Bebeklerin İçsel Sayı Algısı Gelecekteki Matematik Yeteneğini Belirlemekte

ABD’de Duke Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre saymayı öğrenmeden önce değişik adetlerdeki eşya gruplarını ayırt edebilen bebekler gelecekte sayısal alanlarda başarılı olmaya daha yatkın.

Değişik sayısal değerleri sayılarla görsel bir biçimde ifade etmek tamamen insanlara özgü bir kavram olmakla beraber, bebekler bu algıya sahip olarak doğmazlar. Bebeklerin 0’dan 10’a kadar sayma yetisi bulunmamaktadır çünkü beyinlerinde sayı kavramları ile bu kavramlar için üretilmiş kelimeleri eşleştirmemişlerdir. Bundan dolayı bebeklerde görülen içsel sayı algısı uzmanlar tarafından gelecekteki sayısal başarının kaynağı olarak görülmektedir.

Bu konuda 2013 yılında yapılan araştırma, bebeklerin bu içsel matematik algısını bebeklikte sembollerden oluşan matematik sistemlerini öğrenmekte kullandığını belirtmekte. Duke Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar bu sembolik matematik sistemlerini (örneğin Sevgili Bebek Zeka Kartları kullanarak) erken bir biçimde içselleştirmeye başlayan bebeklerin sayısal kavramları daha rahat öğrendiği sonucuna varmıştır.

“Bebekler sayıları göstermek için kullanılan bu sembolik sistemi öğrenirken ve ileriki hayatlarında okulda matematik öğrenirken, hali hazırda beyinlerinde bulunan bu ilkel matematik algısını kullanmaktadırlar” diye açıklamakta Prof. Dr. Elizabeth Brannon. “Bu matematik algısı bebeğinizin genel sayısal zekasının temelidir.”

Dr. Brannon’a göre bebekler dünyaya ilkel bir sayı algısıyla gelmektedir. 2 değişik büyüklükte obje setine bakarken bebeğiniz sayı saymayı bilmemesine rağmen, bu matematik algısı bebeğinizin hangi obje setinde daha fazla obje olduğunu anlamasını sağlamaktadır. Bununla ilgili bir örnek sadece şöyle bir bakarak ve saymadan, hangi tren vagonunun daha kalabalık olduğunu anlamanızdır.

Bu araştırmayı yaparken Dr. Brannon ve ekibi 6 aylık 48 bebek üzerinde çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Her bebek değişik sayıda nokta gösteren 2 ekranın karşısına yerleştirilmiştir. Bu ekranlardan bir tanesi devamlı aynı sayıda nokta gösterirken, öbürü 2 değişik sayısal değer arasında sürekli değişen noktalar göstermektedir. Bu süre zarfında bebekler değişen ekran görüntülerini ayırt edebilmiş ve sayıca değişen ekrana daha uzun süre boyunca ilgi göstermişlerdir. Bu bebekler daha sonra 3.5 yaşında bir sayı testine tutulmuş ve bu şekilde bir eğitim görmemiş akranlarına göre sayısal anlamda yapılan testlerde daha başarılı oldukları görülmüştür.

Araştırmanın sonuçlarına göre sembolik anlamda öğretilen matematik bilgisi (örneğin Sevgili Bebek Zeka Kartları kullanarak) klasik sayı ve sözcük kavramlarıyla öğretilen matematik bilgisine göre daha efektif bulunmaktadır. Ne kadar sembolik şekilde matematik öğrenen bebeklerin ilerde sayısal anlamda başarısı kesin olmasa da, bu şekilde bebeklerin içsel sayı algısı okul öncesi bir matematik temel atmayı mümkün kılmaktadır.

Bu makale Duke Üniversitesi haber portalı Duke Today’den alıntıdır.

İlk Yayın Tarihi: 26 Şubat 2015 @ 17:29