Zor Zamanlarda Ebeveyn Olmak

Yazar: Uzman Psikolog Sezen Erem -

Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakika 16 Saniye
Zor Zamanlarda Ebeveyn Olmak

Ülkemiz maalesef zor zamanlardan geçiyor, patlamalar, çatışmalar, darbeler, ölümler, gencecik insanların toprağa düşen gencecik bedenleri, hepimizi ayrı ayrı yaralıyor. Toplumsal gerilim son raddesine ulaştı, Türkiye sanki patlamaya hazır kocaman bir bomba… Bu zamanlarda aslına bakarsanız herşey zor; geleceğe umutla bakmak zor, yatırım yapmak, uzun vadeli plan yapmak zor, sevmek zor, sevilmek zor, çalışmak üretmek zor, çalışmadan pasif kalmak zor, dostluk komşuluk etmek bile zor. Bunların içinde belki de en zor olanı ebeveyn olmak. Zor zamanlarda ebeveyn olmak, belirsizliğe iki kat fazla tahammül etmek demek, iki kat fazla endişelenmek, iki kat fazla üzülmek demek.

Bu kötü günler geçecek barış ve huzur bu coğrafyaya tekrar gelecek elbette, hatta belki zaman içinde bu toplumun yaraları da sarılacak, bunlar için sabır, umut, hoşgörü ve sağduyuya ihtiyacımız var her zaman olduğundan daha çok… Peki ihtiyacımız olan bu şeyleri nereden bulabiliriz hiç düşündünüz mü? Elbette bunu hepimiz her an düşünüyoruz, daha umutlu olabilmek için, daha sakin, daha huzurlu olabilmek için gerekli kaynaklarımızı her gün tarıyoruz belki de ve hepimizin bu sorulara çeşitli yanıtlarımız var. Ben de sizlerle kendi bulduğum yanıtı paylaşmak istiyorum; ihtiyacımız olan sabır, umut, dayanıklılık, güven, esneklik ve sağduyuyu uzakta değil, hepimiz belki de kendi evimizin içinde bulacağız; ailemizde… Sadece zor zamanlarda değil her zaman “aile” kendi içinde birçok güçlükleri ve çatışmaları barındırdığı gibi ihtiyacımız olan bütün öz kaynakları da barındırır, aile yaşamın her gün yeniden ve yeniden yeşerdiği verimli topraktır.

İşte bu yüzden çok zordur böyle zor dönemlerde ebeveyn olmak ve zor olduğu kadar da önemlidir. Anne ve baba olmak, işte bu verimli ve kapsayıcı toprağı verimli yapan ögeleri sağlayabilmek demektir iyi günde ve kötü günde… Peki bunu nasıl başarabiliriz sorusunu da sorduğunuzu duyar gibiyim. Bu “nasıl”ın, bu soruyu soran kişi sayısı kadar çok yanıtı var aslında, her aile farklı olanaklara, faklı geçmişlere, farklı avantaj ve dezavantajlara sahiptir ve bu farklılıklar içinde kendi yolunu çizecektir. Benim anlatacaklarım ise bu binlerce seçenekten öne çıkan bazı satır başları olacaktır.

Hani dedik ya, her ailenin birikim geçmişi, avantajları farklıdır diye, isterseniz buradan başlayalım. Sizin ailenizi en iyi siz tanırsınız, çekirdek ailenizi, evlatlarınızı sizden önceki kuşakları en iyi siz bilirsiniz. Ailenizin bu çok iyi tanıdığınız potansiyeline odaklanın, güçlü yönlerinizi hatırlayın ve bunları güncel sıkıntılarda ve/veya gelebilecek sıkıntılı günlerde nasıl kullanacağınıza odaklanın. Size ve çocuklarınıza en iyi gelen konulara, faaliyetlere, günlük hayatınızın güven veren rutinlerine odaklanın. Yine her sabah ailece en sevdiğiniz kahvaltıları yapmaya devam edin mesela, vazgeçmeyin. En önemlisi yaşadığınız güzel anların endişelenmeden tadını çıkarmaya özen gösterin.

