Maria Montessori ve Montessori Eğitimi

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 1 Dakika 51 Saniye
Maria Montessori ve Montessori Eğitimi

Sevgili bebek,

Bu sayfalarda artık ben de olacağım. Aslında bu ilk yazıyı oluşturmak için çok düşünmem gerekti. Yüz yıllık bir efsaneden günümüz annelerine doğru bilgiler iletmek çok önemli. Öğretmenleri senin hayatında öğreten olmaktan, refakat eden olmaya ikna etmek önemli bir çaba gerektirdi. Şimdi en büyük kaygım evdeki sevgili annene, öğretmenliğe soyunmadan, senin doğal gelişimini reçetelerle değil seni anlayan ve ihtiyaçlarını doğru tanıyan, başkalarıyla kıyaslamadan sadece olduğun gibi kabullenen ve seven annene Montessori felsefesinden doğru bilgiler verebilmek.
mont1Burada kullandığım bilgileri öğretmenim Maria Montessori’nin yazdıklarından öğrendiklerimle, kendi gözlem ve deneyimlerimi bütünleştirerek oluşturacağım.
Senin annenle oynayacağın bazı oyunlar önereceğim. Bunlar çoğunlukla senin gerçek ve ilk çevren olan evden, mutfaktan malzemelerle olacak. Dünyayı tanımak için gereken duyularını hassaslaştırırken senin gelişimine destek verecek çalışma önerilerim olacak.
Ama asıl anlatacaklarım ne yapacağı değil nasıl yapacağı konusunda olacak. Sana nasıl zaman tanıması gerektiğini, seni nasıl gözlemleyeceğini, senin gereksinimlerini zamanında fark etmesinin ne kadar önemli olduğunu, senin için hazırlayacağı çevrenin nasıl olması gerektiği konusunda olacak.
Sevgili bebeğin sevgili annesi,
Maria Montessori eğitim felsefesinin 0-3 yaş döneminde bebeklik ve erken çocukluk dönemiyle ilgili olan kısmını oldukça geç bir dönemde Hindistan’da (1939-1945) bulunduğu yıllarda geliştirmiş.
Maria Montessori’nin yirmili ve otuzlu yıllarda düşünceleri, uygulamaları yuva ve ortaokul çağındaki çocuklarla ilgili iken kırklı yıllarda ilgisi bebeklik çağına yoğunlaşmıştır. 1913 yılında da bebekler ilgisini çekmiştir ve ABD’de yaptığı söyleşilerde yeni doğmuş çocukların nasıl tutulması ve bazı uyarılara nasıl tepki verdikleri konusunda konuşmuştur. Bunlar onun tıp tahsilinden gelen bilgilerdir.

ilyazi

Maria Montessori’nin ilgi alanları hep hayatın gerçeklerinin gözlemi ile başlamıştır. Bu kez de Hindistan’da etrafında bebekler vardır.Onlar her yerdedir. Başka kültürlerde bebekler yataklarında ya da beşiklerinde kalmaktadır, ama Hindistan’da sülaleler, farklı nesiller en yaşlısından en küçüğüne kadar birlikte yaşamaktadır. Burada şimdiye kadar yaşamış olduğu herhangi bir Avrupa ülkesinde bir yılda görebileceği bebeği bir günde görmektedir. Onları izler ve hayran kalır. Kırk yıl önce okul çocuklarına kullandığı sezgisel düşünceyi şimdi bebeklik çağına uygulama fırsatını yakalamıştır. Hintli ailelerdeki bebeklerin ailenin merkezinde bulunduklarını, ellendiklerini, sevildiklerini gözlemlediğinde, Hindistan’da bulunduğu yıllarda yazacağı kitaplar için bilhassa emici zihin konusundaki düşüncelerini geliştirir. Bunlar gelecek onlarca yıl kabul görecek düşünceler açıklamaktadır. Avrupa’ya döndükten sonra öğrencilerine batıda çocuklara doğduktan sonra yapılanlar yüzünden zarar verildiğini düşündüğünü söyleyecektir. Doğduğunda bebekleri banyo yapmak, tartmak ve boylarını ölçmek yerine onları sadece bezlere sarıp annenin kucağına koyarak hayatlarının ilk saatlerinde anneden ayırmamak gerektiğini söyleyecektir.

