Gebelikte Vücutta Ortaya Çıkan Değişiklikler

Yazar: Sevgili Bebek -

Tahmini Okuma Süresi: 6 Dakika 13 Saniye
Gebelikte Vücutta Ortaya Çıkan Değişiklikler

Kadın vücudu gebeliğe uyum sağlamak için pek çok değişiklik geçirir. Çünkü anne adayı; bedeninde ikinci bir canlıyı taşıyacak, onun mekanik varlığına, her türlü besin ve oksijen gereksinimlerini karşılamaya ve ona ait atıkların yok edilmesine adapte olacak, bir yandan da vücudu doğum ve doğum sonrası için hazırlıklarını yapacaktır. Gebeliğe adaptasyon olayının başarısı, annenin yaşı, etnik yapısı ve genetik faktörlerden önemli ölçüde etkilenir.

Genel değişiklikler:

Öncelikle vücut ağırlığı artar ve bu artış giderek hızlanır (Resim). Gebeliğin sonuna geldiğinde, bir gebe, gebelik öncesi vücut ağırlığının %25’i kadar kilo almıştır; bu da ortalama bir kadında 12,5 kg kadardır. Asıl kilo artışı, gebeliğin ikinci yarısında gerçekleşir ve normal kilo artışı gösteren bir gebe, haftada yaklaşık 0,5 kg alır. Yine gebelik ilerledikçe, vücudun duruşu değişir. Memeler de büyür ve hassasiyet kazanır. Hatta, bazı kadınlarda memelerin dolgunlaşarak acıması, gebeliğin ilk belirtilerinden biridir. İlk haftalardan itibaren, iştah artışı, hatta aşırı yeme isteği vardır. Bazen de yenecek nitelikte olmayan, örneğin toprak gibi maddelere karşı anormal bir iştah ortaya çıkabilir ki, buna halk arasında “aşerme” denir. Gebelerin önemli bir kısmında, özellikle ilk üç aylık dönemde bulantı vardır, bazen de buna kusmalar eşlik eder. Bu yakınmalar çoğul gebeliklerde daha fazladır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genellikle plasentadan (eş) salgılanan gebelik hormonları sorumlu tutulmaktadır. Gebelik bulantı, kusmaları nadiren ciddi sıvı ve elektrolit kaybına neden olacak ve hastanede serum tedavisini gerektirecek kadar şiddetli olabilir.

gebelikte değişiklik 2
VE VEYA

Resim 1: Miyaddaki bir gebede kilo artışının dağılımı

Resim: Miyaddaki bir gebede kilo artışının dağılımı

İlk üç aylık dönem tamamlandığında, bu tür sorunların büyük ölçüde gerilediğini görürüz Çünkü anne organizması, bütün organ sistemleri ile birlikte gebeliği karşılamaya önemli ölçüde adapte olmuştur. Yine de bu adaptasyonun kalitesi, derecesi ve zamanlaması, kişiden kişiye veya bir organ sisteminden diğerine farklılıklar gösterebilir. Şimdi anne adayının vücudundaki bu değişiklikleri, sistem sistem izleyelim:

Solunum sistemindeki değişiklikler:
Gebelikte, solunum sistemindeki fizyolojik uyum değişiklikleri, erkenden başlar ve gerek anne, gerekse bebeğin dokularının oksijenlenmesinin ve bebekten atılan karbondioksitin anneye transferinin optimal düzeyde gerçekleşmesini hedefler. Yine de birçok gebe kadın, hiçbir anormallik olmadığı hâlde, zor nefes aldığından yakınabilir; bunun nedeni bilinmemektedir. Gebelikte, solunumun mekaniği değişmektedir. Kaburgalar dışarı doğru kabarır ve diyafram 4 cm kadar yukarı kalkar (Resim).

Gebelikte “tidal volüm”, yani her normal nefes alışveriş arasında yer değiştiren hava hacmi, 200 ml (%40) artar. Yani, bu, bir dakikadaki akciğer ventilasyonunun 7,25 litreden 10,5 litreye çıkması anlamına gelir.

gebelikte değişiklik 5
Bebeğin kanındaki karbondioksit basıncı anneninkinden yüksek olduğu için, kolaylıkla anne dolaşımına aktarılır. Buna rağmen, akciğer havalanması fazlasıyla arttığından, anne kanındaki karbondioksit konsantrasyonu yükselmez, aksine gebe olmayan kadına kıyasla %8 daha düşükdür.

