Yeni Doğan Bebeğiniz

Yazar: Fatma Nur Olcay -

Tahmini Okuma Süresi: 5 Dakika 4 Saniye
Yeni Doğan Bebeğiniz

Hastanede ya da doğumdan kısa süre sonra, bebeğinizin size bakmak istediğini ve göğsünüzde veya karnınızda yatarken rahat hissettiğini göreceksiniz.

Bu anlarda çok fazla uyarım alıştırması yapmaya gerek yoktur. Canınız istediği anda hamilelik sırasında uyguladığınız birkaç Birincil Kelime’yi kullanabilirsiniz ama en önemlisi bebeğinizle birkaç saatin tadını çıkarmaktır. Bebeğinizin sizi sesinizden tanıdığı ve artık sizin nasıl göründüğünüzü görebildiği bu zamanlar bağ kurmak için özel anlardır.

Doğum öncesi uyarılan bebekler hareketlerinde daha kontrollü olabilirler. Aynı zamanda görevleri standart gelişimin öngördüğünden daha önce yerine getirebilirler. Bebeğinizin ilgi ve dikkatini daha uzun süre canlı tutabilirsiniz. Doğumdan önce birkaç aydır bebeğinizle konuştuğunuz için, siz ve hastane personeli bebeğinizin doğumdan sonraki ilk birkaç dakika içinde oldukça tetikte ve cevap verir durumda olduğunu göreceksiniz. Bebeğinizin sizi dinlemesini bekleyeceksiniz.

Bebeğinize sesler, eylemler ve prosedürlere dair güven verin. Öğretmenlerin her zaman dersin ilk gününde “iyi öğrenci” imajı veren çocuklara odaklanma eğiliminde olması ve onlardan daha çok şey beklemesi söz konusudur.

Babalar bebekleri kendi seslerine dikkat kesildiğinde ya da gözlerini onlara çevirdiğinde çoğunlukla çok şaşırırlar. Doğumdan kısa süre sonra, doğum öncesi uyarılan birçok bebekte bu durumun yaşandığına dair pek çok rapor aldık.

Doğum Sonrası Uyarım

Bebeğinizin doğumundan sonra, mümkün olan en kısa sürede bebek uyarımına başlamanızı tavsiye ediyoruz. Doğum öncesi uyarıma aşina olmayan bir anneannenin kızına tavsiye ettiği gibi, bebeğinizin “neler olduğunu anlaması” için birkaç hafta veya bir ay beklemeyin.

Meslektaşımız, aile dostumuz ve aynı zamanda da çocuk doktorumuz olan Dr. Franz Baumann ilk bebeğimizin doğumunun ertesi günü yeni doğan nörolojik muayenesini yapmak üzere hastaneye geldi. Emekli olmasına az kalmıştı ve o güne kadar binlerce ebeveyn ve bebek görmüştü. Hamilelik boyunca doğum öncesi uyarımı uyguladığımızı – bebeğimize şarkılar söyleyip onunla konuştuğumuzu – bilmiyordu. Bize “Bunu bütün ebeveynlere söylüyorum ve bazıları bana inanıyor. Bebeğinizin yanında söylediklerinize dikkat etmeniz gerekir. Ne de olsa, ne zaman bizi dinlemeye başladıklarını bilemiyoruz” dedi. Ona hamilelik boyunca yaptığımız doğum öncesi uyarımlarından bahsettiğimizde baya gülmüştük. (Dr. Lehrer’in ilk bebeğinin doğumu hakkında yorumu)

Uyarım alıştırmalarınızın düzeni konusunda tutarlı olun ancak bebeğiniz yorgun ya da rahatsız olduğunda üstelemeyin. Bebeğinizle temasınızı koruyun ve onunla sanki bebeğiniz sizi anlayabiliyormuş gibi konuşun. Hamileliğiniz ve hastanede kalışınız süresince yaptığınız gibi bebeğinizle konuşmaya ve ona müzik çalmaya devam edin. Bebeğinize gerçekleştirdiğiniz her eylemi yaparken açıklarsanız, her etkinliğiniz tetikte bir bebek için uyarıcı bir öğrenim deneyimidir.

