Kalp Atışları ve Davul Ritimleri

Hamile kaldığınız andan itibaren, bebeğiniz annesinin kalp atışlarını hissetmektedir. Bu hepimizin edindiği ilk farkındalık olgusudur.

Daha işitme organları gelişmeden, bebek her daim var olan kalp atışı hissi ile büyür. Bu temel çarpma varoluşumuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Hayatımıza bu çarpımı hissederek başlarız ve doğduktan sonra buna dair hatıralar bilinçaltımızın derinliklerinde kalır.

Bu vuruş, beyin ve vücut büyüyüp organize oldukça biyolojik bir metronom gibi iş görebilir. Uluslar Arası Doğum Öncesi Öğrenme ve Bağ Kurma Derneği Başkanı Dr. Brent Logan’ın yaptığı bazı ön çalışmalar değişken frekansta uygulanan kalp atışı seslerinin doğmamış bebeğin beynindeki nöron bağlantılarının uyarımına yardımcı olarak daha iyi bir entelektüel performansla sonuçlandığını öne sürmüştür.

Bebeğiniz Doğum Öncesi Sınıfı alıştırmaları yoluyla ritimlerle anne karnının dışında da tanıştırılabilinir. Hamileliğin ilk aylarında bebeğiniz elbette bu vuruşları fiziksel olarak duyabilme yetisine sahip olmayacaktır ancak titreşimleri hissedebilecektir.

Hamileliğin ilerleyen zamanlarında ritimleri hissettiği gibi duyabilecektir de. Bizim ve diğer araştırmacıların bulguları anne karnındaki bebeklerin hamileliğin 18. haftasından itibaren aslında annenin vücudu dışından gelen sesleri duyabildiklerini göstermektedir.

Dr. Van de Carr, anne karnındaki bebeklerin ortamlarına dahil olan ritimlere, daha önce inanılanın aksine, çok daha ileri bir farkındalık düzeyinde cevap verebildiklerini ve verdiklerini ilk elden keşfetmiştir:

Birkaç yıl önce, hastalarımdan birinin hamileliği sırasında aynı zamanda doğmamış çocukların müziğe ve ritimlere tepkisini gösteren ilginç bir olay gözlemledim.

Çoğunlukla muayene odamda küçük bir kasetçalar tutarım. Bir ultrason muayenesi sırasında, Beethoven’ın Altıncı Senfonisi’nin kasetini çalıyordum. Hamileliğinin üçüncü trimesteri süresince doğal olarak meydana gelen, bebeğin bir tür doğum öncesi soluk alışı anlamına gelen rahimdeki ritmik göğüs hareketlerini izliyordum. Aniden bebeğin nefes alış hareketlerinin müziğin vuruşlarıyla tamamen aynı zamanlamada olduğunun farkına vardım. Bunu hareketleri gözlemlemekte olan anneye de gösterdim. Anne evdeyken bebeğe Beethoven çalıyordu, Altıncı Senfoni en sevdiklerinden biriydi.

Sonra müziği durdurdum ve bebeğin göğüs hareketleri de durdu! Bekledim. Hareket yoktu!

Müziği tekrar başlattım ve hareketler de başladı ama müziğin zamanına uyumlu olarak değil. Bir nefes, ikinci bir nefes, bir duraklama ve sonra göğüs hareketleri birden müzikle tekrar zaman uyumunu yakaladı. Annenin ve kendimin gözlemi için olayı birkaç kez tekrarladım. (Dr. Van de Carr’ın yorumu)

Bir Doğum Öncesi Sınıfı annesi, oğlunun doğum öncesi duyduğunu hatırladığı rahatsız edici bir sese doğum sonrası alışılmadık şekilde olumlu cevap verdiğini bildirir:

Arkadaş olan iki anne bir aylık bebeklerini alarak, annelerden birinin eşini çalıştığı otomobil tamircisine ziyarete giderler. Bu ziyaret, annenin bebek doğduğundan beri eşini işyerinde ilk kez ziyaret edişidir. Tamirhaneye girdiklerinde, birden büyük ve çok gürültülü bir hava kompresörü çalışmaya başlar. Bebeklerden biri oldukça korkar, ağlamaya ve çığlık atmaya başlar (çok normal bir tepki). Ancak tamircinin oğlu yavaşça çevresine, makineye bakar ve gülümser. Araba tamircisinin eşi hamileliği süresince tamirhaneyi birçok kez ziyaret etmiştir. Bebeği, henüz anne karnındayken hava kompresörünün sesine alışmıştır. Gülümsemesi, kompresörün bu tanıdık sesin kaynağı olmasını keşfedişinin tepkisi olabilir. (Dr. Van de Carr)

