Bebek Beyni Nasıl Öğrenir?

Yazar: Sevgili Bebek -

Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakika 25 Saniye
Bebek Beyni Nasıl Öğrenir?

Uyuyan bir bebek ne kadar da huzur dolu görünür. Oysaki tam da bu uyku sürecinde o ipeksi saçlar ve henüz kapanmamış bıngıldakların altında belki de dünyanın en karmaşık yapısı gelişmektedir. Evet, bebek beyninden söz ediyoruz. Bu organ diğer tüm organlardan farklı biçimde büyür. Örneğin, bir böbrek tam olarak programlanmış biçimde büyürken beyin içinde yalnız sinir hücrelerinin (nöronların) sayısı ve kaba bir yapı tespit edilmiştir; daha fazlası değil. Diğer her şey yaşayacağı deneyimlere bağlı oluşur. Görüntüler, sesler, kokular, ısı değişiklikleri, ışık ve gölgeler, renkler, hareketler ve tensel temaslar gibi bebeği etkileyen her olgu onun beyninin fiziksel yapısını belirler.

Bebeğin beyni 3.hamilelik haftasından itibaren büyür.

Merkezi sinir sistemi ve beyin bir embriyonun gelişimde ilk yapı merkezleridir. Henüz 3. hamilelik haftasında daha sonra omurilik haline gelecek olan nöral kulak oluşur. Nöral kulağın üst katmanında 4. hamilelik haftası içinde daha sonra beynin temel yapı taşları olacak 3 küçük kabarcık ortaya çıkar. Aynı şekilde 3. hamilelik haftasından itibaren embriyonun sinir hücreleri inanılmaz bir hızla bölünüp çoğalmaya başlarlar. Dakikada akıl almaz bir hızla 500.000 (beş yüz bin) yeni sinir hücresi oluşur. Bu günde 720.000.000  (yedi yüz yirmi milyon) yeni sinir hücresi demektir.

Bu hızla çoğalma sonucu hamileliğin ortaları sayılabilecek 4 ayın ortalarında fetüsün yüz milyarın üstünde sinir hücresi mevcuttur. Evet, bu kadar sinir hücresi doğacak insan yavrusuna tüm hayatı boyunca yetecek miktar demektir. Başka bir deyişle 4.hamilelik ayından itibaren fetüsün ana rahminde beyni hayat boyu sahip olacağı sinir hücresi sayısına ulaşmıştır ve temel basit öğrenme böylece başlar.

Aslına bakacak olursanız akıl ve idrak organımızın ne denli değerli ve önemli olduğunu embriyonun boyutunun yarısından bile daha büyük olmasından anlayabiliriz.

Sinir hücreleri optimal bağlantı yapmaya çalışırlar.

Sinir hücreleri derhal vücutta olmaları gereken yere yönelirler. Dallanarak diğer sinir hücreleri ile bağlantı kurmaya çalışırlarsa da bu ilk aşamada bağlantısı kesik telefon hatları gibidir. Gerçek anlamda ileti transfer edebilmeleri için sinaps adı verilen bağlantı noktalarına ihtiyaç duyarlar. Sinaps üretimi 5.hamilelik haftasından itibaren başlar ama yalnızca 2-3 milimetrelik bir selebral cortekste bile 10 milyarın üzerinde sinir hücresi (nöron) bağlantısı oluşturulması gerektiğinden bu sinaps üretimi doğuma kadar sürer. Bu esasen kullanılacağından çok daha fazla sinaps üretilmesinden de kaynaklanır. Doğumdan itibaren 36. Aya kadar yaklaşık 200 trilyon sinaps oluşur ve bu yetişkin bir beyindeki sinaps sayısının heme hemen iki katıdır.

Bebek beyni çok daha hızlı öğrenir.

Bu aşırı miktardaki sinaps üretimi bebeğin ilk yıllarında kendi çevresel şartları ve kültürü içinde hayatta kalabilmek için gerekli olan her şeyi özellikle çok hızlı öğrenmesini sağlar. Bu dönemde nöronlar arası bağlantı kuran sinapsların daha hızlı ve optimal çalışmasına fırsat vermek için kullanılmayan fazla sinapslar da nöral budama ile beyin tarafından yok edilir. Doğum sıralarında daha önce bahsettiğimiz 3 beyin baloncuğu yetişkin bir beynin küçük ölçekli görüntüsüne kavuşur ama hiçbir şekilde tamamlanmış sayılamaz. Bu pediatrik nörologların dediği gibi şekil verilecek bir hammadde formundadır. Bu olgu aslına bakacak olursanız insanın en büyük şansıdır çünkü böylece insan yavrusu doğduğu yaşayacağı çevreye kendini uyumlamaya açık olmaktadır.

Bebek beyni anne rahminde öğrenmeye başlar.

