Küçük Çocuklarımız Neden Bazen Bir Melek Bazen de Bir Şeytan Çekici?

Yazar: Sevgili Bebek -

Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakika 57 Saniye
Küçük Çocuklarımız Neden Bazen Bir Melek Bazen de Bir Şeytan Çekici?

Ufaklıklar bazen bir melek gibi bazı durumlarda ise inanılmaz şeytanca hareket edebilirler. Peki küçük çocuklar neden böylesi vicdansız ve tutarsız davranışlar sergilerler? Ne zaman merhamet duymayı öğrenirler? Ve ne zaman yalanları hayal hikayelerinden ayırt edebilirler?

Bu yazımızda uzmanlar bu konuları değerlendiriyorlar.

Vaka 1

Akülü arabasına kurulmuş 3 yaşlarındaki Ayça bir şirinlik muskası şeklinde etrafına gülücükler dağıtarak bahçede dolanıyor. Bu sırada yan komşunun aynı yaşlardaki oğlu Berk arabanın arkasındaki çekiciyi çıkartmaya yönelirken bir anda Ayça’nın var gücü ile attığı tokat yüzünde patlıyor. Bu durumda o da Ayça’nın lülelerini kavradığı gibi var gücüyle çekiyor. Ve savaş ilan edilmiş oluyor.

Bu nasıl oluyor? Anne babasından bir fiske dahi yememiş olan Ayça neden böylesi bir davranış sergiliyor? Bu tokat belki Berk için sadece bir tokat ama tüm çocuk masumiyetine inananlar için daha büyük ve etkili bir tokat sanki…

Vaka 2

Oyun parkında kaydıraktan kayarken 4 yaşındaki Sena’nın sırasını kapan açıkgöz arkadaşı Şule, Sena tarafından kaydıraktan inince itilip düşürülüyor. Ağlayan Şule’ye tekme atan Sena, “Artık benim arkadaşım değilsin seninle hiç konuşmayacağım!” deyip uzaklaşıyor.

Bu iki olayda da bu kadar agresif, duygusuz davranışları o melek yüzlü ufaklıklar nasıl ve neden yapabiliyorlar?

Bu konuda 3 varsayımımız var

İlk varsayım: İnsanoğlu doğumdan itibaren yalnızca iyilik duygularına değil kötülük içeren özelliklere de sahiptir.

İkinci varsayım: Çocuklar erdemli ve vicdanlı olmayı zaman içinde öğrenirler.

Son varsayım: Neyin iyi veya kötü davranış olduğunu ebeveynler çocuklarını yetiştirirken öğretmekle yükümlüdürler.

Birinci varsayımın tartışmasız doğru olduğunu söylemekle birlikte diğer 2 varsayım konusunda uzmanlar ve çocuk eğitimcileri konuyu tartışıp sorgulamaktadırlar.

Vicdan Gelişimi

Vicdan ve ahlak gelişimi konusunda düşünürler ve  felsefeciler araştırmalar yapmakta ve tezler geliştirmektedir. Psikologlar bazı ufaklıkların nasıl olup da kendi zararlarına olacak gibi görünse de gayet merhametli ve vicdanlı hareket edebilirken bazılarının nasıl duygusuz ve merhametsiz bir biçimde hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verecek ölçüde duyarsızca davranabildiklerini sorgulamaktalar.

Bu sorulara cevap bulabilmek için bilim insanları çocuklar üzerinde çeşitli gözlemler yapmaya ve bu gözlemleri kayıt altına almaya yönelmişlerdir.

Daha 1.yaşın içindeyken  

Henüz çok küçük bebeklerde bile empatiye benzer bir duygunun varlığından haberdarız. Çoğu ebeveynin de yaşadığı gibi, bir bebek ağlaması duyduklarında diğer bebekler de kısa bir süre sonra ağlamaya başlar veya tam tersi gülen kahkaha atan bir kişi karşısındaki bebek de mutlu ve sevinçli bir şekilde gülücüğe karşılık verir.