Kalp-damar sistemindeki değişiklikler:

Gebeliğin ilk haftalarında yükselen progesteron hormonu, sistemik damar direncini düşürerek, kan basıncında düşmeye neden olur. İlk haftalarda görülen göz kararmaları, baş dönmeleri, hatta bayılmaların nedeni budur. Bunun sonucunda kalp atım hacmi, yani kalbin her atımda dolaşıma pompaladığı kan miktarı %30-50 oranında artar. Dakikada dolaşıma pompalanan kan, 4,5 litreden 6 litreye çıkar. Kalp atım sayısı (nabız), dakikada 70’ten 20. gebelik haftasında 78’e, miyaddaki gebede ise 85’e çıkar. Yine, gebelikte aktive olan bazı hormon sistemleri (renin-anjiyotensin) sayesinde, vücutta su ve tuz tutulumu ortaya çıkar; bu da dolaşan total kan hacminin %40 oranında artmasına neden olur. Bu artan kan hacminden, bazı organlar daha ayrıcalıklı olarak yararlanırlar. Örneğin, akciğerlerde damar direnci azalmasına bağlı olarak, akciğer kan akımı %40 artar, böbreklerde kan akımı %35 ve tabii rahme giden kan akımı da %250 oranında artar.

Lokal damar değişiklikleri:

En belirgin olarak, total dolaşan kanın 4’te birini barındıran bacaklarda ve ayaklarda gözlenir. Nedeni, büyüyen rahmin alt karın bölgesi damarlarına yaptığı basıdır. Böylece, kalbe geri dönen kan akışının güçleşmesiyle venöz basınç artar, kan aşağı kısımlarda göllenir. Bunun sonucunda, vulva ve bacaklarda varisler, makatta hemoroid (basur), yine vulvada ve bacaklarda ödem (damar dışına serum kaçağına bağlı şişme) ortaya çıkar (Resim ). Geceleri yatar pozisyonda venöz dönüş düzeldiği için, bu sorunlarda bir miktar gerileme olur. Bu nedenle, gebelere uzun süre ayakta kalmamalarını, otururken de ayaklarının altına bir yükselti koymalarını öneririz.

Resim: Gebelikte varisler

Resim: Gebelikte varisler

 

Ancak, gebelik ilerledikçe, özellikle son haftalarda, sırtüstü yatar pozisyonda (supin pozisyon) rahim, içindeki bebekle birlikte büyük venöz damarlara bası yapar, kalbe giden kan azalır, sonuçta kalp atım hacmi de düşer. “Supin hipotansif sendrom” denilen bu durum, hipotansiyon, bulantı, baş dönmesi, hatta bayılma ile sonuçlanabilir (Resim). Bu nedenle, ileri haftalarda .gebelere yan yatmalarını önerdiğimiz gibi, biz de muayenelerde uzun süre sırtüstü kalmamalarına özen gösteririz.

gebelikte değişiklik 7

VEYA

Resim: Supin hipotansif sendrom

Resim: Supin hipotansif sendrom

Sindirim sistemindeki değişiklikler:

Bulantı (özellikle sabahları), değişik şiddetlerde olmak üzere, gebelerin %70’ten fazlasında gözlenir. İlk 3-4 ay tamamlandıktan sonra, bu yakınmalar genellikle ortadan kalkar. Progesteron hormonu mide ve bağırsakların düz kas duvarında gevşemeye yol açtığından, midenin boşalmasında gecikme, reflü ve yemek borusunda yanma ortaya çıkar. Yine, gebelikde, safra taşı oluşumuna eğilim artar.

gebelikte değişiklik 8

İdrar boşaltım sistemindeki değişiklikler:

Yüksek progesteronun organ duvarlarındaki düz kasları gevşetici etkisi, burada da kendini gösterir; idrar akımı yavaşlar, aynı zamanda gebe rahmin yaptığı basının da etkisiyle idrar böbrek boşluğunda ve böbrekten mesaneye giden idrar kanalında (ureter) birikerek, böbreklerde ve idrar yollarında hafif bir genişlemeye yol açar (“hidronefroz”, ”hidroureter”) (Resim). Bu durum, idrar yolu enfeksiyonunu kolaylaştırabilir. Gebeliğin son dönemlerinde, gebe rahmin karın içerisinde yukarı çekilmesi ve artan östrojen etkisiyle ureter kaslarının güçlenmesi sonucu, idrar akımı genellikle rahatlar.

