Televizyon ve Çocuk

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 1 Dakika 34 Saniye
Televizyon ve Çocuk

Televizyon, renkli ve büyülü bir dünya. Bir iletişim aracı olmanın çok ötesine geçmiş bir eğlence kutusu. Çocuklar için ise, bilinmezlerin ve sonsuzun içinde bulunduğu maceralı bir alan. Oldukça keyifli, bir o kadar da zarar verebilecek bir aygıt. Televizyon çok eski zamanlardan beri hayatımızda olan bir araç olmasına rağmen, çocukların gelişimine etkileri son yıllarda gündeme gelmiştir. Eskiden, televizyon izlemenin çocuk üzerine olan olumsuz etkileri pek konuşulmazdı. Bilimsel çalışmaların o yıllarda daha az yapıldığını varsaymak da doğru olabilir fakat belki de daha önemli olan, o dönem çocuklarının televizyona karşı şimdiki çocukların aşkını taşımadığıdır. Eskiden çocuklar, sokaklarda oynanan oyunları bilir, onları oynar, sosyalleşmeyi ise, sokaktan arkadaşları ile sağlarlardı. O zaman da televizyon vardı fakat çocuklar ve aileler için zararsız bir makineydi. Çünkü çocukların aldığı ‘’doz’’, daha azdı.

Eskiden Susam Sokağı’nı izlemiş olanların, bu programın verdiği faydalı bilgileri ne kadar da eğlenceli yollarla aldıklarını hatırlıyorsunuzdur. Televizyon, elbetteki ki eğitici ve öğretici yanı oldukça fazla olabilecek bir aygıtken, yukarıda bahsettiğimiz ‘doz’ konusunun burada aşırıya kaçılarak ’zehirleyici’ olmasından kaçınılması gerekir.

Eskiden çocukların televizyon başında geçirdikleri 1-2 saatin aksine, şimdi televizyon, çocuklar için vazgeçilmez bir vakit geçirme aracı olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü, anne babasını model alarak hayata hazırlanan çocuk, işten gelir gelmez eline kumandayı alan bir anne baba profili görüyor çoğu zaman. Yemek yenirken de televizyon izleniyor, bazen uykuya dalarken de. Bu yüzden, anne babalarının hayatlarındaki yerinden dolayı bu alet, çocuklar için de önemli hale geliyor.

Bebeklikten beri, ‘’oyalanması’’, ‘’yemek yemesi’’, ‘’keyiflenmesi’’ için televizyon önüne konan çocuklar, gelişme evresinde de oyun oynamaktan bihaber birer birey olarak büyüyorlar. Bunun fiziksel sağlığın üzerinde etkisini bir kenara bırakırsak, duygusal olarak çocuklar; üç boyutlu yani gerçek ilişkilerden uzaklaşıyorlar. Bir ekran karşısında, kendisine servis edilen ve belki 10 kere tekrarını izlediği bir çizgi filmin 11. Tekrarını izleyerek kendilerini buluyorlar.

Bu durumda ise, sorun çözmekten uzak, seyirci kalmaya alışmış, pasif konumda bireyler olarak yetişiyorlar.  Pek çok anne baba, bu yazıyı okurken; çocuklarını eski şartlara göre büyütmenin mümkün olmayacağını, çünkü dünyanın oldukça değiştiğini düşünüyorlardır. Fakat, bu noktada aynı televizyon karşısında oturmuş pasif çocuklar gibi davranmak yerine, farklı çözüm yolları aramak önemlidir. Televizyon, herhangi bir efor sarf etmeden ‘anı geçirmeye’ yarayan ve bu yüzden çalışan insanlar için oldukça ideal olsa da, çocuğunuzun sizin hareketlerinizden oldukça etkilendiğini, sizi model aldığını aklınızda tutarak işe koyulabilirsiniz. Örneğin yemeklerinizi televizyon kapalı bir şekilde sohbet ederek yemeyi adet edinmeniz oldukça iyi bir başlangıç olacaktır. Çocuğunuz hem sosyal olarak gelişecek hem de sizinle çok daha iyi vakit geçirme fırsatını bulacaktır. Bunun bir adım sonrasında, bir akşam televizyonu kapatıp bir kitabı elinize alın. Bu arada çocuğunuza da bir hikaye okuyabilir, bunun üzerine tartışabilirsiniz. Ailece oynayabileceğiniz kutu oyunları da, televizyonu kapattığınızda size alternatif olabilecektir. Burada ana tema, televizyonun ailenizin bir bireyi haline gelmesini önlemektir. Çocuğunuza, hayatın içinde aktif görevler alabilmeyi öğretmektir. Sizinle -televizyonla değil- keyifli vakit geçirmeyi öğretmektir.

 

İlk Yayın Tarihi: 11 Kasım 2013 @ 21:09

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

3 “Televizyon ve Çocuk” yorumu;

Bebekler ve Bilgisayar Kullanımı · 13 Nisan 2015 at 18:21

[…] diğer taraftan, bazı insanlar, televizyon veya bilgisayar, bebeklerin herhangi bir ekrana bakıyor olmasından bile endişe […]

Beslenme Sorunları 3: Çocuğum Yemek Seçiyor · 5 Ocak 2015 at 17:23

[…] çocuğunuzun dikkatini dağıtabilecek şeylerin olmamasını sağlayın. Televizyon, yakın mesafede bulunan oyuncaklar vb. çocuğunuzun dikkatini dağıtacak ve konsantrasyonunun […]

Çocuğun Kötü Davranışlarından Kurtulmak | Bebek Disiplini · 10 Eylül 2014 at 16:24

[…] içinde akşam yemeği hazırlamak için televizyon izlemelerine müsaade etmiştim ama itiraf etmem gerekir ki bir süre sonra işler kontrolden […]

Yoruma kapalı.

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Ebeveyn & Aile

Gelişimsel Geriliğin Nedeni Olarak Erken Evlilikler

Son yıllarda gündemimizden hiç düşmeyen konular arasında yer alan erken evlilikler ülkemizde mücadele edilmesi gereken alanlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye erken evlilikler bakımından Avrupa ülkeleri arasında Gürcistan’dan sonra %14 lük Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Ayrılık Anksiyetesi Nedir?

‘Bebeğimize de daha önce bakıcılar baktı fakat biz çıkarken onu hiç yadırgamadı. Ama şimdi işler değişti. Onun yanında olmamızı istiyor ve evden ayrılırken oldukça fazla ağlıyor’ . Bu pek çok anne babanın yaşadığı bir durum Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Bebeğin Kalıcı Öğrenme İçin Gerek Duyduğu 5 Temel Olgu

Bebek doğduğu andan itibaren beyni dış dünya ile kendi yapısına uygun olarak yoğun iletişime girer. Bebek beynindeki nöronlar (sinir hücreleri) her dakika çevreden aldıkları veriler ile var olan sinir hücreleri arasında yeni bağlar kurarlar ve Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0