24 aydan itibaren

Küçük çocuklar başkalarını teselli edebilme becerisine sahip olurlar. Ağlayan başka bir çocuğu okşamak veya ağlayan anneye mendil uzatmak gibi davranışları sergilemeleri gayet doğaldır. Çoğu bu dönemde artık şekerini, çikolatasını veya oyuncağını başkalarıyla paylaşması gerektiğine inanırlar. Buradan sonuç çıkaracak olursak, tüm iki ve üç yaş çocuklarının aslında kendi çıkarlarına ters görünse de, her durumda empati yapabilme potansiyelleri olduğunu anlarız.

4.yaşa doğru

Çocukların %98’i çalmamaları gerektiğini bilirler. Çoğu sorgulandığında başkalarını yaralamamaları gerektiğini, yalan söylemeyip yalanları yaymamalarının doğru olduğunu bilirler. Ama 4. yaşlarından itibaren kendilerine menfaat sağlamak üzere hile yapma durumunu değişik sunmaya da başlarlar. Artık kendi zihinsel becerilerini ve sosyal potansiyellerini başkalarının düşüncelerini tahmin etmek için kullanabilirler. Örneğin bu yaştaki çocuklar eğer ebeveynleri şekeri kısıtladıysa, ellerine geçirdikleri şekerlemeleri ebeveynleri hemen göremesin diye saklamayı akıl edebilirler.

Almanya’da Max–Planck Üniversitesi Psikolojik Araştırmalar Bölümünde bilim insanları bu yaştaki çocuklar üzerinde yaptıkları bir araştırmada ilginç bir çifte standartlı ahlak bulgusu ortaya çıkarmışlardır.

Araştırmada denek çocukların %80’i aşırılmış şeker yediklerinde kendilerini nasıl hissettikleri sorulduğunda “Harika, şekeri çok seviyorum. Tatlılar çok lezzetli.” benzeri cevaplar vermişken, aynı çocuklar “Sizce çalmak nasıl bir şey?” diye sorulduğunda gayet inançlı bir ses tonunda “Çalmak çok ayıp çok kötü bir şeydir; asla çalmamalıyız.” şeklinde cevaplar vermişlerdir.

İyi örnekler ve rol modelleri çocuğun ahlak yapısını sağlamlaştırır

2,5 yaşlarında bir ufaklık bir  yüzüne iki tane araba farı çizilmiş karton kutunun içine girmiş ve gayet ciddi bir ses tonuyla “Bakın ben araba kullanıyorum ne haber?” dediğinde:

Bu bir yalan söyleme vakası olarak ele alınabilir mi? Hayal ile gerçeği birbirinden ayırma becerisi çoğu çocukta ilköğretim yıllarına doğru sarkabilir. Küçük çocuklar çoğu zaman kendilerinin cezandırılacakları tedirginliği ve baskısı altında yalan söylemekte veya ahlakdışı davranabilmektedirler. Ya da henüz sözlerle tartışmayı beceremediklerinden, etraflarındaki yaşıtlarından tehdit gördüklerinde fiziksel şiddete başvurabilmektedirler. Bunun dışında bazı çocuklar da yalnızca meraklarından, başkalarını test etmek istediklerinden kötü davranışlara yönelip, karşıdakilerin tepkisini görmek için sorgulanabilecek davranışlarda bulunabilmektedirler.

Çoğu yetişkinin bu tip davranışların arkasında kötülük aramayarak doğru yaptıklarını vurgulamak yerinde olacaktır. Örneğin 2,5 yaşında, diğer çocukların saçını çekmeye meraklı bir ufaklık bunu bir sadistlik örneği olarak değil, bu eylemi karşısında diğer çocuğun bağırma sesini çok etkileyici bulduğu için yapıyor olabilir. Bu çocuk günün birinde annesinin gayet kararlı bir biçimde saç çekmenin insanın canını nasıl yakabileceğini anlatıp kendisinin bu durumu algılamasını sağladığında bu hareketinden vazgeçecektir, çünkü amacı aslında can yakmak değildir.