Yeni doğan bebeğin bakımıyla alakalı birçok rutin “yeni bebek” etkinliğinin programımız dahilinde kullanılabileceğini göreceksiniz.

Besleme

Bebek uyarımına anne, bebek için bir beslenme düzeni geliştirir geliştirmez başlanabilinir. Bebeğinizi uyarımdan açlığını yatıştıracak ancak uykuya dalmasına neden olmayacak kadar önce besleyin.

Bebeğiniz bu yarı-memnun durumdayken, hamilelik sırasında dinlediği kelimeleri temsil etikleri nesneler ve eylemlere bağlayarak işe başlanır. Örneğin; “Bu senin burnun” (bebeğinizin burnuna dokunun), “Bu Annenin burnu” (kendi burnunuza dokunun), “Bu senin ağzın” (bebeğinizin ağzına dokunun) ve “Bu Annenin ağzı” (kendi ağzına dokunun), vs diyebilirsiniz.

Elinizle bebeğin vücuduna dokunun, sonra kendi vücudunuzda aynı yere dokunun. Bebeğin elini burnuna ve daha sonra da kendi burnunuza dokundurun vb. Bu samimi iletişim oyunları için en uygun zaman bebeğin etkin olarak süt içtiği anlar değil, emzirme molalarıdır.

Beynin dili kontrol eden tarafı (Broca alanı) büyük olasılıkla beynin sol yanında gelişir. Ancak yakın zamanda yapılan araştırmalar konuşma bilgisinin erkek çocuklarda beynin sol serebral yarımkürenin arka tarafında; kız çocuklarda ise sol serebral yarımkürenin ön tarafında işlendiğini göstermektedir.

Beynin aynı tarafı sağ eli de kontrol eder. Önce bebeğin sağ eline dokunun ve “Bu bebeğimin sağ eli” deyin. Sonra bebeğin beyninin her iki tarafında da eylemlerle kelimeler arasında bağlantı kurması için aynı şeyi sol el ile de yapın. Bunu yaparak beynin sağ ve sol tarafları arasında sağlam bağlantı yolları oluşturmaya başladığımızı düşünüyoruz.

Bu alıştırmayı ayaklar veya kulaklar gibi bebeğin çift olan diğer organları için de uygulayın.

Kelimeler

Eğer doğum öncesi uyarım programımızı bebeğiniz doğmadan önce kullanmadıysanız, doğumdan sonra Birincil Kelime Listesi ile başlayabilir ve bebeğinize ne anlama geldiklerini göstererek olaya yavaş yavaş İkincil Kelime Listesi’nden kelimeler dahil edebilirsiniz.

Seçtiğiniz kelimeler bebeğinizin en çok aşina olduğu nesne ve eylemlere odaklanmalıdır. Bunlar; beslemek, yemek, ağız, meme, emzik, beşik ve evin bebeğin en çok zaman geçirdiği odaları olabilir.

Seansları Planlama

Bebeğin uyanık olduğu zaman için uyarım seansı planlamak başlangıçta zor olabilir. Eğer bebeğiniz uykuluysa, bir veya iki ayağının tabanına masaj yaparak onu uyandırabilirsiniz. Bu beynin “uyandırma” kısımlarından birini uyaracaktır.

Bebeğinizi uyurken uyarabilir misiniz? Evet, bebeğin beynindeki “konum algılama” kısmı sallama veya hareket etme ile uyarılabilinir. Bebeğin uyurken hareketin farkında olma yeteneğini, sallamayı kestiğinizde uyanmasıyla açıklayabiliriz. Eğer uyuyan bir bebek sallama durduğunda uyanıyor veya daha etkin hale geliyorsa, bebeğin sallama duyumunu algıladığını anlarız. Eğer bebek yorgunsa ve kolayca uyanmıyorsa, biraz daha dinleninceye ve uyarılmaya hazır hale gelinceye kadar bekleyin.