Resim: Sağda normal böbrek ve ureter, solda basıya bağlı idrar akışında zorluk, böbrek ve ureterde genişleme

Resim: Sağda normal böbrek ve ureter, solda basıya bağlı idrar akışında zorluk, böbrek ve ureterde genişleme

Gebeliğin ilk aylarında büyüyen rahmin basısı, son aylarında ise bebek başının inerek doğum yoluna yerleşmesi sonucu, mesane kapasitesi daralır ve gebelerde sık idrara çıkma ihtiyacı ortaya çıkar. Bu yönden, gebeliğin orta dönemi, nispeten daha rahat geçer (Resim).

Resim: Sık idrara çıkmanın nedeni

Resim: Sık idrara çıkmanın nedeni

Gebe kadınların %35-50’sinde, kan şekerleri normal olduğu hâlde, idrarda şeker çıkar. Çünkü, endokrin değişikliklerde anlatacağımız gibi, hem kan şekeri artışı ile birlikte böbrekten süzülen kandaki glukoz miktarı da artmış, hem de böbreklerin filtrasyon kapasitesi artmıştır. Ayrıca, normal koşullarda, glükozun idrarla atılımı böbrekten geri emilerek sınırlanmaktadır; gebelerde bu geri emilim olayında da azalma söz konusudur.

Gebelerin %5’inde idrarda bakteri görülür; oysa gebenin hiçbir yakınması yoktur. Bu grup gebelerde, %20-30 oranında “piyelonefrit” tipinde böbrek iltihabı gelişmesi olasılığı vardır, bu gözle izlenmelidirler.

Kan değerlerindeki değişiklikler:

Damar içi kan hacminin artması, kanın seyrelmesine ve fizyolojik bir anemiye (kansızlığa) yol açar. Buna karşılık alyuvarların yapımından sorumlu olan “eritropoetin” hormonu da artarak alyuvar üretimini arttırır, fakat kansızlığı tam olarak düzeltemez. Çünkü, alyuvar sayısı %18 oranında, kan hacmi ise %40-45 oranında artmıştır. Aynı şekilde kandaki beyaz kürelerde de belirgin bir artış söz konusudur. Gebelik öncesi ortalama 7000/mm3 olan değerler, geç gebelik döneminde 10500/mm3 civarındadır. Vücuttaki iltihabi olaylarda da arttığı bilinen beyaz kürelerin gebelikteki artışı, bir iltihap belirtisi olarak yorumlanmamalıdır. Yine, kanın seyrelmesi sonucu, pıhtılaşmadan sorumlu kan hücreleri olan trombositlerde de %10 kadar düşüş gözlenebilir, genellikle klinikte fazla önem taşımaz. Buna karşılık kandaki bazı pıhtılaşma faktörleri artarak, gebelikte pıhtılaşmaya eğilimi arttırırlar. Aslında bu değişiklik, anneyi doğumda fazla kan kaybetmemeye hazırlar; ancak gebelerde görülen artmış tromboemboli (damar içi pıhtılaşma ve pıhtı atma) riskini de birlikte getirir. Ancak, bu risk artışının, pıhtılaşma faktörlerindeki artıştan çok, gebeliğe bağlı venöz kan akımında yavaşlama ve damar cidar değişiklikleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Endokrin (hormonal) sistemdeki değişiklikler:
Tiroidle ilgili olarak: Artan metabolizmaya bağlı olarak tiroid bezi %13 oranında büyür. Gebelikteki östrojen hormonu artışı, karaciğerde tiroid hormonu bağlayıcı proteinin yapımını arttırır. Bu da kandaki total tiroid hormon konsantrasyonunu yükseltir, ancak TSH, serbest (proteine bağlı olmayan) T3 ve serbest T4 değerleri değişmez. Onun için, gebelerde tiroid fonksiyonlarını değerlendirmek ve izlemek için, serbest T3 ve serbest T4’ün araştırılması gerekir.

Diyabetle ilgili olarak: Gebelik diyabetojendir, yani şeker eğilimini arttırır  Çünkü, insülin direnci artar ve plasentadan salgılanan steroidlerin etkisiyle glükozun dokular tarafından tutulması, karaciğer ve kaslarda depolanması azalır, bu durum, kandaki şekerin yükselmesine yol açar. Bunun sorumlusu plasentadan salgılanan insülin karşıtı hormonlar, özellikle hPL (human plasental laktojen) hormonudur (Resim ).

Resim: Gebelikte şeker metabolizması

Resim: Gebelikte şeker metabolizması

Bu mekanizmaların amacı, önemli bir yapı taşı olan glükozun, anne kanıyla bebeğe sürekli olarak transferinin garanti altına alınmasıdır. Bu nedenle, şeker yüklemesi yapıldığında, gebe kadında gebe olmayana göre kan şeker düzeyleri hem daha yüksektir, hem de daha geç düşer (Resim).

