Yenidoğan Bebeklerde Bağlanma (Anne-Bebek Bağlanması)

Bebek ile anne arasındaki bağ; bebeğiniz ve sizin aranızda kurulan güçlü bir bağlanmanın sonucunda oluşmaktadır. Sağlıklı bir bağlanmayla birlikte, bebeğinizi korumanın ve onu hayatta tutmanın dışında da onunla vakit geçirmek istersiniz ve ona şefkat duyarsınız.

Bebekle kurulan bağ, muhtemelen o henüz karnınızdayken başlamaktadır. Bebeğinizin hareket edişini duyarsınız. Her kontrolünüzde, onun büyüdüğünü görürsünüz. Onun hakkında hayaller kurarsınız ve onu düşlemeye başlarsınız. Bağlanma, anne karnında başlar ve bebeğinizin doğumundan sonra gittikçe güçlenir.

Tümü olmasa da bazı aileler, bebeklerine güçlü bir bağla bağlanır. Hamilelik sürecinde salgılanan oksitosin hormonu, coşku ve sevgi hislerini daha zirvede hissetmenizi sağlar. Bu yüzden, doğumdan sonraki ilk zamanlar, bebeğinizi görmenizle birlikte, bebeğinizi korumak için yoğun bir dürtüyle baş başa kalırsınız.

Bu kadar güçlü bir bağ hissetmeyen aileler de vardır. Bu ailelerde bağlanma süreci, ilk örnekte anlatılan ailelere nazaran biraz daha uzun bir zaman alabilir. Örneğin, oldukça yorucu bir doğumdan sonra anne kendini bebeğine bakım vermeye hazır hissetmeyebilir. Uzun ve acı verici bir sancı süreci geçiren bir anne; kendini fazla yorgun hissedebilir.

Başka bir örnek ise, bebeğin bir sağlık problemiyle doğmasıdır. Bu durumda, ebeveynler bebek yerine hastalık ve bunun nasıl giderilebileceği ile ilgili düşünür ve kaygılanırlar. Tüm bu yorgunluk, kaygı ve belki hayal kırıklıkları oldukça yaşanılabilir durumlardır. Fakat, tüm bu durumlar, bebeğinizle aranızdaki bağlanma sürecine etki etmektedir.

Bebeklerin bağlanmasını kolaylaştırabilecek etkenler nelerdir?

• Bebekler, dokunma ve koku yoluyla bağlanırlar. Çünkü bebeklerin doğumdan sonra hissettikleri şey, ten teması ve anne/süt kokusudur. Belli sağlık nedenleri dolayısıyla, doğumdan hemen sonra bebeğinize dokunmasanız da, bir süre sonra onu tutuşunuz, ona bakışınız ve onu besleme şekliniz bile sağlıklı bir bağlanma için önemli hale gelecektir. Eğer bebeğiniz prematüre ise, tensel temas bir süre sonra olanaklı hale gelecektir. Ayrıca bu bebeklerde, tensel temasın gelişimsel olarak oldukça önemli olduğu ispatlanmıştır.

Bağlanma, her ebeveyn ve çocuk çiftinde farklılık göstermektedir. Fakat, bağlanmanın daha kolay sağlanabilmesi için, birkaç duruma dikkat etmek önemlidir.

• Günlük bakım sırasında, bağlanma doğal olarak gelişmektedir. Ancak, bebeğinizin ağladığı zaman sizden aldığı hızlı bir yanıt, onu yakınınızda tutmanız, onunla göz kontağı kurmanız, onunla konuşmanız ve ona gülmeniz, bağlanma için oldukça önemli basamaklardır.
• Bebeğiniz üzgün olduğunda onu sakinleştirmeniz, güldüğünde ona eşlik etmeniz, güvenli bir bağın kurulmasında size yardım edecektir. Bebeğinizle aranızdaki bağı geliştirmek için, kitaplar okumanız ya da her şeyi ”doğru” yapmanız gerekmez. Bebeğinizle kurduğunuz ilk bağ, birbirinize dokunmanız, onu beslemeniz, onun duygusunu anlamanız ve buna eşlik etmenizle kurulmaktadır.

Bebeğinizle bir bağ kuramadığınızı düşünüyorsanız, hemen endişelenmeyin. Bebeğinizi, herkesin söylediği veya olması gerektiği gibi, sevmediğinizi/bağlanamadığınızı düşünüp suçluluk hissedebilirsiniz. Fakat bağlanma, biricik bir deneyimdir. Her annede ve bebekte farklı işlemektedir. Bazı anneler, bebeklerini kucaklarına aldıkları gibi bir bağlanma sürecine girerken, kimi anneler için bu süre, haftalar ve aylar alabilmektedir.

Bebeğiniz sizden kopan bir parça da olsa, yeni bir insan olarak karşınızda durmakta, ilk aylarda size bağımlı olarak yaşamını sürdürmektedir ve bu size korkutucu bir deneyim olarak gelebilir. Unutmayın ki, ilk dönem korkularınız, bebeğinizle zaman geçirdikçe, onunla duygu alışverişleriniz sırasında, geçmeye başlayacak ve güvenli bir bağlanmanın temelini atacaksınız.

Bebeğinizle aranızdaki bağlanma yolu ve süreci, diğer ebeveynlere göre farklı olabilir. Bu normal bir durumdur. Fakat, eğer bebeğinizle ilgilenme sürecine bir türlü giremiyorsanız, onun yüzünden kendinizi mutsuz hissediyor ve bu mutsuzluk yüzünden ona kötü davranıyor, onu suçlu buluyorsanız, doktorunuzla en kısa zamanda görüşmenizde fayda vardır. Doğum sonrası depresyon, annelerin doğumdan sonra yaşadığı yorgunluk ve hüzünden başka bir durumdur. Bu depresyon durumunda, çocuğunuzun isteklerini algılamanız ve ona tepki vermeniz gecikir. Böyle bir durumda, profesyonel bir yardım almanız önemlidir.

İlk Yayın Tarihi: 23 Nisan 2019 @ 21:01