Hamileliğin 6 ayında fetüs artık gayet iyi işitir, koku ve tat alır duruma gelmiştir. Başka bir deyişle artık bebek beyni öncelikle doğumdan itibaren kendisi için çok yararlı olacak duyulara odaklanır. Her duyu öncelikle yakın merkezli çalışmaya yönelir. Örneğin yeni doğan 100 metre ilerisini göremez çünkü henüz hareket edemez ve bu tip bir uzak görüşe gereksinimi yoktur, ama annesini kokusundan ve sesinden tanıması onun hayatta kalabilmesi açısından çok önemlidir. Aynı şekilde kendi anne sütünün tadını alabilmelidir. İlk aşamada bu bebek için yeterli görünür.

Görmek

Doğumdan hemen sonra yeni doğanın gözleri yapışık olabilir çünkü henüz gözyaşı kanalları çok dardır ama aydınlık ve karanlığı seçebilecek durumdadır. Yeni doğan gözlerini açsa da ilk haftalarda 30 cm’e varan uzaklıkları silüet ve hareket olarak algılayabilir. Daha keskin bir görüşe sahip değildir ve sadece keskin kontrastları ayırt edebilir. (siyah, beyaz, keskin kırmızı gibi) Bu nedenle Sevgili Bebek Zeka Kartları 0-6 Ay seti siyah beyaz, yüksek kontrastlı görsellerden oluşturulmuştur.

Bebekler ne zaman görmeye başlarlar?

Görme duyusu doğum anında en gelişmemiş duyu olarak ortaya çıkar. Ana rahminin karanlığında 9 ay yaşayan bir canlı için bu şaşırtıcı olmasa gerek. Bebeğin gözleri ana rahminde 4.hamilelik haftasından itibaren ilk duyu organımızın temeli olarak atılmış olsa da doğru işlemesi için koşulların değişimine ihtiyaç duyar. Bebekler doğduğunda derinliği olmayan bulanık ve renksiz bir görüşe sahiptirler. Yaklaşık 8. aydan itibaren bebekler net odaklanmayı becerir ve 12 ay içinde bir yetişkin kadar iyi görebilirler. Görme duyusu gelişimi ilk aylarda diğer duyulara oranla yavaş gibi bir algı yaratsa da 8-9 aydan itibaren tüm diğer duyuların gölgede bırakacak kadar baskın bir bilgi kaynağı haline gelir.

Doğumdan sonra: Koklamak, işitmek ve tat almak.

Bir bebek dünyaya gelir gelmez beyni duyularının gelişimi için gerekli bağlantıları kurmak üzere sayısız sinaptik bağlantı oluşturmaya başlar. Her yeni deneyim beyinde bir parmak izi gibi düşünülebilecek sinaptik bağlantı (patika) yaratsa da her şey eş zamanlı oluşamayacağından, duyular ile ilgili tüm bağlantıların birkaç gün veya hafta içinde oluşmasını bekleyemeyiz. Bununla beraber, birkaç günlük bebek vanilya ve limon kokusunu ayırt edebilecek düzeye gelir fakat kokuları güzel veya kötü diye gruplandırabilmesi 3 yaşı bulur.

İşitme duyusu doğumla birlikte diğer duyulara oranla çok daha fazla gelişmiştir ama bir yetişkin gibi duyduklarını tekrar edebilme gibi beceriler hayatın ilk 6 yılı içinde tamamlanır. Öte yanda tat alma duyusunun ilk deneyimleri bebeğe katı mama verimi ile başlar. Bu nedenle katı mamaya geçişte yaşanılan ilk deneyimler bebeğin ilerideki damak tadını belirlemede çok önemlidir. Başka bir deyişle bu erken dönemde tuzlu veya şekerli tatlara alıştırılan bebeklerin daha sonraki yıllarda bu damak tadına yatkın oldukları kanıtlanmıştır.

Doğumdan sonra dokunma duyusu ve denge gelişimi.

Dokunma duyusu doğumla birlikte oldukça gelişmişse de gelişimini kesinle tamamlamış değildir. Yeni doğanlar dokunulduklarını hissetmelerine rağmen nerelerine dokunulduğunu henüz ayırt edemeyecek durumdadırlar. Nerelerine dokunulduğunu anlamaları için gerekli beyindeki sinaptik bağlantıların gelişimi ve yaşayacakları deneyimlere bağlı (bebeğe sürekli sevgi dolu tensel temas gereklidir.) neredeyse 12 ay sürmektedir.

Bebeklerde motor hareketler.

