Bebeğinizle İlk İletişim Alıştırmaları

Doğum Öncesi Sınıfı programının ilk bölümü, bebeğinizin tekrarlı bir uyarımın (istikrarlı bir şekilde uyguladığınız bir şey) hem bir düzeni hem de anlamı olabildiğini anlamasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

Birinci trimesterin sonunda bebeğinizi tekrar eden davul ritim setleriyle tanıştırarak başlanır. Bu alıştırmalar boyunca, bebek annesinin kalp atışı dışında da ritimlerin varlığını keşfeder. Ayrıca, bu alıştırma bebeğinize rahim dışındaki dünyaya dair bir şeyler öğretmenin ilk adımıdır.

Hamileliğinizin beşinci ayıyla birlikte, gelişmekte olan bebeğiniz sözlü (sesli) ve dokunsal (temas) iletişimi öğrenmeye hazır durumda olmalıdır. Derse, bebeğinize sesinize tepki vermeyi öğretmek ve Tekmeleme Oyunu’nda karnınıza yapacağınız hafif itişlerle başlanır.

Hamileliğinizin beşinci ayı bebeğinizle temas ilişkisine başlamak için uygun bir zamandır. Bu süreç annelerin bebeklerini hem fiziksel hem de duygusal bir gerçeklik olarak hissetmeye başladıkları zaman olması sebebiyle çok özeldir. Bebeğin hızla artış gösteren boyutu, anneyi aniden daha iri gösterir ve bebeğin rahimdeki başına buyruk hareketleri hissedilebilir, hatta karından görülebilir bile. Ebeveynlerin bazıları için bu zaman bebeğin “gerçek” hale geldiği zamandır.

İlk hamileliği öncesinde, “Miss Kitty” adında bir Siyam kedisi sahibi olan bir anneyi vardır. Miss Kitty’ye bir bebek gibi muamele görmüş ve hatta biberonla beslenmişti. Kediye sarılınmış ve kedi kucakta tutulmuş, battaniyeye sarılmış, tatile çıkarılmıştı. Hamileliğin ilk aylarında bile Miss Kitty bu kadının resmen bebeğiydi. Hamileliğin beşinci ayında bir gün, anne Miss Kitty’nin yerde bir güveyle oynadığını fark eder. Kedicik güveyle bir süre oynadıktan sonra güveyi yer. Anne adayı dehşet içinde bakakalır ve şaşkın ve yüksek bir sesle “Miss Kitty bir hayvan!“ diye bağırır ve eşine “kediyi dışarı çıkarmasını” söyler. Eşinin söylediğine göre, bunları söylediği anda karnını okşamaktadır. Buradan hareketle, çoğunlukla hamileliğin beşinci ayında “vekil bebekten” (Miss Kitty) fetüse doğal bir duygusal yakınlık transferi yaşandığı söylenebilir. (Dr. Van de Carr)

İstikrarlı Olmak

Bebeğinizi uyarırken nasıl sürekli ve tutarlı olacağınızı öğrenmek, sağladığınız uyarımların çeşitliliğinden daha önemlidir. Bu prensibe tüm alıştırmalar boyunca uyulacaktır.

Örneğin; bebeğinize bu bölümdeki Birincil ve İkincil Kelime Listeleri’ni tanıtırken bir nesne, eylem veya kişi için iki farklı kelime kullanmaktan kaçının. Aynı giysi parçasına bir seferinde “palto”, başka bir seferinde “ceket” dediğimizde olduğu gibi, biz yetişkinler olarak bunu sıkça yaparız. Ancak aynı şey için farklı isimler kullanmak doğmamış bebeğinizin kafasını karıştırabilir ve öğrenmesine engel olabilir.

Bu sıraladıklarımızın yanında, bebeğinizin doğumdan sonra size nasıl hitap etmesini istediğinize karar vermeniz ve alıştırmalar boyunca o isme bağlı kalmanız iyi olur. Bebeğiniz konuşmaya başladığında, “anneciğim” veya “babacığım” demesi daha zor olduğu için, “anne” ve “baba”yı kullanmanızı tavsiye ediyoruz.