Duygular her zaman haklıdır, üzülüyorsanız, korkuyorsanız, kızıyorsanız bunları ertelemeye, bastırmaya, yok saymaya çalışmayın. Duygularınızı davranışsal tepkiler veya patlamalarla değil sözlerle ifade etmeye çalışın. Bu hem size iyi gelecektir hem de çocuklarınıza duygularını nasıl yaşayacaklarını ve onlarla nasıl baş edeceklerini öğretmenin en gerçekçi yoludur.

Eğer ailenizde veya sosyal çevrenizde kayıplar yaşamışsanız, bu konudan kaçınmayın, yasınızı diğer aile üyelerinin görebileceği ve anlayabileceği şekilde yaşayın, çocuklarınızı da bu yönde yüreklendirin. Elbette en önemlisi diğer aile üyelerini de anlayın.

Çocuklarınızın toplumsal olaylar, televizyonda gördükleri haberler ve can sıkıcı görüntüler hakkında ki sorularını asla yanıtsız bırakmayın, yanıtlaması çok zor olsa bile, yaşına uygun düzeyde bir yanıt verin. Bu konular hakkında söylediklerini dinleyin iç dünyasında bunu nasıl yaşadığını bilirseniz, korku ve endişelerini yatıştırmanız daha kolay olacaktır.

Çocuğunuz ne kadar küçük olursa olsun, henüz konuşmayan ve yürümeyen bir bebek dahi olsa, nasıl olsa anlamıyor diye düşünmeyin. Evet gerçekten anlamıyor olabilir ama en azından sizin hissettiğiniz korku ve öfkeyi hissediyor olduğunu bilin. Bu sebepten, yaşı kaç olursa olsun, çocuklarınızla bu günlerin geçici olduğu, bazı korkutucu olaylar olsa da anne ve babası olarak yanlarında olduğunuzu söyleyin ve hissettirin. Çocuk dünyasındaki en büyük korku, anne ve babasından ayrılma/uzakta kalma korkusudur.

Siyasi görüşünüz ne olursa olsun toplumumuzda var olan nefret söylemi ve kutuplaşmanın çocuklar için ne kadar zararlı olacağını düşünün ve çocuğunuzu nefret söylemlerinden olabildiğince koruyun.

En önemlisi ve bütün zor zamanlarda geçerli olanı ise; uçaklarda yazan uyarıyı hatırlayın, “oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuğunuza takın!” Yani öncelikle kendi ruh sağlığınızı koruyun, ne kadar zor olsa da sakin kalmayı başarın!

Zor zamanlarda bireyleri ve toplumları koruyacak en önemli unsur olan bütün “aile”lere sevgi ve selamla…

İlk Yayın Tarihi: 5 Ağustos 2016 @ 23:08

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Ebeveyn & Aile

Çocuklarım olmasa bir an bile katlanmazdım!

  Bazı cümleler vardır, zaman zaman herkes söyler veya herkes işitir; ama bu cümleleri en fazla terapistler işitir. Başlıkta kullandığım cümle de işte bu cümlelerden bir tanesidir. Evliliğinde istediğini bulamayan, hayal kırıklığına uğrayan ama bir Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Dünya Çocuk Hakları Gününde Ülkemizde Çocuk ve Bebek Hakları

Sevgili Ebeveynler, bugün tüm Dünya’da Çocuk Hakları Günü ve ben bugün sizlerle bu yazımda Türkiye’de çocuklarımızın ve bebeklerimizin durumuna ve uğradıkları haksızlıklara değinmek, sizlerle biraz olsun dertleşmek istiyorum. Gelin zor biliyorum ama önce ilk yaramıza Devamını oku…

Ebeveyn & Aile

Gelişimsel Geriliğin Nedeni Olarak Erken Evlilikler

Son yıllarda gündemimizden hiç düşmeyen konular arasında yer alan erken evlilikler ülkemizde mücadele edilmesi gereken alanlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye erken evlilikler bakımından Avrupa ülkeleri arasında Gürcistan’dan sonra %14 lük Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0