Maria Montessori’nin okul ve anaokulu eğitimi, malzemeleri konusundaki zengin bilgi aktaran kitaplarının aksine evde ve bebeklik döneminde çocuk eğitimi konusunu içeren başlı başına bir kitabı olmamıştır. Ancak onun kimi kitaplarında çocuk gelişimi üzerine verdiği bilgilerden yola çıkılarak yazılmış, günümüzde evde Montessori eğitimi üzerine yorumlara dayalı kitaplar bulunmaktadır.
“Çocuğun gösterdiği bilinçsiz çaba, kendisini yetişkinden koparmak ve bağımsızlık sayesinde özgür kişiliğini geliştirmek yönünde bir çabadır. Bizim eğitimimiz çocuğun bu çabasına tüm yönleri ile destek olmakta; ve amacımız, çocuğa bağımsız olması için yardımcı olmaktır. Çocuğun anne kucağından kopması, tek başına yürüyebilmesi ve artık taşınmasının gerekmemesi, gerek duyduğu şeyleri söyleyebilmek için konuşması, küçük yaşamının tüm olaylarını tek başına ve doğru olarak yerine getirmesi ve yetişkinin ezici yardımına gerek duymaması için ne kadar zaman ve güç gerekir.” diye yazmakta Maria Montessori.
Sevgili anneler, öncelikle sizlerle paylaşmak istediğim duygum; çocuklarınız hasta değil sadece çocuklar. Bu nedenle onlar reçetelere değil doğal gelişme koşullarına gereksinim duymaktalar. Sizlere bu satırlardan ileteceklerim çocuklarınızın gelişim dönemlerinde bilmeniz gerekenler ve onların sağlıklı gelişebilmesi için onlara verebileceğimiz katkılar konusunda olacak. Ne mutlu ki onları seven onları düşünen anneleri var.

Emel Çakıroğlu Wilbrandt
17.02.2014

ilyazi2

İlk Yayın Tarihi: 21 Şubat 2014 @ 15:33

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

1 “Maria Montessori ve Montessori Eğitimi” yorumu;

Bebeklerin El Gelişim Evreleri · 1 Şubat 2015 at 15:48

[…] Montessori‘ye göre gelişim, yetişkinlerden bağımsızlaşmak için çabalamaktır. Bunun gerçekleşmesi için doğuştan gelen bir potansiyel vardır. Gelişimin hedefi ve doğumdan başlayan eğitimin amacı ve görevi, yetişkinden bağımsızlaşmaktır. […]

Yoruma kapalı.

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Sağ Beyin Eğitimi

Başlarken – Montessori Eğitimi

Nur Hanımla “Sevgili Bebek” programı kapsamında 0-48 aylık çocuklar için Montessori yaklaşımı hakkında konuşurken ben hayatın eşzamanlılığının şaşkınlığını bir kez daha yaşıyordum. İlk Montessori eğitimimi ilkokul öğretmenliğinde yaşadığım eksiklikleri tamamlamak için yapmıştım. Daha sonraki eğitimlerim Devamını oku…

Sağ Beyin Eğitimi

Montessori Yönteminde Duyuların Eğitimi

Montessori’ye göre çocuk daha doğumdan başlayarak zihinsel olarak aktif bir varlıktır. Bu nedenle çocuk eğitimine doğumdan itibaren başlanması gerektiğini savunur. Duyu algıları henüz dış belirtiler vermese de hareket etme yeteneğinden yoksun olsa da aktif haldedir. Devamını oku…

Sağ Beyin Eğitimi

Erken Eğitim

ERKEN EĞİTİM DOĞUMDAN ÖNCE BAŞLAR … Çoğumuz Erken Eğitim veya okul öncesi eğitim dendiğinde 4-6 yaş aralığındaki yuva veya ana sınıfı eğitimini algılıyor veya kastediyor. Oysa günümüzde erken eğitim süreci Anne rahminde başlayan bir süreci Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0