Bu harici sesler – babanın sesi, müzik, bir arabanın motorunun gürültüsü – ses dalgaları ana rahmini geçerken bastırılır. Bebeğiniz kelimenin tam anlamıyla su altında gibidir, yukarıdaki bilinmeyen bir dünyadaki nesnelerin ve yaratıkların çıkardığı sesleri duyuyor gibidir. Araştırmalarımız, kalın, bariton seslerin rahim bariyerini yüksek perdeli seslerden daha başarılı bir şekilde geçtiğini göstermiştir. Aynı sebeple, bebeğiniz kalın bas vuruşlarını veya bir davulun gümbürtüsünü, ince bir flütün ıslığından daha net duyacaktır.

Bu yüzden, bebeğe harici ritimleri ilk tanıtışınızda annenin karnına yerleştirilen küçük bir davulu çalmanızı öneriyoruz. Bu alıştırmaya ilk trimesterin sonunda başlayabilirsiniz. Bunun yanında, hamileliğinizin başlangıcından sonra herhangi bir zamanda, bebeğinizi etkilemek için ritimleri istikrarlı bir biçimde kullanmaya başlayabilirsiniz.

Bu, anne veya annenin yardımcısının küçük bir davula yavaş, istikrarlı bir düzende vurmasıyla yapılır. Alıştırmanın hedefi gelişmekte olan bebeğe basit düzen kavramını öğretmektir. Ritmin bu şekilde kullanımı bebeğin hamilelik süresince hissettiği – ve hissedeceği – annenin kalp atışının ortaya çıkardığı düzenin sadece bir varyasyonudur.

Birçok müzik bilimci, çoğu müziğin zaman işareti ve ritimlerinin kökeninin hızı dakikada yaklaşık 60 vuruş olan insan kalp atışı olduğuna inanmaktadır. Bebeklerin Chopin, Mozart ve Vivaldi’nin klasik müzikleriyle sakinleşmesinin sebebi bu müzisyenlerin istikrarlı bir biçimde insan kalp atışını hatırlatan tempolar kullanmalarıdır.

Aynı etkiyi annenin bebeğini sol tarafında tutarak resmedildiği ve bebeğin annesinin kalp atışını duyabildiği sakinleştirici tablolarda da görmekteyiz.

Bebeğinizin doğum öncesinde müzik kullanılarak uyarımı onun müzikal yeteneğini de etkileyebilir. Rochester Üniversitesi, New York Eastman Müzik Okulu’nda profesör ve bir caz müzisyeni olan, meslektaşımız Dr. Donald Shelter, bebeğe doğum öncesi senfoni müziklerinden seçmeler çalmanın etkilerini araştırmaktadır. Çoğu küçük çocuğun piyanonun tuşlarına rastgele basmasının aksine, deneklerinin büyük çoğunluğu (2 yaşında ve daha küçük çocuklar), notaları çalmak için piyanoda tek parmaklarını kullanabilmektedir. Aynı zamanda, bu çocuklar basit melodi düzenlerini çıkarmada da oldukça başarılıdırlar.

İlk sonuçlarını henüz veren benzer bir çalışma da Japonya’da başlamıştır. Aile bireylerinin başka bir bağlantı önerdiğine dair yorumlar olduğunu duymaktayız:

Sen doğmadan önce, seninle sürekli dans ettim. Belki bu kadar iyi bir ritim duygusuna sahip olmanın sebebi budur. (Dr. Lehrer ofisinde 70 yaşında bir anneanneye Doğum Öncesi Programı’ndan bahsettikten sonra, anneanne 35 yaşındaki kızıyla konuşurken)

Sözde ilkel toplumların çoğu ritim ve dansı kabile hayatının doğal bir parçası olarak kullanmıştır. Kadınlar hamilelikleri boyunca ayinsel müziklerle tekrarlayan danslar yaparlar. Doğmamış bebekler, ritim seslerine ve bu ritimlerle ilişkili hareketlerin duygularına doğmadan önce aşina olurlar. Doğumdan sonra bebekler hali hazırda aşina oldukları ritimleri duymaya devam ederler.