Daha önce bahsettiğimiz varsayımların üçüncüsü olan, ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken doğru davranışları öğretmeleri gerektiği konusu işin aslına bakacak olursanız ebeveynler ile sınırlı kalmayarak, çevrenin bu konularda küçükleri doğru örnekler olarak eğitebilecekleri savını ortaya çıkarmaktadır.

Küçük çocuklar evde, yuvada, oyun gruplarında, arkadaş arasında, televizyonda, sinemalarda ve sayılmayacak kadar çok çeşitli ortamlarda insanların nasıl davrandıklarını ve nasıl sonuca vardıklarını yaşayıp görmektedirler. Tabii ki burada ki can alıcı nokta bu örneklerin ne derece olumlu ve uygun örnekler olduğu konusudur.

Bu durumda anne ve baba kilit roller üstlenmektedirler, fakat bu rollerin sürekli işaret parmağını sallayarak “Bu yanlış!” diyen öğretici ebeveyn tiplemesiyle oynanamayacağını ve çocukların her şeyi bizlerle birlikte yaşadıklarını göz ardı etmemek gerekmektedir. Örneğin, yan komşusunun arkasından küfreden bir babanın oğluna “Küfür etmek doğru değil, ayıptır.” demesinin veya alışverişte kaşla göz arasında sıranın tersinden kasaya yanaşan annenin daha sonrasında evde çocuğuna başka bir olayda “Sıranı beklesene.” demesinin çocuk üzerindeki etkisinin sıfır olacağını kavramamız son derece önemli olacaktır.

Aslında günlük hayatımız içinde bu tip normları kavratmak için elimize geçen bir sürü fırsat olur. Örneğin, televizyonda seyredilen bir film sonunda, çocuğunuza “Filmin kahramanının yaptığı o davranış doğru muydu sence?” şeklinde bir tartışma açmak çoğu kez yararlı olmaktadır. Samimi, sıcak ve duygu yüklü bir yetiştirme modeli aslına bakılacak olursa yalnızca sosyal yönü güçlü değil, daha olgun, daha bağımsız düşünebilen bireyler ortaya çıkarmaktadır.

ABD’nin önde gelen “Güncel Psikoloji” dergisinin yaptığı geniş kapsamlı ve uzun soluklu bir araştırma sonucunda, küçüklüğünde çok sevilen, ihtiyaçları karşılanmış ve cesaretlendirilmiş çocukların, yetişkinliklerinde de çevrelerindeki diğer insanlara daha fazla değer verdikleri tespit edilmiştir. Aynı şekilde Almanya’da Augsburg kentinde yapılmış bir araştırmada da, 2 yaşında kız çocuğu annelerinin arasında daha ince duygulu ve destekleyici davranışlar sergileyen annelerin kızlarının, diğer çocuklara karşı daha yoğun empati yapabildiklerini ve düşünceli davranabildiklerini ortaya konmuştur.

Bunun karşısında ceza sistemiyle çocuk yetiştiren ebeveynlerin çocuklarının hile ve kaçamaklara sapmaya daha meyilli oldukları gözlemlenmiştir.

Özetleyecek olursak, küçük çocuklar doğru davranışların hedefe ulaşabilmenin ve mutlu olmanın yolu olduğunu ne denli gözlemleyerek ve yaşayarak öğrenirlerse, o denli bu yöntemleri benimserler.

Ahlak ve vicdan beyinde prefrontal kortekste yer alır.

Nörologlar uzun araştırmalar sonrasında ahlak ve oto kontrol sistemimizin tamamen beynimizin prefrontal korteksinde yer aldığını ispatlamışlardır. Bu bölgede neyin doğru neyin yanlış olduğunu, duyduklarımızı, gördüklerimizi değerlendirerek karar vermekteyiz. Yine bu bölgede, yaptığımız davranışların diğer insanlar üzerindeki etkilerini tartabilmekte ve değerlendirebilmekteyiz.

