Küçük Çocuklar Neden Öfke Krizi Geçirir? Bir Analiz Yazar: Sevgili Bebek -
Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 12 Saniye Süpermarket alışverişiniz gayet iyi gitmekte . Tam “Valla helal olsun, çocuğun gıkı çıkmadı.” diye düşünürken bir anda o sesi duyuyorsunuz:
– Anneee! Ben muz aldım!
Elinde hemen hemen 10 adet muz tutan çocuğunuza “Hayatım muzları yerine koyar mısın lütfen, muz almayacağız.” demenizle beraber bir nevi barut fıçısını ateşlemiş oluyorsunuz.
– BANANE! BEN MUZ İSTİYORUM!
Artık ne yapsanız boş, öfke krizi başladı bile. Süpermarketteki herkese rezil olmadan çıkıp gitmek istiyorsunuz ama nafile, ufaklığınız olduğu yerde tepinmeye başladı bile. Peki küçük çocuğunuz neden böyle boş ve gereksiz öfke krizlerine giriyor? Bu sorun nasıl çözülebilir?
Küçük çocuklar neden öfke krizi geçirir?
Çocuğunuzun davranışlarını anlamak için gelin onun beyninde ufak bir gezintiye çıkalım. Çocuğunuz kaşlarının hizasına gelen beyin bölümüne ön frontal korteks adı verilir. Beynin bu bölümü çocuğunuzun duygularını ve sosyal davranışlarını ve hayatında karşılaştığı neden sonuç ilişkilerini kontrol eder. Maalesef bu bölüm beynin en geç olgunlaşan bölümüdür. Hemen hemen 3 yaş civarı gelişmeye başlayan bu bölüm, 4 yaşından sonra olgunluğa ulaşmaya başlar.
Bu bölümün 2-3 yaşındaki bebeklerde daha gelişmemiş olması onların sosyal davranışlarını kontrol edememelerine ve biz yetişkinlerin “mantıklı” olarak adlandıracağı neden sonuç ilişkileri kuramamalarına neden olur. Bundan dolayı bebeğinize küvetin giderinin onu da yutmayacağını veya gittiğiniz dişçinin tüm dişlerini sökecek bir canavar olmadığını anlatmanız son derece zordur.
Bu yaştaki bebekler rutinlere ve deneyimledikleri şeylere güvenirler. Dişçide keyifli bir deneyim yaşayan bebeğinizin bir dahaki dişçi ziyaretinizde o kadar da gerilmediğini siz de farketmişsinizdir. Bununla beraber beklemedikleri cevaplar, onlara makul gelen düşüncelerin ve hareketlerin ebeveynler veya yetişkinler tarafından makul bulunmaması deneyimlemedikleri bir durumda kalmalarına ve beynin uyarılmasına neden olur.
Beyin bu şekilde uyarıldığında vücutta kortizol hormonu salgılanmaya başlar. “Kaç ya da savaş” hormonu olarak adlandırılan bu hormon vücuda tehdit altında olduğunu ve bir tepki vermesi gerektiğini belirtir. Tansiyon ve nefes sayısı artar ve beyin net düşünme yetisini kaybeder. Böylesi bir durumda genellikle ne gibi tepki vereceğini bilemeyen bebeğiniz en iyi bildiği şeyi yapar: ağlamak.
Sinir krizi geçirmenin ilk adımı da budur. Genellikle bu noktada provokatif herhangi bir tepki görmeyen bebekler bir kaç dakika içinde normale döner. Fakat yetişkinlerden gelecek herhangi yanlış bir adım bu durumun daha da şiddetlenmesine neden olur.
İlk Yayın Tarihi: 17 Kasım 2015 @ 18:33
Süpermarket alışverişiniz gayet iyi gitmekte . Tam “Valla helal olsun, çocuğun gıkı çıkmadı.” diye düşünürken bir anda o sesi duyuyorsunuz:
– Anneee! Ben muz aldım!
Elinde hemen hemen 10 adet muz tutan çocuğunuza “Hayatım muzları yerine koyar mısın lütfen, muz almayacağız.” demenizle beraber bir nevi barut fıçısını ateşlemiş oluyorsunuz.
– BANANE! BEN MUZ İSTİYORUM!
Artık ne yapsanız boş, öfke krizi başladı bile. Süpermarketteki herkese rezil olmadan çıkıp gitmek istiyorsunuz ama nafile, ufaklığınız olduğu yerde tepinmeye başladı bile. Peki küçük çocuğunuz neden böyle boş ve gereksiz öfke krizlerine giriyor? Bu sorun nasıl çözülebilir?
Küçük çocuklar neden öfke krizi geçirir?
Çocuğunuzun davranışlarını anlamak için gelin onun beyninde ufak bir gezintiye çıkalım. Çocuğunuz kaşlarının hizasına gelen beyin bölümüne ön frontal korteks adı verilir. Beynin bu bölümü çocuğunuzun duygularını ve sosyal davranışlarını ve hayatında karşılaştığı neden sonuç ilişkilerini kontrol eder. Maalesef bu bölüm beynin en geç olgunlaşan bölümüdür. Hemen hemen 3 yaş civarı gelişmeye başlayan bu bölüm, 4 yaşından sonra olgunluğa ulaşmaya başlar.
Bu bölümün 2-3 yaşındaki bebeklerde daha gelişmemiş olması onların sosyal davranışlarını kontrol edememelerine ve biz yetişkinlerin “mantıklı” olarak adlandıracağı neden sonuç ilişkileri kuramamalarına neden olur. Bundan dolayı bebeğinize küvetin giderinin onu da yutmayacağını veya gittiğiniz dişçinin tüm dişlerini sökecek bir canavar olmadığını anlatmanız son derece zordur.
Bu yaştaki bebekler rutinlere ve deneyimledikleri şeylere güvenirler. Dişçide keyifli bir deneyim yaşayan bebeğinizin bir dahaki dişçi ziyaretinizde o kadar da gerilmediğini siz de farketmişsinizdir. Bununla beraber beklemedikleri cevaplar, onlara makul gelen düşüncelerin ve hareketlerin ebeveynler veya yetişkinler tarafından makul bulunmaması deneyimlemedikleri bir durumda kalmalarına ve beynin uyarılmasına neden olur.
Beyin bu şekilde uyarıldığında vücutta kortizol hormonu salgılanmaya başlar. “Kaç ya da savaş” hormonu olarak adlandırılan bu hormon vücuda tehdit altında olduğunu ve bir tepki vermesi gerektiğini belirtir. Tansiyon ve nefes sayısı artar ve beyin net düşünme yetisini kaybeder. Böylesi bir durumda genellikle ne gibi tepki vereceğini bilemeyen bebeğiniz en iyi bildiği şeyi yapar: ağlamak.
Sinir krizi geçirmenin ilk adımı da budur. Genellikle bu noktada provokatif herhangi bir tepki görmeyen bebekler bir kaç dakika içinde normale döner. Fakat yetişkinlerden gelecek herhangi yanlış bir adım bu durumun daha da şiddetlenmesine neden olur.
İlk Yayın Tarihi: 17 Kasım 2015 @ 18:33