Aşk Kapıyı Çaldığında

Göz bebeğimiz, yavrumuz, herkesten ve her şeyden sakındığımız çocuğumuz, bir gün karşımıza geçip ‘Anne ben aşık oldum’ derse ne düşünürsünüz?

4-5 yaşlarında ufak bir kız yada erkek çocuğunu düşünelim. Kreşte bir arkadaşına aşık olmuş, sürekli onun peşinde, sadece onunla oynamak istiyor, onu başkalarıyla paylaşmak istemiyor, onu öpmek istiyor, ‘Ben aşık oldum’ diyor. Zor bir durum ve mutlaka hepimizin başına bir gün gelecek bir konu.

Çocuklar aşık olur mu? diye sorarsak çoğu kişi ‘Elbette hayır’ cevabını verir. Ama geçmişe bakıp düşündüğümüzde, yüzümüzü güldüren ilk aşkımız da aklımıza gelir. Çocukluk aşkı, ilk aşk… 

Çocuğumuz aşık olduğunu söyleyerek karşımıza geldiğinde vereceğimiz tepkinin ne kadar önemli olduğunun farkında mıyız peki? Bizim tepkimiz çocuğun gelecekte aşk hakkında düşüncelerinden, her türlü duygusunu ifade etme biçimine kadar onu etkiler. Yanlış tepki vermemizin sonucu, çocuk duygularını paylaşamayan, sevdiğini söyleyemeyen, içine kapanık bir birey de olabilir.

Öncelikle çocuğun bahsettiği ‘aşk’ kavramının üzerinde durmak gerekir. Bir çocuk aşık oldum dediğinde, burada bahsettiği aşk, biz yetişkinlerin hissettiği duygulardan çok farklıdır. Buradaki aşk, aşırı beğenme, alışma, ayrı kalmayı istememe durumudur. Bunun adına çocuk aşk der, çünkü izlediği çizgi film ve filmler, anne ve babasından gördüğü, gözlemlediği kadarıyla bu aşktır.

Çocuğun yaşadığı bu durumun onun gelişimi için normal ve gerekli olduğunu bilmeniz gerekir. Bunun için aşık olan çocuğunuzla alay etmeniz, aşkını küçümsemeniz yada kızmanız, aşık olduğu çocukla iletişimini kesmeniz, yapabileceğiniz en yanlış davranış olur.

Doğru olan davranış çocuğu dinlemeniz, ama gerçekten dinlemeniz. Ardından ‘Ben o çocuğu görmüştüm evet gerçekten iyi bir çocuk’ gibi sözlerle öncelikle onu anladığınızı belirtmelisiniz. Böylece çocuğunuz çekinmeden hislerini sizinle paylaşabilir. Sonra, düşüncesi üzerinde düşünmesini sağlamalısınız. Örneğin ‘Peki sence aşk nedir’ gibi sorular sorabilirsiniz. Böylece çocuk hissettiğinin aşk mı, yoksa bağlılık mı ya da arkadaşlık mı olduğu üzerinde düşünebilir. Çocuğun bir arkadaşlarıyla diğerlerinden daha çok anlaşmasının, oyun oynamaktan daha fazla hoşlanmasının normal olduğunu belirtebilirsiniz.

Tabi bir de aşkın tek taraflı olduğu durum var ki bu en kötüsü. Kızınız veya oğlunuz aşkının karşılığını alamıyor, aşık olduğu çocuğun sürekli peşinde geziniyor, onu sıkıştırıp öpmeye çalışıyor da olabilir. Burada da yapmanız gereken çocuğunuzun arkadaşıyla empati yapmasını sağlamak. Yani öpülmek istemediği birisi onu öptüğünde ne hissettiğini yada istemediği bir arkadaşının sürekli onunla oynamak istediğinde ne kadar sıkıldığını konuşmanız, çocuğun aşık olduğu çocuk açısından da olayı görebilmesini kolaylaştırır.

Çocuğunuzun hislerini sizinle her zaman paylaşabileceği bir ortam yaratmalısınız, ancak çocuk eğer bu konu hakkında konuşmak istemiyorsa da üzerine düşmemelisiniz. Başkalarının yanında onun için özel olan bu konuyu konuşmamalısınız. Unutmamalısınız ki, çocukluk aşkları ne kadar içten ve saf olurlarsa olsun, bir dönem sonra sona erer. Bu dönemi çocuğunuza trajedi yaşatmadan geçirmeniz önemli olan.

Çocuklar için her şeyde olduğu gibi aşk da keşfedilecek yeni bir deneyimdir. Bu deneyimi zarar görmeden yaşayabilmesi için anne babalar olarak onu dinlemeli, yol göstermeli ve gerektiğinde doğru yöne yönlendirmeliyiz.

İlk Yayın Tarihi: 26 Nisan 2017 @ 03:03