Bu bulguları bilim insanları prefrontal korteksi çalışamaz durumda olan kişilerin davranış biçimlerini gözlemleyerek ortaya çıkarmışlardır. Bu gibi kişilerin artık vicdan gibi ahlaki değerler gibi konularda doğru kabul edilebilecek kararları veremedikleri tespit edilmiştir. Daha da önemlisi, beyin plastisitesine rağmen bu durumda kalan bir beynin diğer hiçbir bölgesinin bu beceriyi üstlenemediği de gözlemlenmiştir.

Bu konuyu araştıran Prof. Gerhard Roth, nadir olmakla birlikte çocuklukta beyninin ön tarafına büyük bir darbeye maruz kalan ve prefrontal korteksi hasar görmüş çocukların ahlak ve vicdan duygularının yetişkin olduklarında da gelişemediğini ve  bir değerler sistemine sahip olamadıklarını ortaya koymuştur.

Bu yazı http://www.eltern.de/kleinkind/erziehung/engelchen-teufelchen.html adresinden derlenmiştir.

İlk Yayın Tarihi: 28 Mayıs 2015 @ 18:17

4 “Küçük Çocuklarımız Neden Bazen Bir Melek Bazen de Bir Şeytan Çekici?” yorumu;

Ellerine Geçirdikleri Her Şeyi Kıran Küçük Çocuklar: Bunu Neden Yapıyorlar? · 4 Ağustos 2015 at 19:07

[…] geçirdiği her şeyi gözünüzün içine baka baka “Yapma!” derken kırıp döken ufaklıkları kastediyoruz. Aslına bakacak olursanız küçük çocukların yaşadığı her ortamda her zaman […]

Bir Çocuğu İçeriden Parçalamak · 4 Ağustos 2015 at 18:15

[…] bu çocukla başa nasıl çıkacağımı bilmiyorum, şöyle dağınık, şöyle söz dinlemiyor. Okuluydu, kıyafetiydi, babası da ben de elimizden geleni yapıyoruz ama yok hiçbir şeyin […]

Çocukla Oyun Bir Keyiftir, Mesai Değil · 11 Haziran 2015 at 15:26

[…] çocuğun gözünde didaktik (Öğretici) bir hale de getirmemek önemlidir. Amacımız çocuğumuza bir şeyler öğretmek, onun bilgi ve […]

ÇOCUKLA OYUN BİR KEYİFDİR, MESAİ DEĞİL · 9 Haziran 2015 at 16:50

[…] çocuğun gözünde didaktik (Öğretici) bir hale de getirmemek önemlidir. Amacımız çocuğumuza bir şeyler öğretmek, onun bilgi ve […]

Yoruma kapalı.

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Oedipus ve Elektra Kompleksi

Kız çocuğunuz babasına “ Ben büyüyünce seninle evleneceğim.” diyebilir. Erkek çocuklarının babalarını, kız çocuklarının ise annelerini kıskanması, Sigmund Freud’un Oedipus ve Elketra Kompleksi kuramlarında yer almaktadır. Ebeveynlerin bazen çaresizce üstesinden gelmeye çalıştıkları, çocuklarının düşmanlıklarının altında Devamını oku…

Güncel Haberler

Bebeklerde Uyku Sorunları Çocuklukta Davranış Bozukluklarına Yol Açıyor

Uzun dönemli bir araştırma sonuçlarına göre, günde 10 saatten az uyuyan bebeklerin 5 yaşından itibaren duygusal ve davranışsal sorun yaşama olasılığı, uykusunu alan bebeklere göre daha fazla. Norveç Toplum Sağlığı Enstitüsü’nde çalışmalarını sürdüren araştırmacılar, uyku Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

5 Yaşa Kadar Çocuklar Dijital Ortamı Nasıl Kullanmalı?

Çocukları tablet veya akıllı telefonlardan ayırmak oldukça zordur. Teknoloji ile iç içe büyümemiş olan ebeveynler, teknolojinin çocuklarının hayatında bu kadar büyük yer kaplaması ve teknolojinin avantajları ve dezavantajları hakkında endişe duymaktadırlar. American Academy of Pediatrics’de Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0