Herkesin kendisini, kendi sesiyle tanıtması önemlidir. Örneğin; annenin bebeğe “Bu konuşan da baban” veya “Şimdi de baban konuşacak” demesi yapılan yaygın bir yanlıştır. “Baba” kelimesini sadece babanın kendisi kullanmalıdır. Bebeğiniz hala kelimeleri sesle eşleştirmeyi öğrenmektedir. Eğer bebekle konuşmak isteyen çocuklarınız varsa, her birinin, kendilerini sadece kendi doğal sesleriyle tanıttıklarından emin olun.

Bir alıştırmaya başlamadan önce yönlendirmeleri dikkatlice okuyun. Alıştırmaların çoğunluğu elleriniz ve sesinizden biraz daha fazlasını gerektirse de, bazıları ksilofon veya küçük bir davul gibi belirli materyaller gerektirir. Neyi, ne zaman ve hangi materyalleri kullanarak yapacağınıza dair esasları sunacağız. Bazı alıştırmalar, alıştırmadaki yöntemlerin farklı boyutlarını açıklamada yardımcı olan ●İpucu bölümlerine sahiptir. Hatta bebeğin ve ebeveynlerin kendilerine en uygun alıştırmayı bulmaları için esneklik unsuruna sahip belirli alıştırmaların Varyasyon bölümü bulunmaktadır.

Bebeğinizle Konuşmanın Yolları

Davul ritmi ve müzik alıştırmaları dışındaki tüm Doğum Öncesi Sınıfı dersleri, bebeğinizle rahim aracılığıyla konuşmanızı gerektirmektedir. Bu da bebeğinizin sizi duyabilmesi için konuşmayı öğrenmek zorunda olduğunuz anlamına gelmektedir.

Bebeğiniz hamileliğinizin 18. haftasında duyabilme yetisine sahip olmasına rağmen, rahmin dışından gelen sesler anne karnı ve bebeğin içinde büyüdüğü sıvı torba olan plasenta tarafından süzülür. Sesin o minik kulaklara ulaşması için sesinizi yönlendirmeli ve yükseltmelisiniz.

Alçak sesle konuşan annelerin seslerini karınlarına yönlendirmelerine yardımcı olması için megafon, kıvrılmış bir kâğıt veya boş bir tüp kullanmalarını öneririz. Sağlam, yüksek bir ses de işimizi görebilir ancak bağırmanıza veya haykırmanıza gerek yoktur.

Bebeğimin benim normal sesimi asla duyamayacağını düşündüğüm için bir gazeteyi kıvırıp megafon haline getirmek aklıma geldi. Dr. Van de Carr beni tebrik etti ve bebeğim doğmadan önce onunla konuşabilmek için pahalı ekipmanlara ihtiyacım olmadığını söyledi. (Dr. Van de Carr’ın Doğum Öncesi Üniversitesi katılımcılarından birinin yorumu)

Eğer megafon veya benzeri bir araç kullanmıyorsanız, normal konuşma sesinizin yaklaşık iki katı yüksek sesle konuşmanız gerekmektedir. Bu odanın diğer tarafında bulunan birine, 4 ila 6metre uzaklıkta, sesini duyuracak kadar yüksek sesle konuşmaya benzer (yaklaşık 80 desibel).

Anneler, eğer normalden biraz daha yüksek sesle konuşursanız sesinizi bebeğinize doğru yönlendirin ve kelimelerinizin vücudunuz boyunca titreşimini hissedin. Böylece bebeğiniz de kelimeleri duyacak ve hissedecektir.

Başınızı karnınıza doğru eğin ve sesinizi bebeğinize yönlendirin. Boynunuzu rahatsız bir pozisyona girecek şekilde aşağı eğmeyin veya zorlamayın. Tüp veya megafon kullanımını tavsiye etmemizin nedeni budur. Vücudunuzu gereğinden fazla esnetiyormuş gibi hissetmeniz yerine bu süreçten keyif almanızı isteriz.

Söz konusu baba veya başka bir yardımcının konuşması olduğunda teknik farklıdır. Yardımcınız yanağını karnınızın bebeğin kafasının yakın olduğu bölgesine yerleştirip direk bebekle konuşabilir. Yanağını karnınıza dayayarak bebekle konuşan yardımcılar, yakın mesafede birisiyle konuşuyormuş gibi normal ses tonuyla konuşabilir. Yardımcılar sohbet sırasında, sanki bebeğin cevap vermesini bekliyormuşçasına arada bir durarak doğal ve güven verici bir tonda konuşmalıdır.