Resim: Gebe ve gebe olmayan kadında şeker yükleme sonuçları

Resim: Gebe ve gebe olmayan kadında şeker yükleme sonuçları

Bebeğin kemik gelişmesi için gerekli kalsiyum ve D vitamini ile ilgili olarak: Gebelikte, kandaki kalsiyum düzeyleri düşer, bu da paratiroid hormonunun artmasına neden olarak, plasentadan salgılanan enzimlerin de yardımıyla, aktif olmayan D vitamininin, aktif forma dönüşmesini hızlandırır. Bütün bunlar, bağırsaktan kalsiyum emilimini de arttırır.

Süt yapımı ile ilgili olarak: Özellikle, gebeliğin ikinci yarısından itibaren, kanda prolaktin hormonu yükselir. Östrojen ve progesteronun da yardımıyla memeleri ve süt yapımını hazırlar.

Bağışıklık sistemindeki değişiklikler:

Gebelerde hücresel bağışıklık baskılanmıştır. Bunun amacı, anne bedeni için yabancı bir organizma sayılabilecek gebelik ürününün reddedilmesini ve vücuttan atılmasını önlemektir. Ancak, tabii ki bu durum, gebelerin, özellikle viral enfeksiyonlara karşı riskini arttırır.

Kas-kemik sistemindeki değişiklikler:

Vücudun ağırlık merkezi öne kaymış, omurga hattı değişmiş ve özellikle alt omurgalar (lomber kısım) hizasında öne doğru bükülmüşdür (Resim). Lomber lordoz denilen bu durum sırt ve bel ağrılarına yol açar. Genellikle istirahatle ve otururken beli desteklemekle yakınmalar azalır.

gebelikte değişiklik 14
VE / VEYA

Resim: Lomber lordoz

Resim: Lomber lordoz

Ciltteki değişiklikler:
Östrojen ve MSH (melanin uyarıcı hormon) artışı, bazı bölgelerde cilde renk veren pigment maddesi olan “melanin”in artmasına ve esmer renkli değişime neden olur. Bu değişiklikleri özellikle göbek, göbek altı orta hat çizgisi, meme başı ve çevresi, eski cerrahi nedbe çizgilerinde görürüz. Bazı gebelerde de yüzde pigmentasyon lekeleri görülür ki, buna “kloasma” diyoruz (Resim).

Ciltteki diğer bir değişiklik de, özellikle gebeliğin ilerleyen aylarında karın ve meme cildinde, kalçalarda ortaya çıkan “stria” adı verilen çatlaklardır (Resim ). Hızlı kilo almaya bağlanmaktaysa da, bazı görüşlere göre stria oluşumunda, gebelikte artan östrojen ve kortizon hormonlarının rolü de olabilir. Genellikle, doğumdan sonra zamanla kaybolurlar. Bazen de soluk lekeler hâlinde kalabilirler. Bunların birtakım farmakolojik ve kozmetik ürünlerle bir dereceye kadar önlenmesi mümkündür. Yine de doktora danışarak kullanılmalıdır.

Resim: Kloasma

Resim: Kloasma

Resim: Karın cildinde strialar

Resim: Karın cildinde strialar

Memelerdeki değişiklikler:

Her memede, yağ dokusu ile birbirinden ayrılmış 15-20 kadar meme guddesi bulunur. Bunlar, birleşen kanallarla meme başına açılırlar. Gebelik boyunca guddelerin ve kanalların östrojen ve progesteron hormonları etkisiyle çoğalması sonucu, memeler giderek büyür (Resim). Meme başı etrafındaki esmer kısım (areola) genişler ve koyulaşır (Resim). Daha gebeliğin erken dönemlerinden başlayarak ilk süt (kolostrum) yapımı da başlar ve miyada kadar artarak devam eder. Hatta son haftalarda bazı gebelerde sarımtırak bir sıvı hâlinde akmaya da başlayabilir.

Resim: Normal meme ve süt salgılayan meme dokusunun kesiti

Resim: Normal meme ve süt salgılayan meme dokusunun kesiti

 

 

Resim: Gebelik öncesi, erken ve geç gebelikte meme değişiklikleri

Resim: Gebelik öncesi, erken ve geç gebelikte meme değişiklikleri

 

Rahmin uğradığı değişiklikler:

Östrojen etkisiyle rahim, duvarını oluşturan düz kas liflerinin hem hücrelerindeki büyümeyle, hem de hücre sayısındaki artışla giderek büyür. Ağırlığı gebelik öncesi 50 gram iken, doğuma yakın 1000 grama ulaşacakdır. 3. aydan itibaren karın duvarında ele gelmeye başlar, 5. ayda göbek hizasındadır, 9. ayda ise kaburgalara dayanır. Miyada iki hafta kala, baş doğum kanalına indiğinden tekrar 8. aydaki düzeye iner. Gebe, bunu mide yakınmalarının azalması, idrar yakınmalarının artmasıyla fark eder (Resim).