Bebeğin Tetikte Olduğu Zamanların Farkına Varma

Uyarım seansları için en uygun zamanlar bebeğinizin tetikte olduğu anlardır. Bebeğinizin dikkatini vermeye hazır olduğunu gösteren birkaç işaret aşağıdadır:

  1. Nefes alışı yavaş ve düzenlidir.

  2. Göz bebekleri büyüktür.

  3. Mızmız, kıpır kıpır veya sinirli değildir.

  4. Emzirme sırasında yavaşça emer veya hiç emmez. Yanakları kasların rahatlamasından dolayı yumuşamış görünür ve kaşlar hafifçe yukarı kalkıktır.

  5. Bebek başını size çevirebilir.

  6. Bebek bir adım ötesinde, elinizde tuttuğunuz bir şeye bakar ve gözlerini ona sabitler. Burada demek istediğimiz; bebeğin gözleri etrafta dolanmak, başka nesnelere bakmak yerine elinizde tuttuğunuz şeye doğru odaklanmasıdır.

  7. Bebeğin el veya ayak parmaklarıyla dikkatini çeken şeye doğru uzanmaya çalıştığını görebilirsiniz.

Başlangıçta bebeğinizin ellerini ayaklarından ya da bir elini diğerinden bağımsız hareket ettirmeyi daha öğrenemediğini fark edebilirsiniz. Bebek için bir kolunu bir nesneye doğru hareket ettirmek, bir bakıma sizin aynı anda bir elinizle başınıza vururken diğeriyle karnınızı ovmaya çalışmanıza benzer.

Doğumu Hatırlama

Doğumdan sonra hastanede geçirdiğiniz zamanlar, doğum süreci ve doğumhane ile ilgili birkaç not almak için de iyi bir zamandır. Siz ve eşiniz bebeğin doğarken görmüş olabileceği renkler ve nesnelerden hatırladıklarınızı yazmalısınız.

Bu notlarınızı birkaç yıl sonra referans olarak kullanabilirsiniz. Ya da bebeklerin neleri hatırladıkları hakkında kendi araştırmanızı yapabilirsiniz. Bu durumda, çocuğunuza kendi doğumuyla ilgili neler hatırladığını sorabilirsiniz. Çalışmalar çok küçük çocukların bu dramatik deneyimi hatırladıklarını göstermiştir.

Çocuğunuzun cevaplarının kendi hatırladığı olgular olduğundan emin olmak için, ne ebeveynler ne de akrabaların çocuğun yanında daha önce doğumundan bahsetmemiş olması gerekmektedir. Çocuğunuza soruları 2 veya 3 yaşına geldiğinde sorabilirsiniz. Bu yaşa geldiğinde karmaşık düşünceleri kelimelere dökecek duruma gelmiştir. Bu konuşmayı saklamak için ya da çocuğunuz büyüyüp kendi çocuğu için hazır olduğu zaman ona vermek için kaydetmek isteyebilirsiniz.

Aşağıdaki iki yaşında bir Doğum Öncesi Üniversitesi mezunu bir çocuğun babasının ağzından anlatılan doğum anısıdır. Olay anında baba oğluna banyo yaptırmaktadır. Oğlu ilk kez babaya her konuda ısrarlı sorular sormakta ve baba da cevaplamaktadır. Sonra baba da bir soru sormaya karar verir:

Baba: Doğumunu hatırlıyor musun?

Oğul: Evet.

Baba: (oğlunun hafifçe dişlerini gıcırdattığını duyarak) Nasıldı?

Oğul: Karanlıktı. Bir canavar beni yakaladı ve beni mağaza gibi yere çekti.

Baba: Mağaza gibi mi?

Oğul: Bir sürü ışık ve bir sürü insan vardı.

Baba: Canavar nasıl bir şeydi?

Oğul: Altında yeşil, üstünde mavi bir şey vardı.