İster kabile müziği, Top-40, ister Beethoven’ın Altıncı Senfonisi veya televizyondan bir tanıtım müziği olsun, bebekler oldukça ayırt edici dinleyicilerdir ve tondaki ve melodideki küçük değişimleri seçebilirler.

1989 yılında Belfast, İrlanda’da yürütülen bir çalışma, her günün altı saatten fazlasını pembe dizi izleyerek geçiren 12 kadının bebeklerinin, pembe dizinin tanıtım müziğini duyduklarında sakinleştiğini göstermiştir. Bu durum, modern toplumumuzda beklenenden daha sık karşılaşılan doğum öncesi şartlanmaya bir örnektir. Bu doğum öncesi şartlanma bebeklerimiz için istediğimiz şartlanma mıdır?

Joseph Chilton Pierce Sihirli Çocuk (1977) adlı kitabında, çağdaş toplumların aksine şehirli olmayan, Ugandalı annelerin doğumdan iki gün sonra bebeklerine nasıl masaj yaptıklarını, sarıldıklarını ve şarkı söylediklerini anlatmaktadır. Bu bebekler “şaşırtıcı bir zaman boyunca uyanık, dikkatli, tetikte, mutlu, sakindirler ve neredeyse hiç ağlamazlar.”

Dr. Van de Carr kırsal bölgelerde çalışan Ugandalı bir doktor ile sohbetinde annelerin hamilelikleri boyunca ayinsel sallanma ve hareketlerle birlikte şarkı söylediklerini keşfeder. Seslerle eşlenmiş bu hareketler, ilerideki bölümlerde size yaptıracağımız alıştırmalara benzemektedir.

Sallanma, şarkı söyleme ve ayinsel hareket ve ritimler diğer Afrikalı toplumların de bir parçasıdır. Örneğin; Nijeryalı vurmalı çalgılar ustası ve Uluslar Arası Nijerya Dans ve Davul Grubu’nun yönetmeni Babatunde (Baba) Olatunji’ye göre, Nijerya’da hamilelik süresince yapılan özel dans ve hareketler ile söylenen şarkılar vardır.

Batı uygarlıklarında, daha anneannelerimizin aşina olduğu ayinsel ses, ritim ve dansların çoğuyla bağlantımızı koparmış bulunuyoruz. Bunların yerine, doğmamış bebeklerimizi çoğunlukla televizyon tanıtım müziklerine, telefon zil seslerine ve asansör, araba, tramvay ve otobüslerin seslerine maruz bırakmamız daha muhtemeldir.

Hamile kadınların işteyken uzun süre boyunca masa başında ya da bilgisayar karşısında hareketsiz kalması kuvvetle muhtemeldir. Çok fazla hareketsizlik bebekleri bir tür duyusal yoksunluğa maruz bırakabilir.

Bu sebeplerden ötürü, hamilelik süresince ve sonrasında ailelere beraber şarkı söylemelerini, dans etmelerini ve müzik çalmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. Dini törenler sırasında söylenen şarkı ve eşlik eden müzikler çoğunlukla tekrarlıdır ve bebeğiniz için sakinleştirici ya da uyarıcı olabildikleri gibi onun daha yüksek bir ritim duygusu ve müzikal yetenek geliştirmesine yardım edebilir.

Basit Davul Ritmi Alıştırmaları

Hedef: Bebeğin hissedebileceği istikrarlı bir titreşim (ve ses) sağlamak.

Gerekli materyaller: Küçük bir davul. Güneybatı’daki Amerikalı yerlilerin kavak ağacından yaptıkları küçük davullar bu alıştırma için harikadır ama oyuncakçılarda bulabileceğiniz davullar da oldukça işe yarar. Davulun yüksek sesle çalınmasına gerek yoktur ancak iki taraflı olmasında yarar vardır. Böylece, davulun bir tarafına vurmak diğer tarafında da titreşim yaratır.

Alıştırma nasıl yapılır: Davulu bir tarafı göbeğinize dokunacak şekilde karnınıza yerleştirin. Davula ses çıkarması için bir çubuk veya tokmakla vurun ve aynı zamanda titreşimi karnınızda hissedin.