Resim: Gebelik aylarına göre rahmin karında yükselişi

Resim: Gebelik aylarına göre rahmin karında yükselişi

Rahim ağzı ise, yine östrojen etkisiyle bağ dokusu değişikliklerine uğrar, damarlanması artar, bunların sonucunda kalınlaşır ve kıvamı yumuşar. Guddelerinden kaynaklanan artmış ve koyulaşmış sümüksü salgı, koruyucu bir tıkaç görevi görür (Resim).

 

Resim: Rahim ağzındaki değişiklikler

Resim: Rahim ağzındaki değişiklikler

İlk Yayın Tarihi: 19 Ekim 2013 @ 21:53

6 “Gebelikte Vücutta Ortaya Çıkan Değişiklikler” yorumu;

Gebeler Yolculuk Yapabilir mi? · 16 Ağustos 2015 at 16:50

[…] araçlarıyla seyahat uygun olur. Özellikle ödem ve varisleri olan gebelerin uzun yolculuklarda varis çorabı giymelerinde yarar […]

Bebeğin Ruhsal Gelişiminde Annenin 3 Önemli İşlevi · 27 Mart 2015 at 15:28

[…] bu aşamada başlar; anne bebeği karnında taşımadan önce düşünde taşır, zihninde taşır. Gebelik bu sürecin bu hayalin bir adım daha gerçeğe yaklaştığı aşamadır. Anne bebeğini artık […]

Ceninin Büyüme ve Gelişme Evreleri (39. Hafta) · 21 Ocak 2015 at 21:15

[…] yitirmiştir, bunların ancak kalıntıları kalmıştır. Dış ortama çıktığında, kendi vücut ısısını koruyacak kadar yağ, cild altında […]

Ceninin Büyüme ve Gelişme Evreleri (1 ve 2. Hafta) · 18 Ocak 2015 at 19:47

[…] hem de gereksiz endişelerin giderilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, anne adayı, kendi vücudundaki değişimlere daha iyi anlam […]

Hamileyken Seyahat Etmek · 16 Ocak 2015 at 14:13

[…] Hamileliğin ilk üç ayında uzun veya zor yolculuklara çıkmayın. Bu süre zarfı içinde seyahat eden kadınlar arasında normalden daha yüksek bir düşük oranı gözlemlenmektedir. Eğer alışkın olduğunuzdan farklı bakteri veya virüslerin bulunduğu ülkelere veya yerlere seyahat ediyorsanız sizin veya bebeğinizin hasta olabileceğini unutmayınız. […]

Pregestasyonel Diyabet (Gebelik Öncesi Şeker) · 9 Ocak 2015 at 20:40

[…] diyabetik ajanların ise bir kısmının gebelikte kullanımı mevcut olsa bile genel tavır insülinden yanadır. Gebelik öncesi insulin alan […]

Yoruma kapalı.

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Hamilelik

İkincil Kelime Listesi

İkincil Kelime Listesi Bebeğiniz bu zamana dek yaptığınız çalışmalardan kelimelerin kendi dünyasında önemli olduğunu ve kelimelerin anlamları olduğunu öğrenmiş bulunmaktadır. Hamileliğinizin son ayında (veya son üç haftasında), İkincil Kelime Listesi kelimelerini kullanarak bebeğin dış dünyaya Devamını oku…

Hamilelik

Egzersiz Evde Tek Başına Yapılmaz!

Anne adayları için egzersizin yararları bilimsel bir gerçek ancak egzersizlerin fizyoterapist tarafından hazırlanacak bir programla yapılması çok önemli. Bazı anne adayları birkaç ders eğitim alıp devamını evde tek başına yapması hem kendi hem de bebeklerinin Devamını oku…

Hamilelik Faydalı Bilgiler

Hamilelikte Pilates Yapılabilir Mi?

Spor sağlıklı bir yaşam için önemli bir faktör. Hamilelik döneminde yoga, pilates, spor, yüzme gibi pek çok spor dalını yapmanın, anne adayının hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini daha iyi hissetmesi için önemli olduğu Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0