Baba: Canavar ne yaptı?

Oğul: Beni boğdu!

Baba: Yani seni boynundan mı yakaladı?

Oğul: Boynumdan değil, ağzımdan.

Çocuk ameliyathanedeki doktor ve hemşirelerin yeşil önlük giydiği, mavi başlık ve maske taktığı bir devlet hastanesinde, sezaryenle doğmuştu. Doğumdan sonra bebek daha sıcak bir masaya yerleştirilmiş ve nefes almasını engelleyebilecek herhangi bir salgıyı temizlemek için ağzına küçük lastik bir tüp yerleştirilerek boğazından aşağıya inilmiştir. Çocuğun dişlerini gıcırdatmasına neden olan bu boğulma veya öğürme hissi uyandıran prosedürün anısı olabilir. Babası çocuğun konuşma sırasında mavi ve yeşil renkleri doğru bir şekilde tespit ettiğini ve babasına bu anıyı anlatmadan önce doğumuyla ilgili hiçbir detayı duymadığını belirtmiştir.

Çocuğun doğum uzmanını canavar olarak tabir etmesi anlaşılır bir olgudur. Doktor minik bebeğe göre çok iridir, bebeğin etrafında dolaşıp durur ve garip maskesi ve başlığı parlak ışıklarla da birleşince korkutucu olmaktadır.

Doğum anıları her bebek için değişiktir. Hastane personeli belki de Doğum Öncesi Sınıfı programı kadrosu ve katılımcıları ile yıllardır birlikte çalışmalarının katkısıyla, doğumu ebeveynler için olduğu kadar bebek için de keyifli bir olay haline getirme konusunda son yıllarda çok yol kat etmiştir. Pek çok bölgede, steril doğumhaneler eve daha çok benzeyen doğum odaları ile değiştirilmiştir. Doktorlar ve hemşireler ailelerin doğum sürecindeki özel istekleriyle daha ilgilidirler. Herkesin yararına olan bu sonuçlardan memnunuz.

Ancak, burada asıl önemli olan bebeğinizin doğumunu hatırlayıp hatırlamaması değildir. Çocuğunuzun beyninin bir bölümünün doğum deneyimini bir hatıra olarak tuttuğunu düşünmek istiyoruz. Kanıtlar bunun doğru olduğunu gösterdiğine göre, bunu yeni doğan bebeğiniz için olabildiğince hoş bir deneyim haline getirmeye çalışmalıyız. Öğrendiğiniz uyarım alıştırmaları sayesinde daha az korkutucu bir deneyim yaratabilirsiniz.

Eve Dönüş

Hastanede kalışınız boyunca tıpkı son aylarda uyguladığınız şekilde bebeğinizle konuşmaya ve ona müzik çalmaya devam edin. Eğer hastanede müzik kullandıysanız, bebeğinizi eve götürürken arabanın teybinde veya taşınabilir bir kasetçalarda doğum sırasında çaldığınız müziğin aynısını çalın. (Pek çok hastanenin bebeği arabayla eve götürürken, bebek oto koltuğu kullanmanız konusunda ısrarcı olduğunu unutmayın.) Eve dönüş yolunda tanıdık bir müzik dinlemek bebeği hayatında yeni ve garip bir olay olurken güvende hissettirecektir.

Eve vardığınızda bebeğinizle uyguladığınız ve öğrendiğiniz her şeyi kullanacağınız yeni bir safha için hazırsınızdır.

Bazı ebeveynler bebekleriyle sokakta veya markette sıkılarak konuştuklarını, onlara bir şeyler açıklarken rahat olmadıklarını belirtir. Eğer siz de böyle hissediyorsanız, bebeğini halka açık yerlerde emziren anneleri örnek alabilirsiniz. Bunu yapan anneler, bebekleriyle aralarındaki doğal etkileşimin kimseyi alakadar etmediğine inanırlar. Alıştırmalarımız çocuğunuz kendi başına keşfedip soru soracak hale gelinceye kadar devam edebileceğiniz bir nevi “zihinsel beslenme” gibidir.