Ne zaman başlanır: Basit ritim ve müzikleri kullanmaya hamile kaldıktan sonra herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz. Ancak, bu titreşim ritimlere hamileliğin 18. haftasından, yani bebek duyma yeteneği geliştirdikten sonra başlanmasını öneriyoruz.

Alıştırma ne kadar sıklıkla yapılmalı: Basit davul vuruşları her gün, günde iki defa uygulanmalıdır. Yemekten sonraki 30 dakika ile bir buçuk-iki saat arası sürenin ritimleri uygulamak için en uygun zaman olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu durumda bebeğiniz sindirdiğiniz besinlerden gıdasını aldığı için diğer zamanlara göre daha uyanık ve tetikte olur. Doğmamış bebekler, akşam yemeği sonrasında saat 8’den 11’e kadar çoğunlukla tetikte olurlar.

Eğer yemeğiniz yüksek şeker içeriğinde gıdalardan oluşuyorsa, bebeğiniz daha geç sindirilen nişasta içeriğinde bir yemek yediğinizde olduğundan daha çabuk etkin hale geçebilir. Bebeğiniz yeterince şeker almadığında, karnınızda daha sakin, uykulu ve nispeten tepkisiz kalma eğilimindedir. Hatta bebeğin kalbi daha az değişken ritim sergilemeye bile meyledebilir. Bebeğin genel halini kontrol eden hastane testlerinde, anneye portakal suyu ile birlikte bir doz şeker verilerek bebeğin kalp atışlarının daha değişken ve bebeğin anne karnında daha hareketli olup olmadığına bakılır.

Basit Davul Ritmi Alıştırması

1) Basit iki-vuruşlu bir ritimle başlayın.

1. Adım: Davula vurun, saniyenin yarısı kadar duraklayın ve sonra davula hızla bir kere daha vurun.

2. Adım: 3 saniye durun, sonra iki davul vuruşunu tekrar edin.

3. Adım: Bütün diziyi yaklaşık 1 dakika boyunca tekrarlayın.

Bu basit iki-vuruşlu modeli bir hafta boyunca kullanın.

●İpucu: Bir serideki vuruşlar arası duraklama, bir saniyenin yarısı kadar olmalıdır ve serinin sonundaki duraklama üç saniye sürmelidir.

Zamanla Ritimleri Değiştirme A

2) Basit üç-vuruşlu bir ritimle başlayın.

1. Adım: Davula vurun. Saniyenin yarısı kadar duraklayın ve davula hızla bir kere daha vurun. Saniyenin yarısı kadar duraklayın ve sonra davula hızla bir kere daha vurun.

2. Adım: 3 saniye durun, sonra üç davul vuruşunu tekrar edin.

Bu basit üç-vuruşlu modeli bir hafta boyunca kullanın.

Zamanla Ritimleri Değiştirme B

2) Üç vuruşu ve iki vuruşu değişimli olarak yapmak – 3 saniye duraklama.

1. Adım: Davula vurun. Saniyenin yarısı kadar duraklayın ve davula hızla bir kere daha vurun. Saniyenin yarısı kadar duraklayın ve sonra davula hızla bir kere daha vurun.

2. Adım: 3 saniye durun.

3. Adım: Davula vurun. Saniyenin yarısı kadar duraklayın ve sonra davula hızla bir kere daha vurun.

4. Adım: 3 saniye durun.

5. Adım: Bütün diziyi yaklaşık 1 dakika boyunca tekrarlayın.

●İpucu: Hamileliğiniz süresince, yukarıdaki serileri tekrarlayın veya başka serilerle çeşitlendirin. Hangi seriyi kullanırsanız kullanın, bebeğinize belirli bir seri hakkında fikir vermek için yaklaşık bir hafta boyunca istikrarlı bir şekilde tekrarlayın. Karmaşık seriler oluşturmaya çalışmayın. Bebeğinizin bazı serilerden diğerlerine göre daha çok “hoşlandığını” görebilirsiniz.

Müzik ve ritim, beynin dil ve matematiksel gelişimle alakalı farklı bölgelerini uyarabilir. Bebeğinizle bu ritimleri uyguladıkça, aynı zamanda siz de onunla doğumdan sonra paylaşabileceğiniz bir takım yeni beceriler ve müzikal seri ve ritimler için beğeniler geliştirebilirsiniz.

İlk Yayın Tarihi: 1 Ocak 2014 @ 08:21