Bebeklerde ve Çocuklarda Korku Kavramı

Yazar: Uzman Psikolog Özgün Kızıldağ -

Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 6 Saniye
Bebeklerde ve Çocuklarda Korku Kavramı

Çok yakın kavramlar olarak kullanılan, endişe, kaygı, fobi, çekinme gibi kelimelerden korkuyu ayıran temel fark aslında tanımında gizlidir. Bilinçli olarak tanınan dış tehlike kaynaklarına karşı gösterilen duygusal tepki olarak tanımlanan korku, hafif bir ürkmeden huzursuzluğa ve yoğun bir dehşet duygusuna kadar değişir.

Korku insanlığın var olduğu andan itibaren var olmuş ve aslında insanlığın devamını sağlamış bir duygudur. Korku duygusu başlı başına olumsuz bir durumu içermez, aksine insan gelişiminin ve insan doğasının bir parçasıdır. Korku duygumuz sayesinde yaşamda güvenli bir şekilde kalmamıza yönelik eylemler geliştiririz.

Bu durum çocuklar ve hatta bebekler için de böyledir. Yaş dönemlerine uygun korkular yaşıyor olmaları çocukların gelişimlerinin sağlıklı olduğunun göstergesidir. Korkunun sağlıksız olduğu durumlar da elbette vardır. Bu durumlar iki başlıkta ele alınabilir. Korkunun yaşa uygun olmadığı durumlar ve kalıcı hale geldiği durumlar. Yaşa uygun olmayan korkulara geçmeden önce yaşa uygun korkuların neler olduğuna bakmak gerekmektedir.

Bebeklerde 6 aylıktan itibaren yabancılara karşı gelişen korku belki de ilk korkumuzdur ve aslında amacı bebek ile muhtaç olduğu bakım veren arasındaki bağın devamını sağlamaya yöneliktir. 6 ay civarlarında başlayan yabancı korkusunun yaklaşık 1,5 yaş civarında sona ermesini ve yerini dış dünya korkularının almasını bekleriz. Böcekler, yüksek sesler, doktor, iğne gibi dış dünyaya ait, somut şeyler çocuk tarafından tam olarak algılanamadığı için korku objesi olurlar. Bu dönemde anne-babalar ona sarılarak teskin ettikleri, yavaş yavaş dış dünyaya alıştırdıkları, dış dünyanın tehlikesiz bir yer olduğu değil, tehlikeleri olabilen ama baş edilebilir bir yer olduğu hissini yerleştirmeye çalıştıkları bir tutum benimsemelidirler. Yaklaşık 3,5-4 yaşlarına gelen bir çocuğun korkuları artık kreş-anaokulu sosyal ortamı ile birlikte anne-babadan ayrılma, dış dünyada zarar görmeden kalabilme ve güvenli evine dönebilme ekseninde yer almaya başlar. Yine bu dönemde de anne-babanın destekleyici ve kendi başına baş etmeyi öğretici tutumları oldukça önemlidir. 6-7 yaşlarına gelindiğinde çocuğun korkularının yaklaşık 5 yıllık bir süre ile okul-başarı-sevilmek gibi sosyal konulara odaklanmasını bekleriz. Bu dönemde çocuklar okulla ve arkadaşlık ilişkileriyle ilişkili korkular yaşarlar. Çünkü artık o büyük ve korkutucu dış dünyanın tam bağımsız bir üyesi olmaya çalışmaktadırlar. Anne-babaların bu korkuyu anlayabilmeleri ama çok fazla müdahil olmadan kendi çözüm yollarını bulması konusunda onu desteklemeleri çok önemlidir. Çünkü bu dönemde bulacağı stratejiler bir ömür boyu kullanacağı stratejiler olacaktır. Çocuğun yerine korkuları çözmeye çalışmak, ondan önce davranmak geçici çözümler üretecek, çocuk öğrenmesi gereken beceriyi öğrenemeden dönemi tamamlayacaktır.  Ergenlik döneminde artık çocukluktan çıkan ve yetişkin olma yolunda ilerleyen birey korkuları yönetebilme becerisini kazanmıştır. Tam da bu yüzden gizemli olaylar, korku filmleri gibi şeylere yönelik ilgi artar. Ergen, bu korkuyla baş edebildiğini keşfetmiş ve bunun bir anlamda tadını çıkartarak deneyimlemek istemektedir. Ergenin korkuları daha çok yaşamsal ve gelecek planlamasına ilişkin alanlara kaymıştır.

Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde olağan olan korkuları inceledik. Bu noktada üzerinde durmamız gereken en önemli nokta, çocukların ancak ergenlik döneminde yönetebilecekleri korku öğeleriyle (Korku içerikli oyunlar, film ve diziler gibi) daha erken dönemlerde karşılaşmalarının onlara baş edebileceklerinden fazla korku duygusu yaşatması ve bunun da çocuk için kalıcı olumsuz sonuçlar doğurabileceği riskidir. Her çocuk bir an önce büyümek ister ve bu yüzden yetişkin dünyasına ait figürlerle erken tanışmak, korkmadığını göstermek ister. Oysa bu o farkında bile olmadan ona zarar verecek bir durumdur. Yetişkinlerin ustalıkla müdahale ederek böyle erken tanışmaların yaşanmasına izin vermemeleri hatta zemin hazırlamamaları çok önemlidir.

Korkuların belirtilen yaş aralıklarından sonra da “günlük yaşamı zorlaştırıcı” şekilde devam ediyor olması işlerin yolunda olmadığı bir diğer durumdur. Günlük yaşamı zorlaştırıcı etki kavramı önemlidir çünkü, bir çok insan da bazı böceklerden, gök gürültüsünden korkabilir. Bunun olağan olmadığını söylemek doğru değildir. Korkuyu fobi sınıfına sokan ve onu çözülmesi mutlak gereken bir sorun haline dönüştüren şey kişinin günlük yaşam işlevselliği üzerindeki etki derecesidir.

Çocuklarımızın hiç korkmadığı bir dünya mümkün olmadığı gibi sağlıklı da değildir. Önemli olan yaşlarına göre korkuları, yine yaşlarına uygun zamanlarda yaşayıp, baş etmeyi öğrenmeleri ve güçlü bir yetişkin olma yolunda küçük ama sağlam adımlar atabilmeleridir.

İlk Yayın Tarihi: 11 Mart 2016 @ 16:58

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Bebek Gelişiminde Teknolojinin Rolü

Hepimiz gelişen teknoloji ile beraber bebek ve bebek gelişimi için en iyisini yapmayı istiyor ve bu konuda bir emek sarf ediyoruz. Ayrıca hemen her bebek ve çocuk artık teknolojiye doğmakta ve teknolojiyle iç içe büyümektedir. Devamını oku…

Fizyolojik Gelişim

Her Bebek Emekler Mi?

Birçok anne ve babanın bebeğinin gelişiminde heyecanla beklediği aşamaların başında emekleme bulunur. Bebekler genellikle 6. ay ile 10. ay arasında emeklemeye başlarlar. Bu aylarda bebekleri yüzükoyun yere yatırdığınızda kimi komando gibi kendilerini kollarıyla öne çeker Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirmek

Çocuğuna yeterince ilgi ve sevgi gösteren ebeveynlerin aklını değişen yaşam koşullarımızla birlikte yeni bir soru daha kurcalıyor. Çocukla kaliteli zaman geçirmek… Ebeveyn olmak sürekli yeni bir şeyler araştırmayı ve öğrenmeyi de beraberinde getiriyor. Çocuğuyla ilgilenen, Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0