 

İlk Yayın Tarihi: 1 Ocak 2014 @ 01:28

Fatma Nur Olcay

Yazar: Fatma Nur Olcay

ODTÜ İdari İlimler akademisi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra 1990 yılına kadar özel sektörde tekstil ihracatı konusunda çalışan F.Nur Olcay, 1990 yılında ilk şirketi Alpteks Ltd. kurarak 2009 yılına kadar tekstil ham maddeleri konusunda ithalat-ihracat mümesilliği yapmıştır.

Sonrasında mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı (IELEV ) ile yolları kesişmiş ve 2010 yılında bu vakfa hazırladığı sağ beyin odaklı erken eğitim projesi doğrultusunda erken eğitim alanında 0-48 ay erken ev eğitiminin bebek gelişimindeki öneminin farkına vararak, bu doğrultuda global araştırmalarını yapmanın akabinde 2013 yılında Sevgili Bebek E Eğitim Hizmetleri Ve Ticaret Ldt. Şti kurarak erken eğitim sektörüne adım atmıştır.

Bugün sosyal medyada yüz binlerce takipçiyi aşan sevgilibebek.com’un kurucusu olan Nur Olcay işbirliği yaptığı çeşitli uzmanların denetiminde oluşturulan jenerik ürün grubu SevgiliBebek Zeka Kartları ile bugüne kadar ülkemizde 70.000 in üstünde aileyi doğumdan itibaren sunulabilecek, erken ev eğitimi ile tanıştırmıştır.

Türkiye’de kitlelere 0-48 ay döneminin önemini anlatmak ve bu dönemde zihinsel duruluğun kıvrak bir zeka kazanımının ve travmasız bir gelişmenin ileriye yönelik daha olumlu bir kişilik anlamına gelebileceğini duyurmak adına sevgilibebek.com bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

email: [email protected]

1 “Yeni Doğan Bebeğiniz” yorumu;

Renk Oyunları · 5 Ocak 2015 at 00:16

[…] çağındaki çocuğunuzla bağ kurmak için renk yürüyüşüne çıkın. Belirli renkten bir oyuncağı da yanınıza […]

Yoruma kapalı.

Size Özel Ürünler Tümünü Görüntüle

İlgili Makaleler

Genel Sağlık

Anne Sütü ile İlgili Temel Gerçekler

Anne sütü bebekler için yaşamsal öneme sahiptir. Ayrıca bebeğin annesiyle sevgi bağı kurabilmesi için en iyi iletişim yolu emzirmedir. Anne sütü ileri ki yaşlarında, diğer besinlerle beslenen bebeklere göre daha zeki olmalarına katkı sunar.Her bebek için en iyi, en doğal ve Devamını oku…

Genel Sağlık

Çocuğunuza Doğru Hijyen Alışkanlıkları Kazandırmak İçin Yapabilecekleriniz

Küçük çocukların çok iyi olduğu bir şey varsa o da kirlenmek ve etraflarını kirletmektir. Ne kadar çocuklar kirlenerek büyüse de, 2 yaş ve sonrası çocuklarınıza doğru hijyen alışkanlıkları kazandırmak, çocukluklarında ve gençliklerinde hastalıklardan uzak kalmalarını Devamını oku…

Hamilelik Faydalı Bilgiler

Neden Erken Doğum Olur, Belirtileri Nelerdir?

Öncelikle erken doğum nedir onu açıklayalım. 40 hafta süren hamilelik sürecinin sonunda doğum gerçekleşir, bu normal süreçtir. Erken doğum ise son adet tarihine göre 20. haftadan sonra 37. gebelik haftası tamamlanmadan başlayan doğum eylemidir. Tüm Devamını oku…

Alışveriş Sepetiniz
Sepetinizde henüz ürün yok!
iKupon Kodu Kullanmak için için sepet ya da ödeme sayfasına devam ediniz!
Alışverişe Devam Et
Sepetim
0