Bebeğinizle iletişim kurmanın başka bir etkili yöntemi de annenin göğsü ve boynu suyun altında, çenesi ise su yüzeyinde kalacak şekilde ılık suyla dolu bir küvete uzanmasıdır. Banyonun duvarları ve karnı ve boğazı saran su annenin sesini artırarak bebeğin duymasını kolaylaştırma eğilimindedir. Bu durumda sesinizi yönlendirmek için megafon veya başka bir araca ihtiyacınız olmaz.

Eğer bu durumdaysanız, yardımcılar elbette başlarını suyun altına sokmamalıdır. Eğlenceli gibi görünse de pek yardımı olmaz. Bunun yerine, yanaklarını suyla nemlendirebilir (daha iyi bir ses iletimi için) ve yüzlerinin bu taraflarını karnınızın bebeğin başının ve kulaklarının bulunduğu bölgesine dayayabilirler.

Müzikle Bitirmek

Mümkünse, her seansı müzik çalarak, şarkı söyleyerek veya mırıldanarak kapatın. Müziği küçük, taşınabilir bir kasetçalar veya müzik kutusundan çalın. Bebeğinize sevdiğiniz bir şarkıyı söyleyin ya da mırıldanın.

Hangi yöntemi seçerseniz seçin, müsait olduğunuzda, her sohbet seansını iki dakika boyunca aynı müzik parçasını çalarak bitirin. Bu, bebeğinizin gününün geri kalanı için belirli sınırlar oluşturulmasına yardımcı olur. Bebeğiniz müziğin uyarım seansını takip ettiğini ve ardından da bir dinlenme süresi geldiğini öğrenir. Müziğin etkin bir süreç sonrası bebek sakinleşirken kullanılması, bebeğinizin müziği dinlenme ve rahatlamayla ilişkilendirmeyi öğrenmesine yardımcı olur.

Bu durum, yeni doğan bebeklerde geçiş zamanlarının uyuklama zamanlarına benzemesinden dolayı bebeğinizin doğumdan sonra düzenli bir uyku döngüsü kurmasına da yardım eder. Deneyimlerimize göre, aynı müziğin bebeğe doğum sancıları ve doğum sırasında aralıklı olarak çalınması oldukça yararlıdır. Bebekleri sakinleştirir ve doğumun travmasını azaltır.

Eğer şarkı söylüyor ya da mırıldanıyorsanız, bebeğiniz şarkı söyleyişiniz sırasında titreşimleri duyabileceği ve hissedebileceği için megafon kullanmaya ihtiyacınız yoktur. Bu durumda sesin yüksekliği çok önemli değildir. Eğer şarkıyı yardımcınız söylüyorsa, bebeğin şarkının titreşimlerini alabilmesi için ağzını karnınıza yakın tutmalıdır. Eğer bir kasetçalar veya müzik kutusu kullanıyorsanız, sesin çok yüksek olmadığından emin olun. Sizin rahatlatıcı ve sakinleştirici olduğunu düşündüğünüz müzik, büyük olasılıkla bebeğinizi de sakinleştirecektir. Sevdiğiniz melodiyi seçin ya da kendiniz yaratın.

Uygulamalara Başlama Zamanı

Uygulamaya ne zaman başlanacağı ile ilgili esaslar her bir oyun ve uyarım alıştırması ile birlikte verilmiştir ve oyun ve alıştırmaların hepsi için önerilen zaman ve sıralamaların bir özeti ilgili bölümün sonunda yer almaktadır. Eğer belirli bir etkinlikten keyif alıyorsanız veya bebeğiniz ona daha fazla cevap veriyorsa, o etkinliği daha sık yapabilirsiniz. Eğer bebek belirli bir etkinliğe hiç cevap vermiyorsa, o etkinliği daha az yapın veya bir hafta kadar sonra tekrar deneyin.

Eğer Doğum Öncesi Sınıfı programına hamileliğinizin 20. haftasından sonra başlıyorsanız, on gün boyunca günde iki seans olmak üzere Tekmeleme Oyunu ile başlamanızı öneririz. Bebeğinize her gün, günde dört kez, tercihen her seans için iki tekme olmak üzere, “tekme” kelimesiyle beraber tekmeleme deneyimini yaşatın. Diğer alıştırmalara başladığınızda Tekmeleme Oyunu’na devam edebilirsiniz.

İlk Yayın Tarihi: 1 Ocak 2014 @ 09:19