Her hamile annenin bileceği yakından yaşadığı gibi bebek daha anne karnındayken ilk kas ve hareket çalışmalarını anne karnına tekmeleyerek gerçekleştirir. Tabii ki bebek henüz beyinde ilgili bağlantılar oluşmamış olduğundan hareketlerini uyumlandırmayı beceremez. Motor merkezler yukarıdan aşağıya doğru bir gelişim gösterirler. Önce baş mimikler ve boyun sonra kollar ve sonunda bacaklar ile ilgili motor merkezlerin beyin bağlantıları oluşur. Bu dünya üzerinde her bebek için geçerli bir gelişim sıralaması olduğundan bebekler önce tutar sonra emeklemeye başlarlar. Motor gelişim beynin diğer bölgelerinin gelişimini de ateşler. Örneğin, emeklemeye başlayan bebeğin görüş mesafesi derinlik algısı da buna bağlı gelişir. Ve biyonörolog Lise Eliot’un dediği gibi bu hareketlenme her yönden beyin gelişimini tetikler. Aslına bakacak olursanız erken eğitimin duayenlerinden ABD’li Glenn Doman’ın da dediği gibi, beyin kullandıkça gelişir.

Doğumdan sonra bebeğin duygu merkezi henüz tamamlanmamıştır.

Diğer her unsur gibi duygu merkezi de doğumla birlikte henüz gelişimini tamamlamamıştır. Çoğu ebeveyn 6 haftalık bebeklerinin onları görünce güldüğünü ve mutlu olduğunu iddia etse de bu gülüşün gerçek olduğuna uzmanlar katılmamaktalar. Her ne kadar bebekler bebekler duygu duyumlarını dışarıya verebilseler de bunu belli bir bilinçle yapamazlar.

Bunun nedeni ise bu duygu sinyallerinin aslında doğumda oldukça gelişmiş olan bebeğin limbik sistemi (Limbik bölge beynimizde duygularımızın merkezi olarak da bilinir) tarafından idare edilmesidir.

Bu duyguların bilinçli dışa vurumu içinse öncelikle beyinde gerekli bağlantıların oluşması temeldir. Bu bebeğin 6.ayından itibaren oluşur. Bu duygu duyumlarının tam olarak idaresi ise daha karmaşık biçimde benlik ortay çıkımı sürecinde 2 yaş döneminde gerçekleşir.

Doğumdan sonra gerçek duygular yoktur.

Beğin doğumdan sonra gerçek duygularının olmaması bazı ebeveynler tarafından üzücü olarak algılansa da gerçekte bu durum sayesinde bebek doğum sürecinde herhangi bir bilinçli korku hissetmez. Yani siz onu bıraktığınız için üzüldüğünden ağlamaz. Her ne kadar beynin bilinçli hafızası çok daha sonra oluşuyorsa da bu bilinç dışı dönemde yaşanan tüm duygusal deneyimlerin beynin fiziksel yapısını değiştirebildiğini söylüyor uzmanlar. Lise Eliot bu konuda “Kötü duygusal deneyimler aynen bir yara kabuğu gibi beynin bilinçaltında kalmaktadır” diyor. Sağlıklı bir duygusal gelişim için hayatın ilk 3 yılının bu 3 yıl içinde de ilk 12 ayın öneminin tartışılmayacak kadar kritik olduğunun altını çiziyor Lise Eliot. Yine bebeklikte duygusal bakımdan tatmin edilememiş bebeklerin beyin ölçümlerinde yaşıtlarına oranla %30 a varan hacım küçüklüğü olduğunu bilmemizde büyük yarar var.

 

Bu yazı www.eltern.de web sitesinden derlenmiştir.

İlk Yayın Tarihi: 2 Mayıs 2015 @ 13:05

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Bebek Gelişiminde Teknolojinin Rolü

Hepimiz gelişen teknoloji ile beraber bebek ve bebek gelişimi için en iyisini yapmayı istiyor ve bu konuda bir emek sarf ediyoruz. Ayrıca hemen her bebek ve çocuk artık teknolojiye doğmakta ve teknolojiyle iç içe büyümektedir. Devamını oku…

Fizyolojik Gelişim

Her Bebek Emekler Mi?

Birçok anne ve babanın bebeğinin gelişiminde heyecanla beklediği aşamaların başında emekleme bulunur. Bebekler genellikle 6. ay ile 10. ay arasında emeklemeye başlarlar. Bu aylarda bebekleri yüzükoyun yere yatırdığınızda kimi komando gibi kendilerini kollarıyla öne çeker Devamını oku…

Zihinsel & Ruhsal Gelişim

Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirmek

Çocuğuna yeterince ilgi ve sevgi gösteren ebeveynlerin aklını değişen yaşam koşullarımızla birlikte yeni bir soru daha kurcalıyor. Çocukla kaliteli zaman geçirmek… Ebeveyn olmak sürekli yeni bir şeyler araştırmayı ve öğrenmeyi de beraberinde getiriyor. Çocuğuyla ilgilenen, Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0