
Diyeceksiniz ki doğrusu ne peki? Deneyimli bir anne olarak size en sağlıklı önerim hayata asla siyah beyaz katılığı ile bakmamanız gerektiğidir. Bu olayımızda hem annenin hem de babanın taviz vermedikleri doğruları var kafalarında ve karşısındaki bireyin düşüncelerine hiçbir şekilde katılmamayı yeğliyorlar. Oysa hayat grinin bin bir tonunda sürüp gidiyor. Böyle bir ortamda tek doğru çocuğun önünde bu tip bir tartışmayı yapmamaktan geçiyor. Öte yandan bebeğe neleri tattırmanın doğru olmadığını eşler kendi aralarında öncelikle belirlemeliler diye düşünüyorum.
Ne anne ne de babanın çocuk üstünde daha büyük bir otoritesi veya üstünlüğü olmamalı diye düşünüyorum. İşte bu nedenle de eşler kendi aralarında çocuk konusunda net aynı telden görüşleri oturup saptamalılar ki bu tip durumlarda böyle tartışmalar ile günleri zehir olmasın ve küçük çocuklarını da anne baba tercihi arasında bırakmasınlar.
Hepinize keyifli gezmeler diliyorum.
İlk Yayın Tarihi: 30 Ekim 2015 @ 16:39
Baba annenin tabağından bir köfteyi çatala batırarak Berkcan’a “Aslan parçası et ye de çabuk büyü, seninle futbol oynayalım” söylemiyle eline vererek anneyi çılgına döndürecek büyük günahı işledi. Berkcan babasından gelen bu besini büyük bir merak ve sevinçle kabul edip diğer eliyle köfteyi çataldan çıkartmak için uğraşmaya başladı. Anne “Ahmet bilhassa yapıyorsun ama bak bu çocuğun doğru dürüst beslenmesi için ben ne kadar uğraşıyorum biliyor musun? İçine ne koydukları belli olmayan bir köfteyi şimdi eline vermenin anlamı ne?”diye serzenişlerini sürdürürken Ahmet Bey “Lütfen saçmalama Nermin görmüyor musun çocuk ne kadar sevindi köfteyi görünce? Her şeyi tatmak, hayatımıza katılmak istiyor oğlan. Bunu görmeyecek kadar kör kuralcısın sende. Bu çocuk dışarıda yemeye ne zaman başlayacak, işte böyle böyle alışacak” diyerek karşı saldırıyı başlattı.
Artık çiftler sıkı bir tartışma içine girmişlerdi. Ben de göreceğimi görmüştüm ve bundan sonrasında Berkcan’ın ağlamaya başlaması da açıkçası beni hiç şaşırtmadı. Genç ailenin yemeği ve gezmesi tam anlamıyla mutsuz bir son gibiydi. Tüm bunların nedeni ise başlıkta da belirttiğim gibi ayrı tellerden çalan ebeveynlerdi.
Diyeceksiniz ki doğrusu ne peki? Deneyimli bir anne olarak size en sağlıklı önerim hayata asla siyah beyaz katılığı ile bakmamanız gerektiğidir. Bu olayımızda hem annenin hem de babanın taviz vermedikleri doğruları var kafalarında ve karşısındaki bireyin düşüncelerine hiçbir şekilde katılmamayı yeğliyorlar. Oysa hayat grinin bin bir tonunda sürüp gidiyor. Böyle bir ortamda tek doğru çocuğun önünde bu tip bir tartışmayı yapmamaktan geçiyor. Öte yandan bebeğe neleri tattırmanın doğru olmadığını eşler kendi aralarında öncelikle belirlemeliler diye düşünüyorum.
Ne anne ne de babanın çocuk üstünde daha büyük bir otoritesi veya üstünlüğü olmamalı diye düşünüyorum. İşte bu nedenle de eşler kendi aralarında çocuk konusunda net aynı telden görüşleri oturup saptamalılar ki bu tip durumlarda böyle tartışmalar ile günleri zehir olmasın ve küçük çocuklarını da anne baba tercihi arasında bırakmasınlar.
Hepinize keyifli gezmeler diliyorum.
İlk Yayın Tarihi: 30 Ekim 2015 @ 16:39
Yazar: Fatma Nur Olcay
ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.
Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.
Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.
Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
email: [email protected]